Öğrenciyken köpek öldüreninden içtiğimiz, biraz palazlandığımızdaysa uzmanı kesildiğimiz meyin (Farsçada “mey”, “şarap” demek, “meyhane” de buradan geliyor.) incelikleri üzerine sizin için çalıştık.
İşte ortamlarda şaraptan çaktığımızı göstererek caka satabileceğiniz fiyakalı hareketler! Unutmayın biz ne dersek diyelim, şaraptan anlamak demek önce şarap içmeyi ve “iyi” yemek yemeyi sevmek demek.
Binbaşı kim?
http://www.youtube.com/watch?v=Lq0vwBPGuMo
İyi bir mekândaysanız masaya tek bir şarap menüsü gelir. Masada şaraptan en çok anlayan kişi diğerleriyle de konuşarak şarabı seçer. Bu kişiye restoranlarda garsonlar, “masanın binbaşısı” der. Dolaysıyla menüyü kapmaya bakın. Ha bu arada, hesabı da binbaşının önüne koyduklarını belirtmeden geçmeyelim.
Kadınlar ne derse o!
Masada kadın-erkek bir aradaysa kadınların istediği şarap sipariş edilir. Ve bu centilmence davranışı masadakilere hatırlatan bir erkekse emin olun o gece o mekândan yalnız çıkmaz; çünkü masadaki tüm kızların gönlünü çoktan fethetmiştir.
Sırasına yandığım
Aman ha karıştırmayın! Yaygın bilinenin aksine önce şarap sonra yemek seçimi yapılır. Yani şarap yemekten daha önemlidir. Eee zaten masada kafadan bunu bildiğinizi belli etseniz yeter; garson dahil herkes düğme ilikler önünüzde…
Bi’sefer de mantara bağlayın
Ismarladığınız şarap masaya geldiğinde garson şişeyi açıp mantarı önünüze bırakacak. Yanlış anlamayın, adam bi’şey demek istemiyor; mantara bakmanızı ve servis yapılması için onay vermenizi bekliyor. Bozulmuş şarap en iyi, mantarındaki küften ve keskin kokusundan anlaşılır. Bozuk mu bakın. Unutmayın, dünyanın en iyi restoranında bile şarabı geri gönderme hakkına sahipsiniz. Aslında zaten iyi restoranda bu hakka sahipsiniz, kötü bir mekanda o şarabı bir şekilde size yine kitlerler.
Havanız batsın!
Kırmızı şaraplar, özellikle de yıllanmış olanlar açıldığında bir süre karafta (şarapların havalandırılması için özel olarak üretilmiş, dibi geniş, ağzı dar sürahiler) bekletilmeli ve havalandırılmalı. Ancak bu şekilde keskinliğini atar, bukesini ve aromasını ortaya çıkarır. Garson bu tarafa bakıyor! Şöyle afili bir hareketle karaf istemenin tam zamanı.
Avuçlamayın, kavun değil o!
Şarap kadehini aman ha beş parmağınızla avuçlamayın. Kadehe entegre olmanıza gerek yok. İnce ince, iki-üç parmağınızla ayağından tutun. Kızlar küçük parmağını dışa doğru salabilir ama erkekler farklı teklifler almak istemiyorsanız, kesinlikle hayır!
Kadehteki gözyaşları
Kadehi havaya kaldırın ve sallayın. Şarabın rengi berrak olmalı. Koyu vişne rengiyse genç, kiremit rengine yakınsa yıllanmış bir şarapla karşı karşıyasınız demektir. Bacakları kontrol edin. Afallamayın! Şarabın kadehte bıraktığı yollara “gözyaşı” veya “bacak” denir. Konuşurken bunu da araya sıkıştırıverin. Çok bacak bırakanlar daha eski tarihlidir, yüksek alkollüdür.
Bu işe burnunuzu sokun!
http://www.youtube.com/watch?v=gfycFRtZuYg
Burnunuzu kadehe iyice sokun. Çekinmeyin çekinmeyin; iyice, sonuna kadar. Koklayın ve aldığınız kokuları sıralamaya başlayın; meyve, baharat, çiçek? Yoksa odun mu? Sonra başlayın ballandıra ballandıra anlatmaya… Bu işin uzmanları da tam olarak böyle yapıyor.
Şarapla gargara
Şimdi tadım zamanı. Büyük değil küçük bir yudum alın ve gargara yapar gibi biraz abartılı bir hareketle şarabı ağzınızın içinde dolaştırın. Eksperlerin şarap tadımlarında tükürük kapları olur ve ağızda dolaştırılan yudum tükürülür. Ama tadımda değilsiniz abartmayın. Edebinizle yutun ve ahkâm kesmeye başlayın.
Başımda niye dikiliyor bu adam?
Garson, masadakilere servis yapmadan önce gecenin şarap uzmanı (!) olarak sizden, aldığınız yudumdan sonra başınızla bir onay vermenizi bekler. Yani, şarabımı içerken başımda niye dikilip duruyor diyerek adamın yüzüne bön bön bakmayın. Baş sallamanız veya kısaca “Tamamdır” demeniz yeterli.
Eğitim şart!
http://www.youtube.com/watch?v=vgjUcDBDlXo
Şarap literatüründeki kelimeleri bilin ve yerli yerinde kullanın. Tanen, bacak, sommelier, rekolte, kupaj, buke, fermantasyon, asidite, teruar, sepaj, dijestif vs… Bunları da biz söylemeyelim, bi’zahmet Google’layın…
Tüm eski şaraplar iyi midir?
Şarap ne kadar eskiyse o kadar iyidir bilgisi kısmen yanlış. Her şarap uyutulmaya, yani yıllandırılmaya müsait değildir. Ayrıca şarabın yıllandırılması için, üreticilerinin dahi zar zor sağlayabildiği çok özel koşullara ihtiyaç var (ısı, ışık, nem vs.). Şarap ancak bu çok özel koşullarda bekletilirse yıllar sonra da içilebilir. Bunun haricinde bu kadar beklemiş bir şarap sirke olarak bile kullanılamaz. Yani ne yapmıyoruz; evdeki vitrinde, yıllardır güneş altında sıcakta duran ve dekor işlevi gören evladiyelik şarabı “Hadi size bir kıyak yapayım” diyerek açıp arkadaşlarımıza içirmiyoruz. Zira şarap zehirlenmesi de pistir; aman diyelim!
Şarapçıların kralı bonusu: Kenan Komutan
http://youtu.be/Gb6CYvo-JIQ
🙂