Bir sanatseverin başına gelebilecek en kötü şey, sanattan yoksun bir şehirde yaşamasıdır. Bu tıpkı, denizi seven birisinin denizden çok uzak bir yerde ölmesi gibidir.
Neyse ki, sanatçılar ve sanatseverler özgür bir ruha sahip olduğu için hayatlarındaki bu eksikliği en iyi şekilde kapamayı iyi bilir. İlk fırsatta bu şehirleri gezip görmenin planlarını yapar. Hatta gerekirse tüm geçmişini geride bırakarak, yeni bir şehirde her şeye tekrar başlayabilecek cesarete sahiptir.
Bu listemizde, birinci sınıf müzelere ve sokak sanatlarına ev sahipliği yapan, dünyanın dört bir yanına yayılmış sanat dolu şehirleri bir araya getirdik. İşte sanatseverlerin hiç sıkılmadan tüm hayatlarını geçirebileceği 10 büyüleyici şehir:
1. Paris, Fransa
Paris’te binden fazla müzenin yer alması, orda yaşamak için geçerli bir sebep. Ayrıca her sanatçının ölmeden önce gitmesi gereken, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sına ev sahipliği yapan Louvre Müzesi de Paris’te bulunuyor.
2. New York, ABD
Sadece Manhattan’da bulunan; Metropolitan Sanat Müzesi, The Museum of Modern Art ve Solomon R. Guggenheim Müzesi bile sanatseverlerin aklını başından alması için yeterli.
3. Tokyo, Japonya
Genellikle şehirlerin merkezinde müzelerden oluşan caddeler olurken, Tokyo’da durum biraz farklı. Sanat galerilerinin çoğu şehrin dışına yayılmış vaziyette. Fakat hepsi de gezmeye değer. Sadece Roppongi bölgesine giderek Mori Sanat Müzesi’ni ve Tokyo Ulusal Sanat Müzesi’nin yaratıcılık dolu kokusunu içinize çekebilirsiniz.
4. Londra, İngiltere
Klasik, modern ya da çağdaş, hangi sanat dalına ilgi duyarsanız duyun Londra’da aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. Vincent van Gogh’un Ayçiçekleri tablosundan, John Constable’ın The Hay Wain’ine kadar birçok eseri National Gallery’de görebilir, Tate Modern’de; Picasso, Hockney and Warhol’un eserlerini izlerken hayallere dalabilirsiniz.
5. São Paulo, Brezilya
Latin Amerika’nın sanat başkenti sayılan São Paulo, Venedik’ten sonra açılan dünyanın en eski ikinci sanat bienaline de ev sahipliği yapıyor. Ayrıca São Paulo Modern Sanat Müzesi’ne giderek Brezilyalı sanatçıların yaptığı modern ve çağdaş sanat eserlerini inceleyebilirsiniz.
6. Floransa, İtalya
Rönesans hayranları için Floransa’dan daha iyi bir yer olamaz. Michelangelo’nun en iyi eserlerine ev sahipliği yapan Galleria dell’Accademia’yı ziyaret edebilir, Botticelli’nin Venüs’ün Doğuşu’nu ve Raphael’in Madonna of the Goldfinch’ini görmek için Uffizi Galerisi’ne gidebilirsiniz.
7. Berlin, Almanya
Sadece sanatseverlerin değil, her insanın yaşamak isteyeceği Belin için, dünyadaki her sanat tarzına ev sahipliği yapan bir şehir desek yanılmayız. 13. ve 19. yüzyıllar arasında yapılmış klasik sanat eserlerine meraklıysanız Alte Nationalgalerie ve Gemäldegalerie’ya gidebilir, 20. yüzyıl modern sanatına ilgi duyuyorsanız Neue Nationalgalerie içinde ufkunuzu genişletebilirsiniz.
8. Chicago, ABD
Çağdaş Sanat Müzesi ve Chicago Sanat Enstitüsü gibi dünyaca tanınan birinci sınıf müzelerin yanında, sadece sokaklarında gezerek bile birçok sanat eseriyle (Picasso’nun heykeli, Joan Miró’nun Chicago’su ve Anish Kapoor’ın Millennium Park’taki Bulut Kapısı gibi) karşılaşabilirsiniz.
9. Barselona, İspanya
Picasso’nun birçok eserine ev sahipliği yapan Picasso Müzesi, tek başına bile Barselona’ya gitmek için yeterli bir sebep. Romanesk, gotik ve barok çalışmalarının en güzel örneklerini barındıran Katalan Ulusal Sanat Müzesi de ölmeden önce mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.
10. Melbourne, Avustralya
National Gallery of Victoria ya da Australian Centre for Contemporary Art gibi büyük kurumları barındırsa da, Melbourne’daki en iyi sanat eserlerini sokaklarda görmeniz mümkün. Bir alışveriş merkezinin önünde Simon Perry’nin Public Purse’ünü ya da bir parkta yürürken Deborah Halpern’ün Melek heykelini görebilirsiniz.