Bazı ülkeler atıklarını o kadar derli toplu ayırıyorlar ki, ayıra ayıra atıkları kalmadı. Çöpü biten ülke var yahu. Tahmin edebileceğiniz gibi yine Elf diyarlarından bir Kuzey ülkesiyle karşı karşıyayız.
İsveç çöp geri dönüşüm işini öyle bir noktaya getirdi ki adamların çöpü bitti. Duymuşsunuzdur koca ülke dost ve kardeş Norveçlilerden yılda 80.000 ton çöp almanın planlarını yapıyor. İnsanca yaşamanın da bir edebi var. Bu kadar ileri gitmeyiniz. Gelişmişlik nereye kadar? Medeniyet nereye kadar? İşte allah böyle elalemin çöpüne muhtaç bırakır insanı!
Geyikle karışık kıskançlığımızı attıktan sonra konuya dönelim. Gelişmiş ülkeler atık ayırma hususunda artık çevre temizliğini aşıp bu döngüden enerji üretmeye başladılar. Hem de hayli yüksek miktarlarda. İsveç elektrik ve ısınma ihtiyacını geri dönüşümünden elde ediyor. Çöpünün bitme sebebi bu. 250.000’in üzerinde evin enerji ihtiyacı bu şekilde sağlanıyor. Ülkede açığa çıkan çöplerden yalnızca %4’ü geri dönüşemez nitelikte.
Bizim daha yolumuz inanılmaz uzun. İsterseniz işe öncelikle çöpe attığımızda tehlike yaratacak maddelerden başlayalım ve hızlıca çöpe atmadan önce bir kere daha düşünmeniz gereken atıklar listemize bir göz atalım. Hatta düşünmeyin bile, sakın çöpe atmayın olsun bitsin.
Cam termometre
Bu zımbırtıların içinde yer alan 500 mg. cıva yaptığı işe göre saçma sapan tehlikeler yaratabiliyor. Cıvanın sağlık için kritik değerleri ortamın fiziki durumuna göre 0.01 mg. ile 0.03 mg. arasında değişiyor.
Havada buharlaşan bu kimyasal, istenilmeyen düzeyde cıva solunmasına sebep olabilir. Cıva da insan vücudunda maalesef pek öyle Terminator filminde durduğu gibi karizmatik duran bir madde değil. Bu yüzden satın alırken elektronik termometre tercih ediniz. Aslında bir süredir cıvalı eski tip termometrelerin satışları da yarattıkları tehlikeden ötürü yasak. Evinizdekini atacağınız zaman ise asla çöpe atmayın. Sağlık merkezlerinde ve kimi eczanelerde tıbbi atık çöpleri var, sorunuz gösterirler.
Her türlü yağ
Türkiye yılda 1.5 ton yağ tüketiyor. Her evden 10 kilo kadar kullanılmış yağ çıkıyor. Bir litre kullanılmış yağ, 1 milyon litre içme suyunu, yani 15 kişinin bir yıllık suyunu içilmez hâle getiriyor. Senelerdir haber bültenlerinde bile bu konuda uyarılar yapılıyor; ama atık yağın saklanması ve uygun çöpe ulaştırılması pek konforlu olmadığından çoğu ev yağını lavabodan dökmeye ya da ev çöpüne atmaya devam ediyor. Aslında yapmanız gereken çok kolay.
Belediyelerin atık yağ toplama hizmeti olduğu gibi özel kuruluşlar da atık yağları değerlendirdikleri için adresinizden ücretsiz almaya geliyorlar. Hizmet veren farklı şirketler var o yüzden buradan yönlendirme yapmayalım. İnternette “Alo atık yağ” gibi komik bir arama yaparsanız kendi istediğiniz firmayı kendiniz seçebilirsiniz. Bu hizmetten yararlanabilmeniz için 5 lt. yağ biriktirmiş olmanız gerekiyor.
Nedense bir türlü sevemediğimiz şey
Akkor ya da halojen lambalar geri dönüştürülebilir değiller yani çöpe atabilirsiniz. Ancak atarken bir karton kutu ya da bir kaç kat kağıda sarmanızı öneririz. Böylece çöp toplayarak geçimini sağlayan kişilere ya da çöplerde yemek arayan hayvan kardeşlerimize zarar vermemiş oluruz.
Led ampullerin çoğu geri dönüştürülebilir. Düşük enerji tüketen aydınlatma ürünleri de kısmen geri kazanılabilir. Ancak enerji tüketimi düşük olan bu lambaların da bir çoğunda cıva bulunuyor. Bunları büyük elektronik ve mobilya mağazalarındaki özel çöplere atmanızı öneririz.
Enerji tasarruflu lambanız kırılırsa elle temastan uzak durun. Parçaları elektrikli süpürgeyle çekmeye de çalışmayın. Süpürge cıvanın havaya karışmasını ve daha da yayılmasını sağlayacaktır. Böyle bir durum yaşarsanız bir bezle alanı silin ve kırıkları sildiğiniz bezle birlikte kapaklı bir kavanoza koyun. Kavanozu bahsettiğimiz büyük marketlerdeki ilgili kutuya atın.
Beyaz eşya
Kullanılmış ya da bozuk beyaz eşyalardaki izolasyon maddeleri, elektronik aksam ve gazlar doğal yaşama dair şeyler değil. Yani doğada kendiliklerinden varlıkları söz konusu değil. Bu yüzden güzel doğa bu arkadaşlara karşı ne yapması gerektiğini bilemiyor. En fazla paslandırıp bırakıyor. Bu tip eşyalardan sızan kimyasalların atmosfere karışmasını haliyle istemiyoruz.
Eskiden beyaz eşya ömürlük alınır ve 3-5 sefer tamiri yapılırdı. Günümüzde artık onlar da hızlı tüketim ürünü oldular. Klasmanlarına baksanız dayanıklı ev gereçleri ama kabul edelim ki pek de öyle uzun süre dayanmıyorlar. Tamircilerden duyulan en sık söz “Tamir edeceğine yenisini al daha iyi”. Hal böyle olunca bu tip eşyaların atıkları da hızla artıyor.
Yenisini alırken eskini mutlaka aldığınız yere vermeye gayret edin. Bazen eskiyi getir yeniyi götür kampanyaları yapıyorlar. Eşyayı aldığınızda eskiyi geri almak istemeyen, almamız şart değil diyen bayiilerle karşılaşabilirsiniz. Çünkü onlar için öncelikli olan satışı yapmak. Siz yine de eskiyi almalarını isteyin. En azından atığın düzgün bir şekilde dönüştürülebilmesini sağlamış olursunuz. Hiçbirini yapamıyorsanız “Eskiler alıyorum eskici” amcalar da bir çözüm. Hiç yoktan iyidir.
Bu konuda aslında geçtiğimiz senelerde hayli umut veren gelişmeler vardı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı atıkların geri dönüşümü uygulaması kapsamında 2013 yılında bir yönetmeliği yürürlüğe alacaktı. Buna göre, elektronik ve elektrikli ürünlerde, firmalara sattıkları ürünlerin yaklaşık yarısına kadar, piyasadaki eski ürünleri toplama zorunluluğu getiriliyordu. Bilin bakalım ne oldu? 2012 yılında resmi gazetede yayınlanan yönetmelik uygulamadaki sorunlardan dolayı yenilemeye girdi. Şu anda yeni öneriler ve taslaklar var. Merakla sonu bekliyoruz. İlgili önerilere buradan ulaşabiliriniz.
Boya badana
Her insan boya yapmayı sever. Her Türk boyacı doğar. Kendi evini boyamak da güzel iş hani. Alet edevatlar da şahane. Ama ne kadar usta olursanız olun mutlaka boya artacaktır. Tam atsan atılmaz satsan satılmaz malzeme. Her an dökülebileceği için evin içinde gizli bir tehlike olarak bekliyor. Ayrıca çocuklar için de yeni keşiflere açık bir alan. Asıl sorun da burada.
Çocukların oyun alanına dahil olmaması gereken şeylerin aynı zamanda çocuklar tarafından merak edilmez şeyler de olması gerekiyor. Sorun şu ki çocuklar her şeyi merak ediyor, özellikle renkli şeyleri. Bu tip malzemeler ve incelticiler yanıcı ve zehirlidir. Artık boya asla evin içinde muhafaza edilmemeli. Az kaldıysa bir kat daha vurun. Çok kaldıysa tanıdık bir boyacı bulun ve ona vermeye çalışın. Gerçi almayacaktır ama denemekte fayda var.
Bahçe, ev bitkisi katkı ve ilaçları
Öncelikli olarak bu maddeleri satın almayın ve kullanmayın. Kendinize ve çevrenize yapacağınız en büyük iyilik bu olacak. Pestisit ve herbisitler zararlıdır. Hem size, hem yakın çevrenizdeki canlı hayata, hem de yer altı sularıyla dört bir yana zarar verirler. Bunların doğayla dost imajlarına, ibarelerine kanmayınız. Unutmayın zararlıları öldüren şeyin kendi de zararlıdır. Zararlı olmasa öldüremezdi.
Bu tip maddeleri bir kere aldıysanız artığını çöpe atmayınız. Belediyenin atık toplama birimlerine veriniz. Bunlardan milyonlarcası satlılıyor ve çevreye yayılıyor. Olsun, siz üzerinize düşeni yapmış olmanın mutluluğuyla yaşarsınız.
İnsan saçı, kılı, hayvan tüyü
Saç dediğimiz şey aslında bildiğiniz nitrojen ya da azot da diyebilirsiniz. Ya da nitrojen dediğiniz şey aslında bildiğiniz saç. Bu da olur. Bu da demektir ki saçları yapacağımız organik bitki gübrelerine karıştırabiliriz. Böylece dandik kimyasal katkılardan da kurtulmuş oluruz.
Ayrıca bazı ülkelerde bir şekilde yakalandıkları hastalıktan dolayı saçlarını kaybeden gençler ve çocuklar için saç bağışı yapılabiliyor. Bu bağışlara aracı olan hayır kurumları var. Bağışlanan saçlar daha sonra bu çocuklar için peruğa dönüşüyor ya da imkan varsa implant yoluna bile gidilebiliyor. Ülkemizde sosyal sorumluluk ya da hayır işlerine adım atmak isteyen kurumlar için belki iyi bir fikir olabilir.
Çakmak ve yanıcılar
Doldurulabilir çakmak almak en iyisi. Ondan iyisi sigarayı bırakmak ama o ayrı bir konu. Çakmak doldurulabilir değilse atmadan önce mutlaka sonuna kadar gazını bitirin. Söylemeye gerek yok ama yanıcı olan her şey tehlikelidir.
Bilgisayar ve elektronik
Hurda dizüstü ya da masaüstü bilgisayarlar, her türlü ekran – ses vb. kartlar ve diğer tüm bilgisayar ekipmanları, yazıcılar, tarayıcılar, fotokopi makineleri, gibi gereçler elektronik atık sınıfında sayılıyor. Bir çoğunun sarf malzemesi de tehlikeli atık konumunda. Bunların hurdalarını neredeyse her büyük elektronik firması alıyor. İçlerindeki kurşun, cıva, berilyum, kadmiyum gibi maddelerin haricinde altın, gümüş ve platinyum gibi değerli metaller de büyük bir zevkle geri kazanılıyor.
Tarihi geçmiş ya da artık kullanıma ihtiyaç kalmamış ilaçlar
Kullanılmayan ilaçlar özellikle minik kutularının içine ıvır zıvır koymak için çöpe ya da klozete atılıyor. Tonlarca kimyasalı suda eritip çevreye saçmak takdir edersiniz ki aşırı saçma bir davranış. Bu şekilde asla İsveç olamayız. 🙂 Bulabilirseniz yaşadığınız yerdeki Toplum Sağlık Merkezine ama daha da garantisi hastanelere ya da bu tip toplama kutuları olan eczanelere bırakabilirsiniz.
Araç lastikleri
İşin usulü lastiği aldığınız yere iade etmektir. Geri almak durumundalar. Lastikleri bunun dışında bir yöntemle ortadan kaldırılmaya çalışılması yasaktır. Ömrünü tamamlamış lastikler yüksek ısı değerlere sahip olduklarından Çimento Fabrikaları, Kireç – Alçı Fabrikaları gibi tesislerde ilave yakıt olarak kullanmakta. Bunun yanında özel izinli bazı firmalar bu tip lastikleri belli işlemlerden sonra yeniden kullanılabilir hale de getirmekteler.
Makyaj malzemeleri ve kozmetik ürünleri
Bazı markalar şişe ve kutuları geri alıyorlar ama ülkemizde pek sık rastlanılan bir durum değil. İçeriği kimyasal olan kozmetikleri atık suya karıştırmayınız. En doğrusu tabii ki kimyevi atık toplamaya verilmeleri.
Bir şekilde patlamamış fişekler
Malzeme bozuk olabilir, kullanım tarihi geçmiş olabilir, sebep ne olursa olsun kesilikle patlayıcı özelliğinden arındırılmış olmalı. Bu tip malzemeyi atmadan önce mutlaka bir gece önceden suya batırıp bekletmelisiniz. Eğer miktar fazlaysa mutlaka katı atık depolama tesislerine ulaşılmalı.
Poşetler, poşetler, poşetler
Muhtemelen insanoğlunun yarattığı en saçma ürün. Bazı ülkelerde çevreye zararlı olanlarının üretimi yasak; ama çevreye tamamen zararsız bir poşet cinsi de yok. Sadece poşetler de değil. Her türlü dandik malzemenin paketlenmesinde kullanılan plastik filmler, mutfaklarda kullandığımız streç filmler gibi şeylerin efektif dönüştürülebilmesi için kimya firmaları ortak çalışmalar yürütüyorlar. Hayatı kolaylaştırırken dünyayı yaşanmaz kılan bu tip ürünleri bir arada sıkıştırarak tutmak ve birikince topluca plastik çöpüne atmak şimdilik yapılacak en doğru hareket.
Minik zehir tüpleri
Çöpe attığınız her pil bir şekilde sızacak ve açığa çıkan zehirli maddeler mutlaka doğaya karışacak. Hadi eskiden daha zordu ama şimdi neredeyse her köşe başında pil toplama kutuları var. Bunları bir kutunun içinde toplayıp 3-4 ayda bir pil toplama haznelerine atmak çok zor olmamalı.
Her türlü yapıştırıcı madde
İçerikleri toksik olduğundan kafamıza göre atmamalıyız. Boyalarla birlikte kimyasal atık toplama çöplerine teslim edilebilirler. Bunları atmadan önce bir süre açık bırakıp kurumalarını sağlamak da ortadan kaldırılmalarını kolaylaştıracaktır.
Su filtreleme aparatları
Kartuşları elden geldiğince ev çöpüne atmamaya çalışın. Aslında sürekli yenilebilir madde kullanan aparatlardan kaçınmak en doğrusu. Üstelik musluk suyu filtrelemek günümüzde tek çözüm değil. Eve düzgün bir markadan zaten filtrelenmiş su almak sanki daha mantıklı gibi. Tabii ki bu yazdıklarımız musluk suyu içilemez şehirler için geçerli.