Rusya ve Ukrayna krizi, bir süredir dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri. İki ülke arasındaki kriz, geçtiğimiz aylarda Rusya’nın Ukrayna sınırına asker ve zırhlı araç konuşlandırmasıyla başladı. Rusya çeşitli tatbikatlar yaparak güç gösterisi yapmaya devam ediyor. Rus güçlerinin Ukrayna sınırındaki mevzileri ve karargahları da uydu fotoğraflarından net bir şekilde görülüyor. Bu durum sadece Ukrayna’yı değil birçok ülkeyi harekete geçirmiş durumda. Ukrayna özellikle ABD ve İngiltere’den gelen silah destekleriyle caydırıcı yığınaklar oluşturmaya çalışsa da iki ülkenin askeri güçleri arasında kıyaslanamayacak miktarda uçurum bulunuyor. Peki Ukrayna ve Rusya neden savaşın eşiğine geldi? Mevcut krizi anlamlandırmak için tarihe kısa bir yolculuk yapmak gerekiyor. Biz de sizin için iki ülke arasındaki gerilim dolu ilişkileri özetleyen bir liste hazırlamak istedik. İşte Rusya- Ukrayna ilişkilerinin dönüm noktaları…
1. Kiev’in kurulması
9. yüzyıl sonlarına doğru kendilerini Rus olarak adlandıran bir grup Norman halkı, şu anda Kuzeybatı Rusya’da bulunan Doğu Slav toplulukları üzerinde kontrol kurdu. Ardından Dinyeper Nehri’ni takip ederek büyük bir şehir inşa ettiler. Bu şehir günümüzde Ukrayna’nın başkenti olan Kiev’di. Bu gelişmenin ardından İskandinavya’dan gelen seçkinler, kısa bir süre sonra yerel Slav nüfusu içinde asimile oldu. Ardından şehirde yaşayan insanlar kendilerini Rusin halkı olarak adlandırmaya başladı. O zamanlar Rus devletinin kalbi günümüzde Ukrayna’nın başkenti olan Kiev’di. 12. yüzyıla gelindiğinde şehrin oldukça uzak bir bölgesine Moskova isimli yeni bir kent kuruldu. Bu sırada Kiev’in ilk büyük prensi I. Vladimir, Hristiyanlık dinini benimsedi. Tarihçiler bu bölgede yeşeren yönetimi Kiev Knezliği olarak tanımlıyor. Günümüzde Ukrayna, Kiev Knezliği’ni kurucu devlet olarak kabul ediyor. Rus tarihçiler ise Kiev Knezliği’ni, Rus tarihinin ilk dönemi olarak benimsiyor. İşte Rusya ve Ukrayna krizi bu şekilde başlamış oluyor.
2. Pereyaslav Antlaşması
14. yüzyılda Moğol güçleri önemli ölçüde zayıfladıktan sonra Moskova Knezliği ve Litvanya Büyük Dükalığı eski Rus topraklarını bölmeye başladı. Böylece Polonya’nın güney sınırında yeni bir sosyal grup olan Ukrayna Kazakları (Günümüzdeki Kazakistan ile karıştırılmamalı) gelişti. Ukrayna Kazakları, Polonya’nın güney bozkır sınırını Türk ve Tatar akınlarına karşı koruyan, çoğu kaçak köylü serflerden oluşan büyük ve özgür bir halktı. O dönemlerde “Ukrayna” kavramı zaten vardı. Ancak yerel halk kendilerini “Rusinler” olarak adlandırmaya devam ediyordu. 17. yüzyılın başlarında, Ukrayna topraklarındaki Ortodoks Hristiyan nüfusu, Katolik Polonya’nın dini politikalarına düşman olmuştu. Çünkü Polonyalılar ülkenin her bir yanına serfliği yaymaya çalışıyordu. Bunun üzerine 1648 yılında büyük bir isyan başladı ve Ukrayna Kazakları bu isyan sonucunda bağımsız bir yönetim kurmayı başardı. Ukrayna Kazakları, Polonya’ya karşı bir müttefik arayışıyla Rusya’dan koruma talep etti. Böylece 1654 yılındaki Pereyaslav Antlaşması’yla Ukrayna, Rusya’nın koruması altına girmiş oldu.
3. Ukrayna milliyetçiliğinin yükselmesi
1764 yılında Büyük Katerina, Ukrayna’nın özerkliğinin son kalıntılarını silebilmek için Dinyeper’deki Kazak kalesini yerle bir etti. O tarihten sonra Ukraynalıların kültürlerini yok etmek için birçok girişimde bulundu. Örneğin Ukraynaca yazılmış kitaplar yasaklanmaya başladı. Siyasi propaganda yaptığı düşünülen insanlar tutuklandı. Ancak bu durum Ukrayna milliyetçiliğinin gelişmesiyle sonuçlandı. Ukraynalı vatanseverler artık Ruslardan farklı olduklarını belirtmek için etnik bir adlandırma olarak “Ukraynalılar” ifadesini kullanmaya başladı.
4. Bağımsızlık ve sonrası
Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus Çarlığı çökünce, Ukraynalılar hemen Ukrayna Merkez Konseyi’ni kurdu. Bu konsey kısa bir süre sonra devrimci bir parlamentoya dönüştü. Rusya’da kurulan geçici hükümet, Ukrayna’ya “Ukrayna Halk Cumhuriyeti” adı altında bir özerklik tanıdı. Ancak Bolşevikler iktidara geldiğinde yeni kurulan devleti tanımayı reddettiler. Böylece Ukrayna, Sovyetlerin işgaline uğradı. Sadece üç yıl bağımsız kalabilen Ukrayna, 1922 yılında Sovyetler Birliği’ne katıldı. O tarihten sonra Stalin, Ukrayna’nın kültürel varlıklarını yok etmek için her şeyi yaptı. Birçok insan çatışmalar sırasında hayatını kaybetti.
5. Sovyetler Birliği’nin çöküşü
25 Aralık 1991 tarihinde Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov’un istifa etmesiyle Sovyetler Birliği’ni oluşturan cumhuriyetler tek tek bağımsızlıklarını ilan etmeye başladı. Ukrayna, Belarus ve Rusya arasında imzalanan anlaşmayla Bağımsız Devletler Topluluğu kuruldu. Ancak Ukrayna, bağımsızlıktan sonra hem ekonomik hem de siyasal açıdan birçok sorunla yüz yüze geldi. Öte yandan Ukrayna için hala bir Rus tehlikesi vardı. Bunun üzerine NATO’ya katılmak için çeşitli politikalar izlemeye başladı. Ancak henüz NATO’ya üye olamadı.
6. Kırım’ın ilhakı
2000’li yılların başlarından itibaren Ukrayna hükümeti Avrupa Ülkeleri’yle yakın bir ilişki içindeydi. İktidarda olan Yanukoviç hükümeti, Avrupa ile kapsamlı bir anlaşma yapmak üzereydi. Bu anlaşmanın yapılması Ukrayna’nın Rusya ile olan ilişkilerini olumsuz etkileyecekti. Yanukoviç yine de pürüzlerin giderilebileceğini düşünüyordu. Bu gelişmelerin ardından Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’e karşı protesto gösterileri başladı. Polis, protestoları bastırmak isteyince halk ve polis arasında bir çatışma çıktı. Büyük çatışmanın ardından 18’i polis olmak üzere 130 kişi hayatını kaybetti. Bu olayların ardından Yahukoviç, Rusya’ya sığındı ve aynı gün Ukrayna Parlamentosu tarafından oybirliğiyle görevinden alındı.
Ukrayna’daki bu karışıklıklardan istifade eden Rusya, 18 Mart 2014 tarihinde Kırım’ı ilhak etti. Kırım’daki Rusya yanlısı ayrılıkçılar, bölgenin Rusya’ya katılması için anayasaya aykırı bir referandum düzenledi. Rusya, referandumdan katılma kararı çıkınca, Kırım Cumhuriyeti ve Sivastopol’u federal birimleri olarak görmeye başladı. Ancak Ukrayna Kırım’ı kendi bölgesi olarak kabul etmeye devam ediyor. Ukrayna’nın bu iddiası da birçok yabancı devlet tarafından da destekleniyor.
7. Rusya’nın sınıra asker konuşlandırması
Ukrayna ve Rusya arasındaki tansiyon, 2014 yılında Kırım’ın ilhak edilmesinin ardından hiç düşmedi. Batı Rusya’ya yönelik birçok yaptırım kararı alsa da siyasi gerilim tırmanmaya devam ediyordu. Bu sırada Ukrayna sınırındaki Donetsk’te, Rusya’dan destek alan ayrılıkçılar ve Ukrayna ordusu arasında çatışmalar başladı. 2015 yılında başlayan çatışmalar, 2020 yılına kadar devam etti ve bu sırada 15 bin kişi hayatını kaybetti. 2020 yılında ateşkes yapılmış olsa da bölgedeki gerilim zaman zamana artmaya devam ediyor. Örneğin geçtiğimiz yıl Mart ayında yaşanan çatışmalarda dört Ukrayna askeri hayatını kaybetmişti. Tüm bunlara rağmen bölgedeki ayrılıkçılara Rusya’nın desteği devam ediyor.
2021 yılının sonunda Ukrayna; ABD, NATO ve Avrupa ülkelerine çağrı yaptı. Bu çağrıda Rusya’nın sınır bölgelerine asker yerleştirdiği söyleniyordu. Batılı ülkelerin istihbarat raporları da Rusya’nın binlerce askerini Ukrayna sınıra konuşlandırdığını onaylıyordu. Rusya bu sayede Donbas bölgesindeki Rus yanlısı ayrılıkçıları desteklediğini ortaya koymak istemişti. Kısa bir süre sonra Rusya’nın Belarus ile askeri tatbikat yapacağını açıklaması gerilimin tırmanmasına yol açtı. Bu sırada Rusya, Ukrayna sınırına keskin nişancılar yerleştirdi. Sınırdaki tüm bu hareketliliğe rağmen Rusya, sadece olağan kış eğitimi yapıldığını belirtiyor. ABD başta olmak üzere birçok NATO ülkesi, Rusya’nın askeri yığınak ve tatbikatları karşısında Ukrayna’yı desteklediklerini dile getiriyor. Son aylarda yaşanan diplomasi trafiği ve liderlerin görüşmelerinden bugüne kadar sonuç alınamadı. Bu nedenle iki ülke arasındaki gerilim tırmanmaya devam ediyor.