Rock derken genel bir çerçeve çizme amacında olduğumu belirteyim önce. Rock ve Metal’in her türlüsünün konuşulduğu bu ortamlarda (bir lise kantini, bir kafe-bar, öğrenci evi yahut Youtube’daki bir videonun yorum kısmı…) muhabbeti harlamak için başvurulan belli konular vardır. Herkes daha önce defalarca konuşulduğunu bilir ama yine de eğlencelidir bu geyikler…
Megadeth mi Metallica mı?
Muhtemelen Megadeth kurulduğundan beri devam eden bu amansız tartışma, en sonunda “Mustaine’in Metallica’dan hiç ayrılmamış olduğunu düşünsene abi, ne acayip bişey olurdu” cümlesiyle noktalanır. Ama her iki taraf da muhtemelen ömür boyu kendi gruplarının daha iyi olduğunu düşünecektir.
O grup bozdu ya, popçu oldu popçu!
Bu cümleyi, şu anda faaliyette olan hemen her grup için duyabilirsiniz. Rock ortamlarının müdavimi geyikör, yeteri kadar sert bulmadığı herkesi popçulukla suçlayabilir. 1972’de kurulmuş olan grubun 1973’teki ikinci albümden sonra “çok bozduğu” tezi hararetle savunulur. Konu bir şekilde ‘Justin Bieber olma’ya kadar gelir.
Marilyn Manson’ın kaburgası
Manson’ın, tövbe bismillah, böyle kendi kendine oral seks yapabilmek için kaburga kemiklerinden bir iki tanesini aldırdığı efsanesi yıllardır hiç eskimedi. Eskimeyişi biraz da, kafalarda beliren “Ulan olur mu ki öyle?” şüphesine de bağlı. “Yapar mı ki?” sorusu belki de hiç akla gelmemiştir zira yukarıdaki insandan bahsediyoruz.
Konser sırasında sahnede civciv ezilmesi
En eski geyiklerden biri. Hatta birçoğumuz bu hikayeyle büyüdük diyebilirim. Civcivleri kimin ezdiği konusu da yıllardır pek netleşemedi. Ama ihale Ozzy Osbourne’a kaldı gibi görünüyor.
Mayhem’in yaptığı birtakım fenalıklar
Civciv ezme hikayesinin hemen ardından, bu Kuzeyli Black Metalci abilerin gerek konser sırasında, gerek normal hayatta yaptıkları birtakım fenalıklar konuşulur. İşte kilise yakmaktır, sahnede domuz patlatmaktır, intihar eden grup elemanının kafatasından kolye yapmaktır filan, türlü türlü kötü işler… İşte Norveç’te hep hava kasvetli olduğundan ve ana baba sevgisi olmadığından böyle kilise yakıyorl… (Ağzına bagetle vuruldu).
Ben Türkçe Rock dinlemiyorum
“Türkçe müzik dinleyecek kadar düştük mü be” alt metniyle ortamlara salınan bu cümle, uzun sürecek bir tartışmanın fitilini ateşler. “Hıı, Pentagram’ı duydum ama hiç dinlemedim yaa” cümlesinden sonra ya kafada şişe kırılır yahut da konu sessizce kapatılır.
Ayna grubundaki gitarist istihdamı
Ayna, kalabalık bir gruptu ve Rock dinleyicileri arasında pek de kabul görmezdi. Ama grupta aynı anda 3, yer yer 4 elektrogitar çalan adamın varlığı hala muhabbet konusudur. “Iron Maiden’da bile o kadar gitarist yoktu” cümlesiyle harlanır bu geyik.
O grup Rock yapıyor mu, yapmıyor mu?
“Resmen Pop abi o”, “Ya onlara da Black Metal diyorsan seninle müzik tartışmam ben”, “Sen hayatında Gore dinlememişsin o zaman”, “Thrash Metal zaten 1991’de bitti” gibi alt çeşitleri de vardır. “Sen onları dinliyorsan Rock dinliyorum diye ortalıkta dolaşma” cümlesiyle ve soğuk rüzgarlarla son bulur.
Kirk gitarist mi, Lars davulcu mu ay balam?
“Ya bırak, Lars davulcu mu abi?” gibi iddialı bir girişle başlayan tartışmaların sonunda, dünya genelinde gitarist denilebilecek 2 bilemedin 3 kişi kalır. Kimsenin davulcu olmadığı konusundaysa karar birliğine varılmıştır. Belki biraz Dave Lombardo… Ama biraz. O da meşhur “bagetle bozuk parayı duvarda tutma” efsanesinin yüzü suyu hürmetine.
Akmar Pasajı anıları
2000’lerin başındaki Satanizm haberleriyle ve cevval habercilerin hedef göstermesiyle bugün KPSS kitapçıları çarşısına dönüşmüş olan Akmar’ın eski günleri yad edilir. Anılar peş peşe gelir. 90’lı yılları dinlemek her zaman güzeldir. Kapanan mekanlara saygı ve övgü seansıyla sona erer.
Kadıköy ekolü
Hep anlatılagelmiş bir şey; Kadıköy Rock ekolü. Var mıdır, varsa nedir pek bilinmez. Muhabbet sıkıştığı anda yanına “Bakırköy ekolü” de katılarak ortama salınabilir. Cümle içinde kullanacak olursak: “Kadıköy sound’u bambaşka ya…”
Eski ‘Metalci’ kızların güzelliği
Akmar, Kadıköy demişken bu konuya girmemek olmaz. Uzun boylu, zayıf, uzun saçlı, sert bakışlı, beyaz suratlı, deri ceketli ablaların ne ara kaybolduğu sorgulanır. O dönemler (90’lar) özlemle anılır, günümüz kızları incitilir. Belki de hiç olmamışlardır da, yukarıdaki Luis Royo çizimi gibi hayal ürünüdürler, kim bilebilir…
Bi grup vardı, hatırlar mısın?
“…Cuma akşamları çalarlardı, hatta albümleri de vardı” şeklinde devam eden sorunun cevabı kâh Almora olur, kâh Knight Errant, kâh Radical Noise… Yeni grupların eskileri mumla arattığı konusunda uzlaşılır. (Bu arada Radical Noise hala var.)
İstanbul’da doğru dürüst canlı müzik mekanı yok
Bu da vazgeçilmez geyiklerdendir. Canlı müzik mekanlarının yetersizliğinden, sahiplerinin müzikten anlamadıklarından dem vurulur. Akşam yine o mekanlardan birinde buluşulur.
Wah pedalı
Wah pedalı kullanan gitaristlerin yerilmesiyle başlayan tartışma yine dünyada iyi gitarist olup olmadığı konusuna bağlanır (Geri dön: Madde 9)
Erken ölenlere saygı ve övgü
Erken ölen Rockçı abilerin/ablaların kulakları çınlatılır. Jim Morrison’ın şairliği, Jimi Hendrix’in stili, Cliff Burton yerine o kazada ölmesi gereken kişi filan, uzar gider.
Freddie Mercury’nin aslen Zeytinburnu çocuğu olması
Bıyığından ve askılı atletinden dolayı illa ki Freddie’nin de kulakları çınlatılır. “Bismillah” demesine filan da değinilir. Onun gibisinin gelmeyeceği hususunda birleşilir.
Klasik gitarla çılgın sololar atan Gençkan
Muhabbetin, tartışmalardan uzaklaştığına ve iyice eğlenceye dönüştüğüne işarettir. Sonra topluca bu video açılır ve topluca izlenir.