Brezilya’nın güneydoğu kıyılarında, masmavi Atlantik sularının ortasında, üzerinde tropik kuşların değil, ölümcül sessiz avcıların hüküm sürdüğü küçücük bir ada var: Queimada Grande Adası. Halk arasında bilinen adıyla Yılan Adası, korku filmlerine ilham olabilecek türden bir yer. Burası öyle sıradan bir yılan yuvası değil; dünyanın başka hiçbir noktasında yaşamayan, altın mızrakbaş adı verilen zehirli bir engereğin tek yaşam alanı. Küçücük yüzölçümüne rağmen burada binlerce yılan yaşadığı söyleniyor ve bu sayı “her adımda bir yılan” efsanesine kadar varıyor. 11.000 yıl önce deniz seviyesinin yükselmesiyle anakara ile bağını yitiren ada, o günden beri kendi ekosisteminde, kendi kurallarıyla varlığını sürdürüyor. Ziyaret etmek neredeyse imkânsız; çünkü Brezilya hükümeti, hem insanları tehlikeden korumak hem de bu nadir türü yaşatmak için adayı yasak bölge ilan etmiş durumda. İşte Brezilya Yılan Adası hakkında bilgiler…
Brezilya dendiğinde çoğumuzun aklına karnaval, samba, tropik sahiller ve Amazon yağmur ormanları gelir. Ama bu renkli ülkenin, göreni değil yaklaşanı bile ürküten bir kara parçası var: Queimada Grande Adası. Halk arasında bilinen adıyla Yılan Adası
Bu ada, egzotik manzaraların değil, binlerce zehirli yılanın evi. Ve bu öyle sıradan bir “yılan yoğunluğu” değil; burası, dünyanın en ölümcül yılanlarından birine ev sahipliği yapıyor. Hadi birlikte hem efsanelerin hem de bilimsel gerçeklerin ışığında bu gizemli adayı keşfedelim.
Yılan Adası nerede?
Queimada Grande Adası, ya da Yılan Adası Brezilya güneydoğu kıyılarında, São Paulo eyaletine bağlı, 43 hektarlık küçücük bir kara parçasıdır. Anakaradan yaklaşık 33 kilometre (yaklaşık yarım saatlik tekne yolculuğu) uzaklıktadır.
Adaya “Yılan Adası” gibi dense de aslında “Queimada” kelimesi Portekizcede “yakmak” anlamına gelir. 20. yüzyılın başlarında, ada üzerindeki ormanların bir kısmı muz tarlası açmak için yakılmış. Ama orada yaşayan ölümcül sakinler fark edilince bu plan rafa kalkmış.
Bu ada neden ünlü?
Kısaca: Altın Mızrakbaş Yılanı (Bothrops insularis).
Bu yılan, dünyanın başka hiçbir yerinde yaşamıyor, sadece burada var. Boyu genellikle 70–90 cm civarında olsa da, zehri Güney Amerika’daki en ölümcüllerden biri. Hemotoksik etkisiyle kan hücrelerini parçalayarak iç kanamaya, kas dokusu nekrozuna ve hatta ölüme yol açabiliyor.
Ve bu yılanlar, avlanmak için tamamen adadaki koşullara uyum sağlamış. Avları, göç mevsimlerinde buraya uğrayan kuşlar. Hızlı etkili zehir, kuş uçmadan onu düşürmeye yarıyor.
Burası efsanelerle bilimsel gerçeklerin en çok çatıştığı konu.
Efsane: Her metrekaresinde bir yılan var.
Gerçek: Bilim insanlarının tahminine göre adada 2.000 ile 4.000 yılan var. Yani yine de fazlasıyla fazla, ama abartıldığı kadar “her adımda bir yılan” durumu yok.
Buna rağmen, bu sayı adada ortalama her 100–140 metrekareye bir yılan düştüğü anlamına geliyor. Dolayısıyla uzun yürüyüşlere pek uygun bir yer olduğu söylenemez.
Yıllardır Yılan Adası, ürkütücü hikâyelerle anılıyor. En meşhuru, eski deniz feneri bekçisinin hikâyesidir👇🏻
Rivayete göre bir aile, deniz fenerinde yaşarken yılanlar pencerelerden içeri girmiş, onları evin içinde kovalamış ve ormana kaçan aileyi ısırarak öldürmüştür. Ancak bu hikâyenin kanıtı yok; muhtemelen adanın “yasak” imajını pekiştiren bir şehir efsanesi.
Bilim insanları ise altın mızrakbaşların aslında saldırgan olmadığını söylüyor. İnsan gördüklerinde geri çekiliyorlar, çünkü asıl hedefleri kuşlar. Ama “ısırmaz” demek mümkün değil; sıkıştırıldıklarında kendilerini savunuyorlar.
Neden sadece burada yaşıyorlar?
Yaklaşık 11.000 yıl önce son buzul çağının sona ermesiyle deniz seviyeleri yükseldi ve Queimada Grande Adası anakaradan tamamen koptu. O dönemde burada yaşayan yılan türü, izole bir ortamda kendi başına evrimleşti ve bugün bildiğimiz altın mızrakbaş halini aldı.
Bu izolasyon, onların hem fiziksel hem davranışsal olarak anakara kuzenlerinden farklılaşmasına yol açtı. Boyutları biraz küçüldü ama zehirleri çok daha hızlı ve etkili hale geldi.
Adada memeliler yok. Yılanlar tamamen kuş avına dayalı bir beslenme düzenine sahip. Göçmen kuşlar, dinlenmek için adaya uğrar, yılanlar ise pusuda bekler.
Başlıca avları:
İlkbaharda gelen Şili elaenisi
Sonbaharda gelen sarı bacaklı pamukçuk
İlginç şekilde, adada yaşayan iki kuş türü —güney ev çalıkuşu ve muz kuşu— bu yılanlardan kaçmayı başarabiliyor.
Yılan popülasyonu azalıyor mu?
Evet. Eskiden adada on binlerce yılan olduğu düşünülüyordu. Ama gerçekte bu kadar küçük bir adada bu kadar büyük popülasyonu besleyecek yiyecek yoktu.
Günümüzde en büyük tehditler:
Kaçak avcılık: Karaborsada bir altın mızrakbaş 10.000–30.000 dolar arasında satılıyor.
Kuş göç yollarındaki değişim: Ormansızlaşma yüzünden adaya gelen kuş sayısı azalıyor.
Doğal yaşam alanının kısıtlı olması.
Bu yüzden tür, IUCN tarafından Kritik Tehlike Altında olarak listeleniyor.
Adaya gitmek mümkün mü?
Kısaca: Hayır. Brezilya hükümeti adaya girişleri yasakladı. Bu yasak hem insanları tehlikeden korumak hem de yılanların yaşam alanını bozmamak amacıyla kondu. Sadece özel izinli bilim insanları ve yıllık bakım için gelen Brezilya Donanması ekipleri girebiliyor. Araştırma için gidenler, yanlarında sertifikalı doktorlar ve panzehir taşımak zorunda. İzinsiz girerseniz hem ciddi yasal yaptırımlar hem de ölümcül risklerle karşı karşıya kalırsınız.