Birkaç ay önce önce İstanbul Erkek Lisesi öğrencilerinin mezuniyet töreninde okul müdürüne sırtlarını dönerek gerçekleştirdikleri bir eylem vardı… Hatırladınız mı? Proje okul kapsamındaki İstanbul Erkek Lisesi öğrencileri, idarecilerinin değiştirilmesi sonucunda geçen yıl mezuniyet töreninde, okul müdürü Hikmet Konar’a sırtlarını dönerek eylem yapmış, bu eylemin ardından Cağaloğlu Anadolu Lisesi, Bornova Anadolu Lisesi, Vefa Lisesi ve Türkiye’nin her yerinden onlarca lise “Karanlığa Sırtımızı Dönüyoruz!!!” bildirileri yayınlamıştı.
Bildirilerde, ‘Proje Okul’ adı altında yapılan uygulamalardan hoşnut olunmadığı ve sessiz kalınmayacağı belirtilerek, “Benzer sorunlardan yakınan diğer okullarla beraber karanlığa sırtımızı dönmeye hazırız!” denilmişti. Türkiye’nin her tarafından öğrenciler; okullarından seslerini, çığlıklarını yükseltti. Okuluma, öğretmenime, parasız, laik, bilimsel eğitim hakkıma dokunma diye haykırdılar.
Ardından Türkiye’nin dört bir yanına yayılan bu bildiriler malum gündem ile yok olup gitmişti. İşte liselilerin o gün kulak vermediğimiz, gündem ile ikinci plana atılan atılan bu isyanı proje okullara karşı yapılan bir başkaldırıydı. Bugün de öğretmenlerinin, müdürlerinin okullarından uzaklaştırılmasına, Türkiye’nin en kaliteli okullarına aldıkları puana bakılmaksızın kimi yakını, akrabası olduğunu bilmediğimiz öğrencilerin yerleştirilmesine isyan ediyor liseliler.
Peki bu okullarda ne oluyor? Türkiye’nin gözbebeği olan okullarda neler yaşandığını dilimiz döndüğünce sizlere anlatmaya çalışacağız.
Nedir bu “Proje Okul?”
Milli Eğitim Bakanlığının Mart 2014’te başlattığı bir uygulamadır “proje okul”. Türkiye’nin en yüksek puanlı, en başarılı, yüzde 1’lik diliminde olan öğrencilerin gittiği İstanbul Erkek, Kabataş, Kadıköy Anadolu Lisesi gibi okulların bir gecede büründüğü yapının adıdır.
7 Ocak 2015’te Bakanlığın valiliklere gönderdiği bir listeyle 40’ın üzerinde lise ‘proje okulu’ olarak belirlendi. İstanbul Erkek Lisesi’nin daha sonra eklendiği bu listeye göre okulların yönetici ve öğretmenlerinin ataması taşra teşkilatına bağlı hükümlere göre sınavla yapılmayacak. Yani il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri devre dışı kalacak. Bu okullara atamalarını, Milli Eğitim Bakanı doğrudan yapacaktı.
Türkiye genelinde kaç proje okul var?
Son verilere göre Türkiye genelinde 155 tane proje okul bulunuyor. Proje okullar arasında İstanbul Erkek, Kabataş, Kadıköy Anadolu, Cağaloğlu, Atatürk Fen, Vefa, Çapa Fen, Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler, Hüseyin Avni Sözen, Avni Akyol Güzel Sanatlar, Ankara Çankaya Atatürk, Balıkesir Sırrı Yırcalı Anadolu, İzmir Cihat Kora, Bornova Anadolu, İlkadım Samsun Anadolu, Konya Meram Anadolu, Diyarbakır Yenişehir Anadolu, Bursa Nilüfer Tofaş, Kayseri Melikgazi Fen, Gaziantep Şehit Kamil Vehbi Dinçerler, Sakarya Cemil Meriç Sosyal Bilimler gibi Türkiye’nin en başarılı, en kaliteli, yüzde birlik dilim içerisinden öğrenci alan okulları da var.
Peki proje okulların diğerlerinden farkı ne?
İlk etapta uygulama açıklandığında, bu liselerde özel projelerin, uygulamaların yapılacağı söylendi. Akademisyenler de danışmanlık hizmeti verecek, laboratuvar imkânları daha yüksek olacak, öğrenciler çok daha kaliteli bir eğitim alacaklardı. Projenin gerekçesinde, bu okulların elektronik, bilişim, altyapı olanaklarının en üst seviyede olacağı ve üniversitelerle işbirliği yapılacağı belirtildi. Kulağa gayet hoş gelen, bu şekilde uygulanması halinde Türkiye’nin eğitimine katkıda bulunacağı düşünülen bir uygulamaydı bu.
Türkiye’nin gözde liselerine düşük puanlı öğrenci alımları başlıyor!
Eylül 2014’te Türkiye’nin en yüksek puanlı ve yüzde 1’lik diliminde olan gözde okullarına sessiz sedasız çok düşük puanlı bazı öğrenciler yerleştirildi. Üstelik bakanlığın web sitesinde ya da kamuya bu konuda bir yönetmelik değişikliğinin olduğuna dair bir açıklama yapılmadı. TEOG ile öğrenci alan bu okulların 10, 11 ve 12’nci sınıflarının boş kalan kontenjanlarına nakil için taban puan şartı aranmadan düşük puanlı öğrenciler geçiş yaptı. 494 puanlı Kabataş Erkek Lisesi’ne 362 puanlık öğrenci alındı. 488 puanlık Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi’ne 350 puanlık bir öğrencinin geçişi sağlandı, 469 puanlık Şehremini Lisesi’ne 321 puanlık öğrencilerin yerleştiği duyuldu. Aradaki 100 hatta 200 puanlık farklar velilerin tepkisine neden oldu.
Bu sessiz sedasız uygulamadan bazı ayrıcalıklı ailelerin çocuklarının yararlandığı ileri sürüldü.
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin o günlerde Hürriyet’e, “Ara sınıf nakillerinde kimseye torpil yapılmadı. Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. Ara sınıflarda kontenjan boşluğu fazlaydı. Başvurularda puan üstünlüğünü esas aldık” dedi.
Bu uygulamaya tek direnç gösteren İstanbul Erkek ve Galatasaray Lisesi gibi hazırlık sınıfı olan okullar oldu.
Bu okulların Almanca ve Fransızca hazırlık sınıfı olduğu için ara sınıflarda bu dili bilmeden, özellikle fen ve matematik derslerini öğrencilerin anlamaları zordu. Okul yöneticileri de bu nedenle gelen öğrencilere dil sınavı bariyeri koydu. Bunu geçen öğrenci sayısı da çok olmadı.
Önceki yönetmeliğe göre bir okula nakil yaptırmak isteyen öğrencinin puanı o okulun taban puanından yüksek olmak zorundaydı ve yerleştirme puan üstünlüğüne göre yapılıyordu.
Şimdi taban puan şartı kalktı ve başvuranlar arasında puan üstünlüğü esas alınarak herkese istediği okula başvurup nakil yaptırabilme hakkı tanındı.
Ve öğretmenler bir bir görevden alınmaya başlandı
Temmuz 2015’te belirlenen proje okullara Bakan onayı ile müdür atanmaya başlandı. Bir süre sonra da bu liselere herhangi bir kural olmadan öğretmen atamaları yapıldı, birçok öğretmen de görevden alındı. İlk etapta 44 lisede öğretmenler telefon emri ile merkeze çekildi. Bunun ilk adımı da Ağustos 2015’te atıldı, İstanbul’da bulunan Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi’nin 44 öğretmeninden 26’sı görevden alındı. Eskişehir Anadolu Lisesi’nde 40 öğretmen il emrine çekildi. Yetersiz (!) bulunan tecrübeli öğretmenlerine, veliler sahip çıktı, birçok okulda protesto gösterisi yapıldı.
Sonra Kabataş Erkek Lisesi müdür yardımcısı Şakir Voyvot’un sözleri döküldü ortaya.
“Artık bu memlekette bütün okullarımızın imam hatip lisesi olması zamanı geldi, şimdi elhamdülillah, dağı taşı dolduracağız, şuuru vermek de sadece okul saatinde yetmiyor, imam hatipe geliyor ama mescide indiremiyoruz, aynı çocuğun mescide devam etmesi lazım.” Proje okul denilen şey bu muydu acaba?
Öğrenciler eyleme başladı
Haziran 2016’da İstanbul (Erkek) Lisesi öğrencileri diploma töreninde müdürleri Hikmet Konar’ın konuşması sırasında arkalarını dönerek protesto etti. Öğrenciler mezuniyet öncesi okul yönetiminin uygulamalarını eleştiren bir bildiri yayınladı. Çünkü, 2012 Mart’ından itibaren vekil müdürlerin görev yaptığı Türkiye’nin en yüksek puanlı liselerinde üst sıralarda yerini koruyan İstanbul Lisesi’ne Özel Fener Rum Lisesi Müdür yardımcısı olan Hikmet Konar sınavsız olarak Bakan Nabi Avcı tarafından atanmıştı. Oysa, Türkiye’nin gözbebeği bu okullara yönetici atamaları hem bağlı bulundukları vakıfların görüşü alınarak, hem bazı sınavlara tabi tutularak yapılıyordu. Aynı okulda öğretmen ya da müdür yardımcılığı yapanların müdür olarak görevlendirildiği bu liselerdeki sistemin değişmesi, hükümete yakın bazı sendika üyesi öğretmenlerin yöneticilik deneyimleri bile olmadan atanması ve yeni yöneticilerin bu okullardaki geleneksel bazı uygulamaları kaldırması öğrencilerin tepkisini çekti. Türkiye’nin en yüksek puanlı anadolu ve fen liselerinin de aralarında bulunduğu birçok lise, İstanbul Lisesi öğrencilerinin bu eylemine daha sonraki günlerde destek verdi.
Peki bugün öğrenci, veli ve mezunlar neden eylem yapıyor, ne istiyorlar?
19 Eylül’de yayımlanan “İhtiyaç ve Norm Kadro Fazlası Öğretmenler” başlıklı genelge ile İstanbul Erkek, Cağaloğlu Anadolu, Vefa, Bornova Anadolu gibi Türkiye’nin köklü liselerinin yer aldığı 155 proje okulda 8 yılını doldurmuş öğretmenler de norm fazlası olarak değerlendirildi. Yüksek puanlı ve başarılı proje okullarına yönetici ve öğretmen atama sistemi 2014’te yapılan bir düzenlemeyle Milli Eğitim Bakanı’nın onayına bırakılmış, 1 Eylül 2016’da bu yönetmelik değişikliği Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Buna göre proje okullarda 8 yılını doldurmuş yönetici ve öğretmenler tayin isteyecek, istemeyenler de norm fazlası öğretmen olarak Bakanlığın ihtiyaç duyduğu yerlere atanacak.
Veli ve öğrenciler, tecrübeli öğretmenlerin gönderilmesinin okulun eğitimini olumsuz yönde etkileyeceğinden endişe duymaya başladı.
Doğrudan Bakan tarafından yapılacak atamaları eleştiren mezun ve veliler kaygılarını dile getirmeye başladı. Buradan gönderilen öğretmenler ise, bu liselerde çalışabilmek için yabancı dil bildiklerini, Türkiye’nin sayılı üniversitelerinden mezun olduklarını, zorlu sınavları kazandıklarını belirtiyorlar ve bu kadar yıl emek sarf ettikten sonra kenara itildikleri düşünüyorlar.
Proje okullarda 8 yılını dolduran öğretmenlerin başka okullara gönderilmesine en çok tepki de öğretmenlerinden ayrılan liselilerden geliyor.
Lise koridorlarında duygusal vedaların yaşandığı bugünlerde öğrenciler, veliler ve hatta mezunlar hem onlara veda törenleri düzenliyor, hem de öğretmenlerinin kalması için eylem yapıyor. Proje okullardan giden öğretmenler için öğrenciler sosyal medyada kampanyalar düzenliyor.
Bundan sonra ne olacak?
Türkiye genelindeki 155 proje okulda 8 yılını dolduran 1.187 öğretmenin başka okullara gönderilmesi ve bu liselerde görevlendirilecek yönetici ve öğretmenlerle ilgili kriterlerin açıklanmaması, veli ve öğrencileri kaygılandırmaya devam ediyor. Bu konuyla ilgili eylemler de sürüyor. Eğitimciler, deneyimli öğretmenlerin gitmesinin bu okulların eğitim kalitesini düşüreceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Öğrencilerin de, “Biz proje okullarda eğitim alanlar olarak bu aceleyle yapılan duruma anlam veremiyoruz, başarımız olumsuz yönde etkilenecek. Gelecek öğretmenler yeterince tecrübeli olmayacak. Hepimiz yüksek puanla bu okullara geldik. Şimdi düştüğümüz durum pek de parlak değil” diyerek sürdürdükleri kampanyalar her geçen gün artıyor.
Eğitimciler bu değişimlerin, bu köklü liselerin kültürel yapısını, geleneklerini etkileyeceği düşüncesinde.
Diğer yandan Eğitim-Sen ve Eğitim-İş, 1 Eylül’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin yönetici ve öğretmen atama şartlarını içeren düzenlemenin bazı maddelerine karşı çıkarak Danıştay’da dava açmıştı. Bu dava da hâlâ sonuçlanmadı.
Önümüzdeki günlerde “proje okulların” yarattığı tartışmaları izlemeye devam edeceğiz.
Öğrenciler, veliler ve öğretmenler bu dayatmaya karşı seslerini yükseltmeye devam edecekler. Ülkenin eğitim sisteminin gözbebeği olan kurumlarla, OHAL gerekçe gösterilerek, KHK’lar ile, belli bir kesimin tasarrufuyla böylesine oynamanın olumlu sonuçlar doğurmasını beklemek mümkün değil. Daha kaliteli, bilimsel, çağdaş eğitim ile pazarlanan proje okulların, neyin projesi olduğu hala gizemini koruyor.