Richard Wright 2008’de hayatını kaybettikten sonra canımız ciğerimiz Pink Floyd’un yeni bir albüm çıkarmasını kimse beklemiyordu. Ama gözümüzü karartıp müzik dünyasının en efsane grupları listesi yapsak ilk 3’e kesin koyacağımız Pink Floyd geçtiğimiz günlerde daha önce hiçbir yerde duymadığımız, dinlemediğimiz kayıtlardan oluşan Endless River ile geri döndü.
1994’te yayınladıkları son albümleri Division Bell‘den tam 20 yıl (yazıyla yirmi) sonra ortaya çıkan Endless River yine yüreğimizi dağladı, “Ne kadar güzel bir grupsun sen ya Pink Floyd” diye hülyalara dalmamıza sebep oldu. Nitekim Endless River da David Gilmour, Nick Mason ve Richard Wright’ın Division Bell kaydı sırasında çaldıkları ve kaydettikleri ancak kullanmadıkları kayıtlardan oluşuyor. Ve tahmin ettiğimiz gibi babalarla papaz olan Roger Waters bu albümde yok.
Albümün ne kadar harika olduğundan bahsetmeyeceğiz, ama içinde Türkçe isimli bir şarkı barındırarak bize sürpriz yapan ve gönül telimizi titreten Endless River’ın kamera arkası hikayesini aşağıda sıralamaya çalışacağız. Bu yazıyı Endless River’ı açıp kulaklığınızı taktıktan sonra okumanız tavsiye edilir.
Endless River 20 yıl önceki kayıtlardan oluşuyor
Yukarıda kısaca bahsettiğimiz gibi Endless River aslında “Daha da albüm çıkarmazlar” diye düşündüğümüz Pink Floyd’un Division Bell sırasında kaydettiği ancak kullanmadığı sözsüz, ambient kayıtların bir araya gelmesi. Bu 20 saati aşan kayıtları dinleyip albüm haline dönüştürmek ise Gilmour ve Mason’ın başının altından çıkıyor. Ancak çalışkan abilerimiz tabii ki her şeyi olduğu gibi koymuyor ve geçen senenin sonunda yeniden stüdyoya giriyor. Ve ilk olarak Mason’ın yeni davul kayıtları ile işe başlıyorlar.
Richard Wright aramızda artık olmasa da albümde var
Aslında Endless River, Richard Wright’a bir saygı duruşu. Malumunuz 2008’de aramızdan ayrılan Richard Wright sonrası kadim dostlarının bir araya gelmesi beklenmiyordu. Ama albümde bir yandan Wright’ın ta 1969’a uzanan çalışmalarına şahit olurken diğer yandan da 12 şarkıda besteci/yazar olarak adı geçtiği de gözden kaçmıyor.
İlk başta David Gilmour’un solo projesi sanıldı
Grubun uzun süre back vokalistliğini yapan Durga McBroom-Hudson geçtiğimiz sene Instagram hesabından Gilmour’un stüdyo fotoğrafını paylaştı. Fotoğrafı gören herkes Gilmour’un 2006 tarihli solo albümü On An Island’ın devamı niteliğinde bir albüm üzerinde çalıştığını düşünse de sonradan Hudson orijinal Pink Floyd kayıtlarına vokal eklediklerini açıklamak zorunda kaldı. Artık düşünün Pink Floyd’un piyasaya yeni bir albüm süreceğine ne kadar az ihtimal veriliyormuş.
Albümün adı neden Endless River?
Pink Floyd’un Division Bell’in kapanış parçası olan High Hopes parçasını bilirsiniz. İşte “endless river” o şarkının en can alıcı sözlerinden biri. “The water flowing / The endless river / Forever and ever” (“Sonsuz nehir, sonsuz ve daima”) sözlerinin seçilmesinin sebebi ise iki albümün birbiriyle bağlantılı olduğunu göstermek. High Hopes’un Gilmour ve bu albüme de katkıda bulunan Samson tarafından yazıldığını da hatırlatalım.
Albüm bir şarkı dışında tamamen enstrümental
Eğer henüz albümü edinmediyseniz ve Pink Floyd’un yüreklere işleyen şarkı sözlerini duymayı bekliyorsanız haber verelim albüm neredeyse tamamı enstrümental. Sadece bir şarkı, yani Louder Than Words’de Gilmour’un etkileyici sesini duyabiliyoruz. Şarkının insanın içine işleyen sözleri ise şöyle: “We bitch and we fight/ But this thing that we do/ It’s louder than words/ The sum of our parts/ The beat of our hearts/ It’s louder than words.”
Albümün kapak tasarımı 18 yaşındaki genç bir Mısırlı tasarımcıya ait
Henüz albüm çıkmadan kapağı internet ortamlarına düşen Endless River’ın bizi bu kadar heyecanlandırmasının sebeplerinden birinin bu oldukça etkileyici kapak tasarımı olduğunu kabul edelim. Albümün kapağında önü açık gömlek giyen bir adamın bir kayık üzerinde görüyoruz, ancak kayık deniz ya da gölde değil bulutların üzerinde güneşe doğru ilerliyor. Oldukça etkileyici değil mi? Bu tasarımın sahibi ise henüz 18 yaşında olan Mısırlı tasarımcı Ahmed Emad Eldin. Henüz 18 yaşında Pink Floyd gibi bir efsanenin son albümüne tasarım yapmak herkese nasip olmaz. Tebrikler Ahmed!
Albümde tanıdık bir fizikçi bile var: Stephen Hawking
Albümün tek sözlü parçası Louder Than Words olsa da Talkin’ Hawkin’ isimli şarkıda derinlerden gelen bir ses duyuyoruz. Bu sesin sahibi ise ünlü fizikçi Stephen Hawking’den başkası değil. Daha önce Division Bell’de yer alan ve listelerde 1.sıraya yükselen Keep Talking’e de sesiyle konuk alan Hawking böylece ikinci kez bir Pink Floyd şarkısında karşımıza çıkmış oluyor.
Ama Roger Waters yok, yine yok
Geçtiğimiz sene The Wall turnesi kapsamında İstanbul’a gelerek tüylerimizi diken diken eden bir konser veren Roger Waters’ın arası herkesin bildiği üzere diğer Pink Floyd üyeleriyle limoni. Hatta Waters’ın Pink Floyd’un isim hakkını almak için mahkemeye bile başvurduğunu düşünürsek limoni demek biraz hafif kaçıyor. Her ne kadar birkaç yardım konserinde bir araya gelseler de bu iki cephenin arasındaki soğuk savaşın hala devam ettiğini de unutmamak gerekiyor.
Şimdi söz konusu yeni bir albüm olunca tahmin edersiniz ki Pink Floyd’un sıkı hayranları Roger Waters’ın geri döndüğü konusunda bir umuda kapıldı. Ama üzgünüz, Roger Waters bu albümde de yok. Hatta Waters bu tip sorulardan oldukça sıkılıyor ve soranları tersliyor. Waters’ın Facebook sayfasından konuyla ilgili yazdığı şu atarlı yazıyı da hemen paylaşalım: “I left Pink Floyd in 1985, that’s 29 years ago. I had nothing to do with either of the Pink Floyd studio albums ‘Momentary Lapse of Reason’ and ‘The Division Bell,’ nor the Pink Floyd tours of 1987 and 1994, and I have nothing to do with ‘Endless River.’ Phew! This is not rocket science, people. Get a grip.”
(“Ben 29 sene önce 1985’te Pink Floyd’dan ayrıldım. Ne Pink Floyd’un Momentary Lapse of Reason ve Division Bell albümlerinde ne de 1987 ve 1994 turnelerinde benim katkım var, Endless River ile de hiçbir alakam yok, olamaz da. Anlayın artık!”)
İşte en güzel kısma geldik: Albümde Richard Wright’a ithaf edilen şarkının adı Türkçe; “ANISINA”
Endless River’ın biz Türk Pink Floyd hayranları için çok özel bir anlamı daha var. Floyd babalar albümdeki bir şarkının adını Türkçe koymaya karar vermişler. Hem de bu şarkı hayatını kaybeden Richard Wright’a ithaf edilen şarkının ta kendisi. Şarkının adı da tam olarak bunu vurguluyor zaten “Anısına”.
Bunun sebebini merak ediyorsanız hemen anlatalım: Bu şarkıya İsrailli klarnetçi Gilad Atzmon eşlik ediyor. Şarkıyı dinleyince anlayacaksınız şarkının havasında bir mistiklik, oryantallik hissediliyor. Bu sound’u Türkçe ağıtlara benzeten Gilmour bunları araştırmaya başlıyor ve sonuç olarak şarkıya Türkçe olarak “Anısına” ismini veriyor. Çok da iyi ediyor, bizi çok sevindiriyor. Sağolun babalar!
Üzücü bonus: Bu artık öz hakiki son Pink Floyd albümü ve babalar turnesiz veda ediyor
Gilmour’un Rolling Stones dergisine verdiği röportaja bakarsak Endless River Pink Floyd’un veda albümü; bir albüm daha olmayacak. Richard Wright olmadan turneye asla çıkmayacaklarını söyleyen Gilmour bir devrin kapandığını böylelikle vurguluyor. Çok üzücü ama albüme adını veren şarkıda da dendiği gibi “sonsuz nehir, her zaman ve daima” Pink Floyd!