Hollywood yıldızlarının çoğu uzun kariyer yolculuklarından geçer ama Pedro Pascal’ın hikâyesi bambaşka. O sadece başarılı bir oyuncu değil, zorluklarla dolu bir geçmişi, eğlenceli bir kişiliği ve sosyal konularda duyarlı bir karakteri var. Onu ekranda ve gerçek hayatta bu kadar sevilen biri yapan şey, yalnızca yeteneği değil, aynı zamanda samimiyeti. İşte Pedro Pascal hakkında mutlaka bilmeniz gereken 15 ilginç detay!
1. Ünlü oyuncunun tam adı José Pedro Balmaceda Pascal
2 Nisan 1975’te Şili’nin başkenti Santiago’da dünyaya geldi. Babası Jose, köklü bir aileden gelen bir doktordu, annesi Verónica ise çocuk psikoloğuydu. Ancak Pedro’nun hayatı sıradan bir çocuklukla sınırlı kalmadı. Ailesi, politik nedenlerden dolayı ülkeyi terk etmek zorunda kaldığında henüz daha bebekti.
2. Ailesi Şili’den siyasi nedenlerle ayrılınca çocukluk döneminde birçok ülkede yaşadı
Henüz dokuz aylıkken ailesi, Augusto Pinochet rejiminin baskılarından kaçmak için Şili’den ayrıldı. İlk olarak Danimarka’ya, ardından ABD’ye yerleştiler. Texas’ta başlayan yeni yaşam, kısa sürede California’ya taşınmalarıyla devam etti. Kültürel farklılıklarla dolu bu çocukluk, Pedro’nun dünyaya daha geniş bir pencereden bakmasına sebep oldu.
Pedro Pascal yalnızca tek başına parlayan biri değil, büyük bir ailenin parçası. Javiera adında bir ablası, Lux adında küçük kız kardeşi ve Nicolás adında bir erkek kardeşi var. Özellikle Lux ile ilişkisi çok özel. Onun cinsiyet geçiş sürecinde en büyük destekçilerinden biri oldu. Kardeşlerini her zaman gururla anlatması, onun yalnızca sahnede değil, özel hayatında da koruyucu ve sevgi dolu bir abi olduğunu gösteriyor. Üstelik 34 tane kuzeni olduğunu belirtmek gerek.
4. Sanat okulu okudu
California’da büyüyen Pedro, genç yaşta sanatla tanıştı. Orange County Sanat Okulu’nda aldığı eğitim, onun sahneye olan ilgisini pekiştirdi. Daha sonra New York Üniversitesi Tisch Sanat Okulu’nda oyunculuk eğitimi alarak profesyonel bir yolculuğa adım attı. Bu yıllarda, sahne arkası görevlerden küçük rollerle tecrübe kazanmaya kadar her şeyi denedi.
5. Pedro Pascal’ın en yakın dostlarından biri, ünlü oyuncu Sarah Paulson. New York’a ilk taşındığında maddi açıdan oldukça zor durumdaydı ve Sarah ona sık sık destek oluyordu
Öyle ki zaman zaman yemek parasını bile Paulson karşılıyordu. Bugün ikisini kırmızı halıda yan yana gördüğümüzde, bu dostluğun yıllar öncesine dayanan gerçek bir bağ olduğunu bilmek, hikâyelerini daha da anlamlı kılıyor.
Pedro’nun hayatında en büyük dönüm noktalarından biri 2000 yılında yaşandı. Annesi Verónica’nın ani vefatı onu derinden sarstı. Bu olaydan sonra sahne ismini değiştirdi ve annesinin soyadı olan “Pascal”ı kullanmaya başladı. Bu sadece pratik bir seçim değildi, annesini anma ve onunla bağını daima yaşatma biçimiydi. Bugün dünya onu Pedro Pascal olarak tanıyor ama bu isimde derin bir kişisel anlam var.
7. Kariyerinin ilk başlarında genellikle gangster rolleriyle yetinmek zorunda kaldı
Oyunculuk yolculuğu hiç kolay olmadı. Uzun süre Latin kökenli oyuncuların sıkıştırıldığı kalıplardan çıkamadı. Çoğu zaman küçük gangster rolleriyle yetinmek zorunda kaldı. Yetenekli olmasına rağmen sektörde ön yargılarla mücadele etti. Ancak pes etmedi. Bu sabrı, onun ilerleyen yıllarda Game of Thrones gibi dev yapımlarda parlamasının kapısını açtı.
8. Pedro Pascal’ın ilk uzun metrajlı filmi Julia Solomonoff’un Hermanas adlı yapımıydı
Yönetmen, Pedro’nun yüzünde özel bir şeyler gördüğünü söylemişti: fotojenik ama aynı zamanda gizemli bir hava. Bu film, Pedro için büyük bir çıkış olmadı ama onun sinemada var olabileceğini kanıtladı. Küçük adımlar, ilerideki dev sıçrayışların habercisi oldu.
9. 2011 yılında Wonder Woman dizisinin pilot bölümünde Ed Indelicato karakterini canlandırdı. Bu rol onun için büyük bir fırsat olabilirdi ama dizi hiçbir zaman yayınlanmadı
O dönem için hayal kırıklığı yaşasa da bu deneyim, Hollywood’da daha görünür olmasına yardımcı oldu. Belki de bugün bildiğimiz Pedro Pascal olmasının ilk adımlarından biriydi.
10. Pedro Pascal’ın kariyerinde dönüm noktası, 2014 yılında Game of Thrones dizisindeki Oberyn Martell rolü oldu. 39 yaşında gelen bu fırsat, onun yeteneğini tüm dünyaya tanıttı
Hem karizmatik hem de dramatik derinliği olan bu karakter, kısa sürede izleyicilerin favorisi haline geldi. Pedro, rolüne kattığı enerjiyle dizinin unutulmaz oyuncuları arasına girdi.
11. 2015 yılında Narcos dizisinde Javier Peña rolünü üstlendi. İlk sezonlarda güçlü bir yan karakter olarak başlayan rolü, ilerleyen sezonlarda başrole dönüştü
Pascal, sert ve disiplinli DEA ajanını oynarken karakterin insani yönlerini de ön plana çıkardı. Bu dizi, onun Hollywood’daki yerini sağlamlaştırdı ve yeni projelerin kapısını açtı.
Pedro Pascal’ın kariyerinde en popüler rollerinden biri, The Mandalorian dizisindeki Din Djarin karakteri oldu. Maskenin arkasında bile duyguları yansıtabilmesi, oyunculuk becerisinin bir göstergesiydi. Baby Yoda ile kurduğu bağ, izleyicilerin kalbini eritti. Pascal, adeta modern zamanların sessiz kahramanı haline geldi.
13. Pedro’nun en eğlenceli rollerinden biri, Wonder Woman 1984 filminde canlandırdığı Max Lord karakteriydi
Normalde baba figürü olarak tanınan Pascal, burada hırslı ve manipülatif bir kötü adamı oynadı. Bu rol, onun sadece iyi kalpli karakterlere değil, zorlu anti-kahramanlara da hayat verebileceğini gösterdi.
14. Son yıllarda Pedro Pascal, internetin “babası” olarak anılıyor. The Last of Us dizisinde Joel rolüyle bu imajı iyice pekiştirdi
Sert görünüşlü ama içten içe sevgi dolu bir baba figürü çizdi. Hem ekranda hem de gerçek hayatta sahiplenici, koruyucu ve şefkatli tavırlarıyla bu unvanı fazlasıyla hak ediyor.
15. Pedro Pascal yalnızca oyunculuğuyla değil, toplumsal konulardaki duruşuyla da öne çıkıyor
Kardeşi Lux’un geçiş sürecine verdiği destekten, trans hakları savunuculuğuna kadar birçok konuda sesini yükseltiyor. Ayrıca Filistin meselesi ve insani krizler konusunda da açıkça görüş belirtiyor. Onun bu duyarlı tavrı, hayranlarının gözünde yalnızca bir aktör değil, aynı zamanda adalet için sesini kullanan biri olmasını sağlıyor.