Eğitim fakültesinden mezun oldunuz ve her yeni mezun öğretmen adayı gibi siz de devlet okulunda öğretmen olmak için yanıp tutuşuyorsunuz. Sınava girdiniz, sınavınız size göre iyi geçti, ama sonuçlar bir açıklandı: TIRT!
Devlet size “Olm senden öğretmen olmaz” demiş. Siz tam “Ya bir kez daha KPSS’ye kim hazırlanacak, kim uğraşacak sınavla, dersaneyle” diye hayıflanırken, Facebook ya da Twitter’da bir arkadaşınız bu listeyi paylaştı. Ve siz de şu an buradasınız.
Ne güzel, hoş geldiniz. Bu liste, devlet okulunu tek seçenek olarak görenlere “Olur mu öyle şey! Alternatifiniz var” demek için hazırlanmıştır ve inanıyoruz ki size iyi-kötü bir yol gösterecektir. Listeyi elimizden geldiğince branş bazlı değil de, genel hazırlamaya çalıştık.
Sevgili genç öğretmen adayları, özel okullarla ilgili tavsiyeler listemizin umuyoruz ki kariyer hayatınıza küçük de olsa bir katkısı bulunur.
Lisans mı? O ne ki!
Üniversite eğitimi -üzülerek söylüyoruz- size diploma dışında bir şey vermiyor. Lisans eğitiminiz süresince sadece girdiğiniz derslerle yetindiyseniz, özel okul kapılarında işiniz zor demektir. Mutlaka farklı bir dil ve tarz geliştirmiş olmak zorundasınız. Şu an “Lan keşke vaktimi kız peşinde koşmak yerine kendimi geliştirerek değerlendirseydim” diyorsanız üzülmeyin. Henüz iş işten geçmiş değil.
Sürünmeyi göze alın
Üzgünüz, 3000 lira maaşla süper bir okulda çalışmaya başlayacaksınız demek isterdik ama işin rengi öyle değil. Böyle bir şansınız var elbette, yok değil, ama küçük bir şans. Belli bir süre (2 yıl kadar) herkes tarafından çömez olarak görülmeye, fotokopi çektirmek, öğretmen gelmediğinde onun yerine derse girmek gibi ayak işlerine koşturulmaya, emekli öğretmenler tarafından “Lan sen giderken ben dönüyordum” tarzı hor görülmelere, kıdemli öğretmenlere nazaran daha düşük maaş almaya hazır olun. Şu konuda da içinize su serpelim: Bu böyle sürmeyecek, emin olun.
Çömez maaşı hazır olun
“Eeee, ben başlangıç maaşı olarak 2500 TL düşünmüştüm ama” diye başlarsanız cümleye, koltuktaki adam sağlam bir kahkaha atar. Karşı tarafı ürkütmeyecek bir rakam belirleyin. İstanbul’da bu rakam 1800-2200 TL arasında iken, ortalama büyüklükteki bir Anadolu şehrinde 1200-1600 TL aralığındadır. (Pratikte ufak değişiklikler olsa da rakamlar yaklaşık olarak budur.) Karşınızdaki adam asgari ücret veya azıcık daha yüksek bir para öneriyorsa arkanızı dönün gidin. Aynı adam maaşınıza her yıl kuş kadar zam yapmayı düşünüyordur, emin olun.
En az 2 yıl deneyim önemli unutmayın
Evet, ilk başladığınız yerde -eğer çirkeflik derecesinde- büyük sorunlar yoksa, en 2 yıl çalışmaya ve tutunmaya bakın. Çünkü bir sonraki başvurduğunuz görece daha iyi özel okul, eski okulunuzdaki çalışma sürenize de bakacaktır. 1 yıl çalışıp da ayrılmışsanız CV’nize bakan kişi, kurumunuzun sizi işten çıkardığını düşünebilir. Bu düşünce, hiç aranmamanıza bile sebep olabilir. Büyük okullar da iş ilanlarında “en az 3 yıl deneyim” ister, bunu da unutmayın.
Hangi okul?
Bu listedeki en önemli madde. Seçeceğiniz okul hem maaşınızı hem çalışma koşullarınızı hem de seminerler aracılığıyla alacağınız eğitimi etkileyecek. Özel okulda çalışmak isteyen öğretmenler için 2 tür okul vardır: Patron okulları, vakıf okulları. Patron okulları, adı üstünde, bir patronun yönettiği okullar. Vakıf okulları, yine adı üstünde, bir vakıf çatısı altında hizmet veren okullar. Tercihiniz mutlaka vakıf okullarından yana olsun. Çünkü kâr amacı gütmedikleri için hem öğretmenlerine iyi maaş verirler hem de çalışma koşulları patron okullarına nazaran daha iyidir. Bu okullar sağlam bir altyapı arar, deneyim arar, vırt arar, zırt arar. İlk aşamada sizi tercih etmeyebilirler, pes etmeyin. Patron okullarından da az da olsa sağlam olanları var. Araştırın, mutlaka bulursunuz. Ama size hayat kurtarıcı bir tavsiye: Dizilerde sık sık reklamı yapılan okuldan/okullardan uzak durun. Ha bir de “paralel” okullar. Bu meslekten para kazanmak istiyorsanız bunlardan da uzak durmanız yararınıza olur.
Yüksek lisans artı katar
İmkânınız varsa yüksek lisans yapın. Maalesef etiket önemli, bunu yadsıyamayız. Koşullarınız uygunsa es geçmeyin.
Çeviri yapmayacaksınız ama yabancı dil şart
Yabancı dil şart hocam. Okuduğunuzu anlayacak kadar İngilizce bilmeniz gerekiyor. Elbette akıcı bir şekilde konuşmanız çok iyi olur, ama o kadarı yoksa bile okuduğunuzu anlayacak kadar olmalı. Okullar İngilizce istiyor arkadaşım, en kıytırık olanı bile. Sanki simultane çeviri yaptıracaklar.
Ne zaman başvuru yapacaksınız?
Popüler iş ilanı takip siteleri üzerinden iş başvurularını takip edin. Bazı okulların ilanları sürekli durur bu sitelerde. Hah, işte o okullar tercih etmemeniz gereken okullardır. Büyük ve sağlam okullar mart ayından itibaren CV biriktirmeye ve nisandan itibaren de görüşmelere başlar. Yani mayıs ayında kadrolarını belirlemiş olurlar. Bu aydan sonra kadrolarda açık oluşma ihtimali çok düşüktür. O yüzden vakitlice başvuru yapmayı ihmal etmeyin.
İmaja dikkat
Tamam, kimseyi dış görünüşüne göre yargılamayalım ama bir kuruma kot pantolonla gittiğinizde gördüğünüz muameleyle, takım elbiseli gittiğinizde gördüğünüz muameleyi siz kıyaslayın. Ne derseniz deyin, imaj önemli. Şu renk giymeyin, bu renk giyin falan diyenlere çok itibar etmeyin ama saçmalamayın da. Görüntünüze ve giyiminize dikkat edin.
Hiçbir meslek kutsal değildir
Öğretmenlik de dahil hiçbir meslek kutsal değildir. Geçmiş zaman muktedirlerinin, yıllarca kuş kadar maaşla çalıştırdıkları öğretmenlere bir çeşit sırt sıvazlama girişimidir bu kutsallık yaftası. Herkes gibi bu işi para kazanmak, hayatınızı idame ettirmek için de yapacaksınız. Ha şu da var: Anası babası para, mal, mülk sahibi zengin çocukların zihinsel yapısını, bakış açısını şekillendirmek de, doğunun ücra bir köyünde yaşayan fakir çocukların bakış açısını değiştirmek kadar önemli. Birisine empati kurmayı, görmezden gelmemeyi, yok saymamayı; diğerine de içinde yaşadığı olumsuz koşulları görmeyi ve bunu değiştirme yollarını bulmasını öğretmemiz gerekiyor.
Sosyal medyayı kullanın
Kabul edin ya da etmeyin, kullanın ya da kullanmayın, sosyal medya her yanımızda. Bu ağlardan en az birini, mümkünse hepsini takip etmeye çalışın. Linkedin, Twitter, Google+ sizi çok farklı mecralara taşıyabilir. Linkedin’i iş hayatı için, Twitter’ı Kayhan Karlı, Eğitim Reformu Girişimi, Ziya Selçuk gibi alanında yetkin kişi ya da kurumları takip etmek için, Google+’ı eğitimle ilgili gruplar için, Pinterest’i de sınıf içi etkinlikler konusunda kendinizi geliştirmek için takip edin. Facebook çok tırı vırı kalıyor bunların yanında. Ha bir de eğitimle ilgili videolar için TED iyi bir kaynak olabilir.
Farklı etkinlikler araştırın
Sizi kendi alanınızda farklı kılacak, deyim yerindeyse sizi aranan kişi haline getirecek maddelerden birisi bu işte. Alanınızla ilgili araştırma yapın, kitap okuyun, konu bazlı etkinlikler tasarlamaya çalışın. Yerli sitelerden de iyi kaynaklar çıkabiliyor fakat bu etkinliklerin kralını yabancı sitelerde bulabilirsiniz. Avrupa ve Amerika bu konuda aşmış durumda.
Pinterest’in “eğitim” başlığı bu tarz etkinlikler için sağlam bir kaynaktır mesela. Bu başlıktan farklı web sitelerine de geçiş yapabilirsiniz. Ayrıca Stumbleupon’dan ilgi alanı olarak “education” seçerseniz, burada da güzel işlerle karşılaşabilirsiniz.
Drama eğitmenliği
Yaratıcı drama apayrı bir alandır ve özel okullar için hatırı sayılır bir yeri vardır. O yüzden imkânınız varsa mutlaka drama eğitimi kurlarını tamamlayın. Tüm kurları tamamlarsanız kendi branşınız haricinde drama öğretmenliği de yapabilirsiniz. Çağdaş Drama Derneği bu anlamda sizin için iyi bir başlangıç olabilir.
Alternatif eğitim
“Alternatif eğitim” Türkiye gibi onlarca yıldır eğitim alanında bir “hiç” olan bir ülke için her zaman gündemde olan bir konu. O yüzden fikir sahibi olmanızda yarar var. Ezilenlerin Pedagojisi, Okulsuz Toplum, Özgür Eğitim gibi kitaplar ufkunuzu açabilir. Özellikle Paulo Freire bu alanın tanrılarındandır. Kendi başına yeni bir liste değil, yepyeni freirepedia konusudur. (Bkz. critical pedagogy) Ayrıca IB/PYP konularında da araştırmalar yapın, bilgi edinmeye çalışın. Mülakatta “Peki hocam interneyşınıl bakalorieyt konusunda deneyiminiz ya da bilginiz var mı?” dediklerinde -ki diyebilirler- öyle bakakalmayın. Uzman olmak zorunda değilsiniz, söyleyecek üç-beş sözünüz olsun yeter.
CV deyip geçmeyin
Etkili fakat çok kalabalık olmayan bir CV hazırlamaya özen gösterin. Fotoğrafınız mutlaka olsun. Hiçbir okulun insan kaynakları, CV’leri alıp eline uzun uzun okumuyor, emin olun. Şöyle bir göz atarlar. Lisansınız, aldığınız ekstra eğitimler ve iş deneyimleriniz önemlidir. İnsan kaynakları CV’nize baktığı zaman, sizinle görüşmesi gerektiği izlenimi edinmeli. Bırakın insan kaynakları biraz merak etsin, sizin diğer özelliklerinizi sizden dinlesin. CV örnekleri için her şeyin bilirkişisi Gugıl’a “curriculum vitae samples” yazın, karşınıza bir sürü örnek çıkacak. Bunlardan birini kullanıp kendi CV’nizi oluşturun.
Mülakat dediğin çeşit çeşit
İşi alıp alamayacağınızı belirleyen şey mülakattır. Ama keşke bununla bitse. Çoğu özel okul -özellikle de yeni öğretmenlere- ders anlatımı yaptırır. Ders sunumu değerlendirmesi de öğrencili sınıf ve öğrencisiz sınıf olmak üzere iki şekilde yapılabilir. Bu, o kurumun politikasına göre değişebilir. Hangisi olursa olsun bu anlatıma çok iyi hazırlanmaya çalışın. Bitti demek isterdik ama bitmedi. Fazlaca kurumsal okullar son basamak olarak referans değerlendirmesi yaparlar. Yani başvuru sırasında “Hakkımda gönül rahatlığıyla bilgi alabilirsiniz” tadında verdiğiniz kişi ya da kişiler aranır ve sizinle ilgili sorular sorulur. Biraz formalitedir bu aşama, ama bazı kurumlar uygular.
Sinema işinize yarar
Sinema -özellikle de eğitimle ilgili filmler- hiç tahmin etmeyeceğiniz kadar çok katkıda bulunabilir öğretmenliğinize. Vakit buldukça film izleyin. Hatta izlediğiniz bu filmlerden, ileride öğrencilerinize izletebileceğiniz kısımları bir kenara not alın. İnanın çok işinize yarayacak. Çünkü her çocuğun bir televizyon geçmişi var. Kabul edelim, her şey şimdiki çocukların gözünün önünden aynı TV’deki gibi akıp geçiyor. Size düşen, onların bu hızını lehinize çevirmek. “Eğitimle ilgili hangi filmleri izleyebilirim ki acaba” diye merak edenleri buraya tıklayabilirler.
Seminerleri takip edin
Evet, gayet ciddi, size bir şeyler katabilecek seminerler düzenleniyor belli dönemlerde. ERG’nin düzenlediği İyi Örnekler Konferansı bu 3 Mayıs’ta düzenlendi mesela. Bunun dışında İDV Özel Bilkent Okulları’nın da dışarıdan katılmak isteyen öğretmenlere yönelik seminerleri oluyor. Bunları takip etmeniz, özel okulda çalışma sürecinde size bir şeyler katacaktır.
Bilişim teknolojisi önemli bir yardımcı
Ofis programlarını bilmek artık yetmiyor hocam, onları çoluk çocuk bile yuttu. Farklı alanlarda farklı programlar öğrenmeye çalışın. Mesela sıradışı sunumlar hazırlamak için Prezi’yi, geleceğin coder’larını yetiştirmek için Scratch’i öğrenin.
Hiçbir kurumu gözünüzde büyütmeyin
Hiçbir kurum dışarından göründüğü kadar büyük ve kusursuz değildir. Kurumları gözünüzde büyütmeyin. Siz kendinizi geliştirdiğiniz sürece ve çalışmak istediğiniz kuruma bunu gösterdiğiniz sürece, o kuruma katacağınız bir şeyler mutlaka vardır. İçeriye adım attıktan birkaç ay sonra “Anaaaa ne kadar basit şeylere takılıyorlar lan bunlar!” diyeceğiniz çok an olacak, şüpheniz olmasın.