Toplumsal olarak durumumuz şu: Hayat eski sevgilimiz ve bize koskocaman, 4 paragraflık bir Whatsapp mesajıyla trip atıyor. Kimse kimseye ağlamasın, bu bizim suçumuz. Çok faşist bir yağmur yağıyor tepemize ve bununla ilgili yapabileceğimiz türlü türlü şey var. Mesela, Moda’ya koşmaya çıkabiliriz. Mesela Ataköy’de oturup meseleden şikayet edebiliriz. Mesela, güvenlikli bir sitede oturup steril hayatımıza toz kondurmayabiliriz.
Biliyorsunuz değil mi böyle ipin ucu bir kaçarsa Hydra gibi, nereden koparsa kafası beş tane daha kalır elimizde. Hayat elimizde kalır yani. Biz banliyölerimizde ingilizce alt yazılı hayatlarımızı parlataduralım, rektumdan içeri kaçan başka bir gerçek var. Artık şikayet etme lüksümüz yok! Çünkü elimizde bir güç var, bunu yeni öğrenmiş olmamız bizim değil, tamamen “yeaak abi yaa ne değişecek” diyip elinde anahtar sallayan atadan zengin dallamaların suçu.
Artık top bizde, kale karşıda. İşte halep, işte arşın diyorlar ya. Sabri bey ne yapıyorsunuz?
Seksizmden şikayet etmek yetmez, bitirmek için oy ver!
Çünkü, o kadın ve bu adam, sadece birer insan. Adam, bir adama aşık oldu diye, kadın o eteği giydi diye, ya da ne eteği, o kadın hiç bir şey giymese bile bu kimseyi ilgilendirmez. Bu algıyı bize empoze edenleri, daha kötüsü bunları düşünmemeyi iyilik saymayı bize dayatanları bir kenara atmak için yapmalısınız
Cehaleti bir kenara bırak, kendi cehaletinle savaşmak istiyorsan oy ver!
Çünkü, cahil değiliz, bilgimizden korkuyoruz. Az önce bahsettiğimiz gibi, seksizm, paralel yapı veya statüko laflarını hiç birimiz bakkaldan öğrenmedik ve yerinde kullanmak istiyoruz. Her şeye seksizm yok efendim politik manipüle gözüyle bakmaktan rahat konuşamaz olduk. Bilgimizden korkmamak için yapmalısınız.
Çocuğun bir yeri değil, kendi istediği yeri kazansın diyorsan oy ver!
Biliyorsunuz, değil mi? Bildiğinize inanmak istiyoruz çünkü yeni sistemde çocuğunuzu Koleje yollayamıyorsanız ya çok sağlam puan yapıp bir Anadolu lisesine kapak atmalı ya da İmam Hatip lisesinde kaderine mahkum olmalı. Hadi kazandı diyelim bir yeri, ya da paranız var ve bir yere yolladınız. Buna sevinecek kadar karanlıkta olduğumuzun farkında mısınız? Çocuğunuzun istediği yere ve branşa göre eğitim alması, ne ara ütopik bir şey oldu? Çocukların algısındaki renkleri öldürmemek için yapmalısınız.
Apolitik olma hakkınız da var, bunu da korumak için oy ver!
Bizim haddimize olmayan, ama maalesef de genelin tamamında olan bir durum var. Apolitik insanı yermek gibi. Halbuki çoğu “benim” diyen, hiç siyaset bilmeden sürdürür hayatını. Apolitik demek, siyaset bilmemek ile aynı anlamda değil. Ama bulunduğumuz dönemde isteseniz de uzak kalamıyorsunuz değil mi? İstediğiniz gibi apolitik olabilme hakkını alnınıza yazmak için bir seferlik elinizi taşın altına koymalısınız.
İnandığın partiye attığın oy artık boşa gitmesin, bir seferlik üşenme. Siyasi görüşün için oy ver!
Artık gitmesin diyoruz. Çünkü bir gerçek var ki, şuan insanların siyasi görüş sahibi olması felaket bir lüks. Tabii ki herkes armuta değil de armutun sapına sempati duyuyorsa, bunu yansıtmalı ve bunu desteklemeli. Bunun bir lüks olmasından, buna verdiğiniz oyun boşa gitmesinden sıkıldıysanız, oy vermelisiniz!
Cinayetlere, tecavüzlere ve hırsızlığa tepki vermekten yorulmadınız mı? Oy verin!
Geliştirdiğimiz reflekse bakar mısınız? Buna bir şey yazmaya bile elimiz varamıyor. Her yıl yüzlerce tecavüz, cinayet ve hırsızlık olayı duyuyoruz. Gittikçe bunlara karşı hissizleşmeye başladık. Bizim vicdanımızı çalıyorlar, bizim tepkimizi çalıyorlar. Berkin, Özgecan ve canı acıyan çiftçilerimiz için. Kendiniz için. Vicdanınız için. Lütfen, oy verin!