Töreninden sonra büyük halamı bile sinema eleştirmeni haline getiren Oscarlar, sesi bu kadar geniş alana yayılan tek uluslararası kabul görmüş ‘iyi film, kötü film’ değerlendirmesi. Bu sene bilet parası neyse verip sinemada izleyeceğim “3” (yazıyla üç) filmi nasıl seçeceğim diye düşünüyorsanız (sinirimi mazur görün, Emek’i özlüyorum), Oscarlar imdadınıza koşabilir.
Gözünüz bir üst basamaktaysa kazananları önceden bilen o çocuk, gözünüz daha da yukarıdaysa, “Ben Oscarlara inanmıyorum.” diyen o karizmatik, asi çocuk da olabilirsiniz. Yok ben zirveye oynayacağım diyorsanız, Oscarlık film yapmak hiç bu kadar kolay olmamıştı, buyrun, Listelist’in büyük hizmeti Oscar Almanın Altın Kuralları listesi.
Tanınmaz hale getirilmiş bir başrol oyuncusu
Mümkünse en görünür biçimde makyaj veya protez kullanarak, başrolünüzün gerçekte hiç olmadığı gibi görünmesini sağlayın ve akademiyi ters köşeye yatırın! Hatırlar mısınız, akademi “yoksa o başka bir kadın mıydı, ama bu güzel, o çirkindi” telaşındayken Charlize Theron nasıl da ödülü kapmıştı.
Not: Hem kadın hem de ayakları yere basan karakter ile de kafaları karıştırabilirsiniz. Bkz. Erin Brockovich.
Örnekler: Monster’da bambaşka bir insan olan Charlize Theron, The Curious Case of Benjamin Button’da bir gençleşip bir yaşlanan Brad Pitt, Boys Don’t Cry’da kadın vücudunda erkek hisseden Hilary Swank, The Hours’da koca burnuyla hala güzel olan (zaten neden olmasın ki?) Nicole Kidman, Scent of a Woman’da kör Al Pacino, Forrest Gump ve My Left Foot’da bedensel sakatlığa sahip Tom Hanks ve Daniel Day-Lewis, Dallas Buyers Club’da transeksüel Jared Leto.
Büyük badireler atlatmış karakter(ler)
Karakterlerinizden en az birinin ciddi bir travma yaşadığından emin olun, hatta adamı darmadağın edin, bitirin. Akademinin en sevdiği trajediler: Tecavüz, cinayet, aile üyelerini kaybetmek, akıl sağlığını yitirmek, idam mahkumu olmak, savaş mağduru olmak.
Örnekler: Girl Interrupted, Beautiful Mind, The Pianist, Million Dollar Baby, Crash, Black Swan, Biutiful, Extremely Loud and Incredibly Close, Dead Man Walking, Blue Jasmine
Görselliğin dibine vurmak
Çok orijinal bir senaryo Oscar partisinde pek de sükse yapmıyor. Ama sanat yönetimi, işte odur gecenin yıldızı. Tüm bütçeyi görselliğe akıttığınızdan emin olun, 3D’yi sevin. Zaten, siz ne kadar çok para harcarsanız, akademi sizi o kadar sevecektir.
Örnekler: Avatar, Lord of the Rings I-II-III, Inception, Hugo, Life of Pi, Titanic, Gravity
Müzikalcilikle prim yapmak
“Sizler, dünyanın dans edip, şarkı söyleyen pisliklerisiniz!” ve bir Oscar’ı hak ettiniz.
Örnekler: Moulin Rouge, Chicago, Walk the Line, Dreamgirls, Nine, West Side Story, My Fair Lady, The Sound of Music
Buralar eskiden hep dutluktu dedirtebilmek
Belli bir dönemi anlatın, nostalji yapın. Mümkünse Amerikan kültürüne ait bir nostalji olsun.
Örnekler: Gangs of New York, Walk the Line, The Queen, Milk, The King’s Speech, Hugo, The Artist, The Iron Lady, My Week with Marilyn, Lincoln, Shakespeare in Love, LA Confidential, Braveheart, Schindler’s List, American Hustle, 12 Years a Slave
Büyük insanların büyüklüğünden nasiplenmek
Hepimizin bildiği tarihi kişilikleri anlatın, akademiye “hakkaten ne büyük adamdı” dedirtin.
Örnekler: The Queen, The King’s Speech, The Iron Lady, My Week with Marilyn, Lincoln, La Vie en Rose
Çaktırmadan da olsa Amerika merkezli olmak
Amerika’dan bahsetmiyor gibi yapın ama Amerika’dan bahsedin. Amerika’yı suçluyor gibi yapın ama aslında bu lanet olası dünyada Amerikalı olmayan diğer herkesi suçlayın – şu koyu renk tenli Arapça konuşan tipler en verimlileri.
Örnekler: The Hurt Locker, Argo, Zero Dark Thirty, 12 Years a Slave