Kendimizi bildik bileli duyduğumuz bir tanım vardır Türkiye’de: Orta sınıf. Sınıfsal ayrımları ülkece pek sevmediğimizden “orta direk” olarak da bilinir bu kavram. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada var olan bu tabir aslında bir ekonomik grubu belirtmek için kullanılır.
Ne fakir ne de zengin olarak tanımlanabilecek, yuvarlak bir hesapla gelir dağılımında yüzde 25 ile yüzde 75’lik dilimin arasını kapsayan bölgede yer alan geniş gruba orta sınıf denilebilir. Kısacası hemen hemen hepimizin mensubu olduğu bir alan. 🙂
Tabii açlık sınırı, yoksulluk sınırı, kaliteli yaşam sınırı gibi her şeyin birbirine karıştığı ve yarın ne olacağı hiç belli olmayan güzel ülkemizde orta sınıf olmak bir noktada hepimizin tesellisi oluyor çünkü orta sınıf demek az da olsa düzenli geliri olmak demek.
Mavi yakalı, beyaz yakalı yaka rengi fark etmeden hepimizin mensubu olduğu bu orta sınıfın geçmişine baktığımız zaman bugün tüm dünyada geçmişe nazaran çok daha kötü bir konumda olduğunu görüyoruz. Sadece vurucu bir örnek olsun diye şunu söyleyelim bundan 50 sene evvel Amerika’da General Motors firmasında (o devrin en büyüğü) çalışan bir işçi saatte 50 dolar kazanırken bugün Walmart’ta (bu devrin en büyüğü) çalışan bir işçi saatte 8 dolar kazanıyor.
Kısacası orta sınıf değişti. Biz de şurada gördüğümüz ilgimizi çeken bir yazıdan yola çıkarak orta sınıf mensuplarının artık almaya güçlerinin yetmediği şeyleri yazdık. Bahsettiklerimiz öyle lüks harcamalar, yatlar, katlar değil hatta bir kısmı gereklilik. Sadece orta sınıfın eskiden alım gücü dahilinde olan ancak gün geçtikçe bu gücünü kaybettiği bazı başlıklar. Çünkü orta sınıf fakirleşiyor ya da yok oluyor.
Seyahatler/Tatiller
Eskiden olanın aksine artık seyahat veya tatil orta sınıfın ancak başka bir şeyden feragat ederek yapabildiği bir etkinlik haline gelmiş durumda. Yapılan bir araştırma gösteriyor ki tatile çıkan orta sınıf mensuplarının neredeyse yarısı ya o sene almaları gereken televizyon gibi bir büyük elektronik eşyadan vazgeçmiş, ya sene boyunca sinemaya gitmemiş veya dışarıda yememiş ya da kıyafet alışverişleri gibi ufak tefek şeylerden kısmış.
Yeni bir araç
Yine eskiye oranladığımızda pek çok orta sınıfın aldığı maaş yeni bir araba almaya yetecek kadar doyurucu değil. Büyük şehirlerde yaşayan şanslı ve genele nazaran daha çok kazanan orta sınıf mensuplarını hariç tutarsak ortalama bir araba fiyatının 10-15’te biri kadar aylık maaş alan bir çalışanın böyle bir para biriktirmesi için neredeyse hiç harcama yapmaması lazım. Hiç harcama yapmamak da orta sınıfa ters tabii. Bunun kirası var, faturası var, taksidi var, var oğlu var…
Taksitlerin ödenmesi
Ülkedeki hemen herkesin en az bir kredi kartı olduğunu (ortalama ikinin üstünde) ve her kart sahibinin ortalama 1.000 TL aylık kart taksiti olduğunu göz önüne aldığımızda (ki gerçek rakamlar bunun kat kat üstünde) ortaya çıkan tablonun ne kadar vahim olduğunu kolaylıkla anlayacaksınız. Yükselmeyen hatta düşen bir gelire oranla, korkunç hızda yükselen kredi borçları ve bunun aylık taksitleriyle karşılaşıyoruz. Kaçınılmaz ve korkunç bir sona doğru gidiliyor: Hacizler, yeniden yapılandırmalar, depresyonlar, intiharlar…
Acil durumlar için kenarda tutulan bir güvence
Ne olur ne olmaz diye kenarda köşede üç kuruş para biriktirmek ne yazık ki artık orta sınıfın yapabildiği bir şey değil. İşten çıkma, hastalık veya herhangi bir kötü senaryo için kenarda aşağı yukarı 6 ay kendine yetecek kadar para tutabilen orta sınıf mensupları tüm orta sınıfların içinde dörtte birlik bir kesimi kapsıyor. Onlar da diğerlerine nazaran daha yüksek geliri olanlar. Bir diğer dörtte birlik kısmın ise hiçbir birikimi ya da güvencesi yok!
Emeklilik birikimi
Eğer Allah’a emanet yaşadığımız güzel ülkemizde şans eseri emeklilik yaşına kadar ölmez de yaşarsanız muhtemelen o saatten sonra alacağınız emeklilik maaşı harcamalarınıza ve planlarınıza yeterli olmayacaktır hatta bu maaş en temel ihtiyaçlarınıza bile yetmeyebilir. Ben bir ömür boyu çalışırım diye kendinize güvenseniz de belki vücudunuz bu konuda sizinle hem fikir olmayacaktır. Ancak emekliliği düşünüp birikim yapmak için de paraya ihtiyacınız var ve evet orta sınıfın artık böyle bir birikim yapacak geliri ne yazık ki yok…
Sağlık masrafları
Tıpkı acil durum güvencesinde olduğu gibi sağlık masrafları da artık pek çok orta sınıfın karşılayamayacağı şeyler arasında. Yani normalde zorunlu olarak alman gereken sağlık hizmetleri artık paran varsa sağlıklı olmaya hakkın var şekline dönüşmüş durumda. Bunda her sektörde olduğu gibi özelleşmelerin de payı büyük. Devlet kendi yükümlülüğü olan bir işi başka birilerine devrederek hem para kazanıyor hem de fiziksel gücünden tasarruf ediyor. Olan yine orta sınıf vatandaşa oluyor.
Diş sağlığı harcamaları
Gelir seviyesi düştükçe sağlık masraflarının da bir dalı sayabileceğimiz ancak daha pahalıya mal olan bir kalem daha lüks tüketime giriyor: Diş sağlığı harcamaları. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki 20-65 yaş arasındaki yetişkinlerin neredeyse yarısı çürük tipi durumlarda dişçiye ya gitmiyor ya da gidişini erteliyor. Sebebi basit, orta sınıfın artık bunu da ödeyecek gücü yok.
Bunlar bizler gibi orta sınıf vatandaşların artık kolay kolay sahip olamadığı “lüksleşen” gereklilikler. Belki de durum sadece biz kendimizi orta sınıf sanmaya devam ederken gitgide fakirleşmemizden ibarettir. Yaşasın algı yönetimi!