Savaşlarda genellikle mermiler ve bombalar bütün övgüleri toplar. Ancak örgü de çok kurnazca bir silahtır. Siz sormadan hemen biz söyleyelim; hayır, örgüye sivri ve keskin uçları olduğu için silah demiyoruz. Şifreleme üzerine çalışanlar, yüzyıllar boyunca doğrudan giysilerin dikişlerine işlenmiş gizli kodların savaş zamanlarında kullanıldığını biliyorlar. 2. Dünya Savaşı‘nda bu örgülerin şifresi çözülür ve müttefiklere aktarılırdı. Teknik olarak “steganografi” olarak adlandırılan bu uygulama aslında binlerce yıldır var. Gizli mesajları şüphe uyandırmadan sıradan eşyalara gizleme eylemini ifade eder. Gerekli niteliklere sahip olan zeki bir kişi, en kurnaz düşmanın bile burnunun dibinden ayrıntılı mesajlar iletebilir. Şimdi bu kodların nasıl örüldüğünü ve kullanıldığını öğrenelim.
Örgü ile gizli mesajlar oluşturdular
Nomadic Knits örgü ve kültür dergisinin ortağı Melissa Kemmerer, “Örgü, en yaygın olanları örme ve ters örgü olan farklı dikişlerden oluşur; en basit haliyle ikili kodla ilişkilendirilebilir.” diyor. Temelde bu, doğru becerilere ve örgü örme hünerine sahip olan herkesin mesajları kumaşa gizlemeyi öğrenebileceği anlamına gelir ve bunu yapmanın çeşitli yolları vardır. En basiti mors kodu ile numara veya metin gizlemektir.
Kemmerer, “Bu iki dikişi değiştirerek mors kodu üretilebilir ve masum görünümlü bir süveter ile şifreli mesajlar gönderilebilir.” diyor. Örgüyü ören ve gizli mesajı giysinin üzerine işleyen kişi, bu mesajı kolaylıkla yorumlayacak bir ajana iletebilir. Askerlerin çok büyük bir çoğunluğunun örgüden anlamadığını düşündüğümüzde bu yol gizli mesajları iletmek için çok güvenli bir tercih oluyor.
Kemmerer, “Örme ve ters örgü dikişler, çeşitli ortak dokular oluşturmak için düzenli olarak birlikte kullanılır (bir süveterin etekleri ve manşonlarındaki nervürleri gözünüzün önüne getirin). Bir örgü dikişinde gizlenmiş garip bir ters yumru kolayca gözden kaçabilir veya fark edildiği takdirde amaçlanan modellemenin bir parçası olduğu varsayılır. Giysilere bazı kodları eklemek için dikkat çekici dikişler kullanılsa bile, örgü konusunda deneyimsiz olan kişi için sadece bir dikim hatası olarak görülür. Deneyimli kişiler ise kolaylıkla dikişlerdeki farklılıkları anlarlar.” diyor.
Gizli mesajları iletmek için örgüleri kullandılar
Örgü ile mesajlar göndermek yerine farklı ve daha kolay yöntemler kullanılabilirdi diye düşünüyor olabilirsiniz. Sonuçta 20. yüzyılın başlarında uzun mesafe iletişim teknolojilerinde bir patlama yaşandı. Pek çok dünya savaşında örgü, gizleyici bir örtü oldu. Kadınlar, istihbarat faaliyetlerini hiç şüphe uyandırmadan güpegündüz yürüttüler.
Örneğin; 1. Dünya Savaşı devam ettiği sırada Belçikalı istihbarat ajanları, tren istasyonlarının yakınında yaşayan yaşlı kadınlarla arkadaş oldu. Bu kadınların evlerinin pencereleri tren raylarına bakıyordu. Ajanlar, casus olamayacak kadar yaşlı ve masum görünen bu kadınlardan gizlice İmparatorluk Almanya’sının tren hareketlerini izlemelerini istediler. Yardım etmeyi kabul edenler, dikkat gerektiren bir sistemi uyguladılar. Gün boyunca örgü ören kadınlar, bir topçu treni gördüklerinde bir dikiş atarlardı. Bununla birlikte bir vagon birliği geçerse de bir dikiş atarlardı, yani desende bir delik bırakırlardı. Bu sistem 2. Dünya Savaşı sırasında da devam etti.
Bu yöntem 2. Dünya Savaşı’nda da kullanıldı
Kemmerer, “Erkekler için sıcak giysiler örmek, savaş çabalarına katkıda bulunurken ev cephesinde moral yükseltmenin bir yoluydu. Dünya çapında kaynak kıtlığı vardı; sayısız malzeme ve fabrika yok edildi, askerler çorap ve şapka gibi değerli ihtiyaçlar için bağış bekliyordu.” diyor. O yıllarda örgü örmek, casusların göz önünde saklanması için iyi bir yoldu. 1. Dünya Savaşı sırasında örgü sistemi o kadar üretkendi ki, 2. Dünya Savaşı’nda yetkililer örgü desenlerinin yayılmasını yavaşlatmak için harekete geçti.
Kemmerer, “Yüzbinlerce örgücü basit ve pratik örgü ile görevlendirilirken, düzinelerce cesur kadın örgülerini askeri istihbarat ve sırları gizlice iletmek için kullandı. Bu cesur kadınlar yakalandıkları zaman hapis veya idam cezası alıyorlardı. 2. Dünya Savaşı sırasında ABD ve Birleşik Krallık, yazılı örgü desenlerinin basılmasını ve yayınlanmasını yasakladı, ancak örgü örülmesini neredeyse hiç yasaklayamadılar.” diyor.
Örgü, savaşta silahtan daha tehlikeli bir rol oynadı
Örgü silahtan daha da etkili bir araçtı. Çünkü kimse masum bir örgüden şüphelenmiyordu. 1 Mayıs 1944’te Phyllis Latour Doyle adlı bir İngiliz casusu Normandiya’ya paraşütle atladı. Fransa’yı işgal eden Nazi güçlerine karşı direniş geliştirmek için gizli bir Özel Harekat İcra planında yer alan yüksek eğitimli bir ajandı. Seçtiği silah ne mı? Hançer veya mermi değil, sadece örgüydü. Yani örgüsünde sakladığı ayrıntılı gizli kodlardı. Kırsal kesimde sıradan bir insanmış gibi dolaştı. Alman birliklerine karşı her zaman yardımsever ve konuşkandı. Bu şekilde birçok bilgi toplamayı başardı ve sonunda Müttefikler ülkeyi özgürleştirmeden önce 135 kodlu mesaj gönderdi.
Yani siz, siz olun, savaş zamanında örgüsü veya ipliği olan birine asla güvenmeyin!
Kaynak: 1