Aksiyon filmlerini sever misiniz? Sevmesek de mutlaka bir tane izlemiş ve ana karakterlerin inanılmaz şeyler yaptığına, ölümle yüz yüze gelip hayatta kaldıklarına ve ölümsüz bir profil çizdiklerine şahit olmuşuzdur. Şimdi bahsedeceğimiz kişiler ise filmlerde gördüğünüz karakterlerin gerçek hayattaki versiyonları.
Onlar ölümle yüz yüze geldiler ve hayatta kaldılar!
10. Arka bahçesinde bir volkan bulan adam, Dionisio Pulido
20 Şubat 1943’te Meksika’nın Parícutin köyünde, Dionisio Pulido adlı bir adam arka bahçesinde 6 adım genişliğinde ve 150 adım uzunluğunda bir çatlak ile daha önce görülmemiş küçük bir tümseğe rastladı. Tümsek sonunda 6 metre yüksekliğe ulaştı ve gaz püskürtmeye başladı.
Pulido bahçesindeki çatlağı tespit ettikten 24 saat sonra öfkeli bir volkan, mülkünün üzerinde 165 metre yükseldi ve büyümeye devam ediyordu. Bitki örtüsü tahrip olmuştu ve gökten kül yağmaya başladı. Haziran ayında lav, tüm köyün boşaltılmasına sebep olacak şekilde volkandan sızmaya başladı.
Volkan, bir yıl boyunca büyümeye devam etti ancak zaman geçtikçe aktivitesi yavaşladı. Patlamalar suskunluk dönemine girerek aralıklı hale geldi. Nihayet 1952’de çevre vadi üzerinde 1300 metre yüksekliğe ulaşan volkan, uykuya daldı. Patlamadan binlerce insan etkilendi ve başka bir yerde yeni bir hayata başlamak zorunda kaldı.
Pulido, köyünden ayrılmadan önce eski mısır tarlasının bulunduğu yere geri döndü ve “Bu volkan Dionisio Pulido’ya aittir ve işletildi.” yazan bir tabela koydu.
9. Bir kayada 127 saat hapsolan Aron Ralston
2003 yılında Aron Ralston, Bluejohn Kanyonu çevrelerinde yürüyüşe çıktı.
İstekli bir tırmanıcı için sıradan bir gezinti olması gerekiyordu ancak kaydıktan ve düştükten sonra 127 saatlik bir cehenneme dönüştü. Boulder kolunu tuttu ve kanyonun duvarına sabitledi. Kaçmaya çalıştı ama kolunu kıpırdatamadı.
Sıkışmasından günler sonra hayatta kalmak için kolunu kesmesi gerektiğini fark etti. Zihninde kendisiyle savaşıyor, kendini bunu yapmaya zorluyordu. Sonrasında bıçağının kullanılamayacak kadar donuk olduğunu fark etti ve kaderine razı oldu. Neyse ki kolunu bükerek kayaları kırmak için kullanabileceğini keşfetti. Bunu yaptıktan sonra kalan kıkırdak, deri ve tendonları kesmek için bıçağını kullandı.
5 buçuk gün sonra Aron, olduğu yerden çıktı ve bulunarak kurtarıldı. Yıllar sonra film yapımcılarına “127 Saat” adlı bir film yapmalarında yardımcı oldu.
8. 33.000 fitten düşerek hayatta kalan kadın, Vesna Vulović
26 Ocak 1972’de, uçuş görevlisi Vesna Vulović, Kopenhag’dan Belgrad’a giden Yugoslav Havayolları uçağındaydı. Uçak, Çek Cumhuriyeti üzerinden uçarken aniden patladı ve 22 yaşındaki kadının 33.000 fitten (10 km) düşmesine neden oldu.
Kurtarma ekipleri kaza yerine geldiklerinde uçuş görevlisinin çarpmanın etkisiyle topuklu ayakkabılarının çıktığını gördüler. Çok kan kaybeden Vulović, sonraki 3 gününü kırık bir kafatası, 3 kırılmış omur ve diğer yaralanmalarıyla komada geçirdi. Hayati tehlikesi olan yaralanmalarına rağmen hayatta kaldı.
Vesna Vulović, paraşütsüz en yüksek mesafeden düşüşte hayatta kalan biri olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.
7. Hayata geri dönen kadın, Anna Bågenholm
Dr. Anna Bågenholm, donmuş suya kafa üstü düştüğü bir şelalenin çevresinde kayak yapıyordu ve 80 dakika boyunca buzun altında kaldı. İlk anda nefes almasını sağlayacak bir hava deliği bulmayı başardı ve sadece 30 dakika dayanabildi. Sonrasında soğuk suyun etkisiyle bitkin düşerek 40 dakika daha suyun altında kaldı.
Sonunda kurtarıldı ve hastaneye götürüldü. Kalbi 2 saatten fazla durdu ve vücut ısısı 13.7ºC’den düşüktü. Bu iki durum genellikle ölümcül olsa da doktorlar kadının kalbini 9 saat sonra tekrar çalıştırmayı başardı. Ellerinde ve ayaklarında bazı ince motor kaslarını kaybetse de beyni hasar görmemişti.
6. 2 nükleer saldırıdan kurtulan adam, Tsutomu Yamaguchi
6 Ağustos 1945’te, Tsutomu Yamaguchi, resmi bir ziyaret için Hiroşima’daydı. Şehirdeki son günü olması gerekiyordu ancak tarihin akışını değiştiren bir şey oldu.
Sabahın erken saatlerinde Amerikalı B-29 bombardıman uçağı, uranyum tipi bir bomba bırakarak bir ışık parlamasına neden oldu. Ardından mutlak yıkım geldi. Patlama neredeyse tüm Hiroşima nüfusunu silmişti. Yamaguchi’nin ise yanıkları vardı ve kulak zarları yırtılmıştı.
Yalnızca 3 gün sonra -memleketi Nagasaki’daki karısının ve oğlunun yanına dönmüştü- ikinci bir bomba atıldı. Buna ‘Şişman Adam’ adı verildi. Çünkü çok daha güçlü bir plütonyum tipi bir bombaydı ve tüm şehri tahrip etti. Eşi ve oğluyla birlikte bu saldırıdan da kurtuldu.
Radyasyona maruz kaldığı için hastalanmasına rağmen yavaş yavaş iyileşti ve ailesiyle normal bir yaşam sürdürmeye devam etti.
5. Spark Ranger, Roy Sullivan
Virginia’da bir orman korucusuna tam 7 kez yıldırım çarptı. Doğal olarak ona “şimşek çeken adam” lakabı verildi ve Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.
İlk yıldırım çarpmasını 1942’de yaşamış ve baş ayak parmağının tırnağını kaybetmiş. 1969’da aynı şeyi yaşadığında kaşları dökülmüş. Tarih Temmuz 1970’i gösterdiğinde sol omzu etkilenmiş ve 16 Nisan 1972’de saçı alev almış. Bir yıl sonra yani 7 Ağustos 1973’te saçları tekrar alev almış ve bacakları etkilenmiş. Ardından 5 Haziran 1976’da ayak bileğini yaralayarak 25 Haziran 1977’de de göğsünde ve mie bölgesinde yanıklar meydana gelmiş.
Roy’a 7. kez yıldırım çarptığı gün, bir ayıyla sopa kullanarak mücadele ettiği 22. sefere denk gelmiş. Mutlaka bir ilişkisi olmalı!
4. Proton ışını tarafından vurulan adam, Anatoli Bugorski
1978’de Rus fizikçi Anatoli Bugorski, proton ışınının kafasına isabet ilginç bir kaza geçirdi. Işın hızını, ışık hızına yaklaştırabilmek için hızlandırıcı bir parçacık kullanılmıştı. O gün için ışının fizikçiye ne kadar zarar verdiğinden emin değildi. Çünkü daha önce böyle bir şey yaşanmamıştı. Ancak büyük olasılıkla Bugorski’yi öldüreceği düşünülüyordu.
Bugorski, kaza sırasında hiç acı çekmemişti ancak daha önce görmediği kadar daha parlak bir ışık gördüğünü söyledi. Sol kulağında işitme kaybının yanı sıra yüzünün sol tarafı felç olmuştu.
Bu ufak yaralanmalarla hayatta kaldı ve nispeten normal bir hayat sürmeye devam etti.
3. Fırtınaya kapılan yamaç paraşütçüsü, Ewa Wiśnierska
Ewa Wiśnierska, uluslararası alanda tanınan, deneyimli bir yamaçparaşüsüdür. 2007’de Avustralya’da korkunç bir fırtına çıktığında Ewa, yamaç paraşütü yapıyordu. Kendisini yaklaşık 50 mil hızında bir girdapta buldu. Paraşütçü, Everest Dağı’nın zirvesinden daha yüksek ve neredeyse jumbo jetlerin uçtuğu noktada, maksimum 32.634 fit yüksekliğe ulaşmıştı.
Ulaştığı yükseklikte oksijen eksikliği nedeniyle yaklaşık bir saat boyunca baygın kaldı. Şaşırtıcı bir şekilde, -40ºF ısıda şiddetli dolu yağışı ve şimşek çakması olmasına rağmen bunlara yakalanmadan sürüklendi.
Doktorlara göre bayıldığı için kalp atış hızı ve bedensel fonksiyonları yavaşlamıştı ve böylece hayatta kalmasına yardımcı olmuştu. Fırtına dindikten sonra kendine geldi ve güvenle yeryüzüne döndü.
2. Güvenlik için ölüm eşiğinde emekleyen adam, Joe Simpson
Simpson’ın bacağını kırdığında Joe Simpson ve Simon Yates, Peru And Dağları’na tırmanıyorlardı. Yates, Simpson’ı aşağıya indirmek için bir ip kullanarak onu güvende tutmaya çalıştı. Ancak ipleri bittiğinde Yates bir seçim yapmak zorunda kaldı ve kendisini kurtarmak için ipi kesti.
Joe Simpson, mucizevi bir şekilde yeni bir yaralanmalanma yaşamadan bir çıkıntıya indi. Öleceğinden emindi ama yalnız ölmek istemedi. Bu nedenle 4 gün boyunca 6 mil sürüklendi ve sonunda tekrar arkadaşı Simon ile kurdukları kampa geri döndü.
Simpson hayatta kaldı. Hatta bir kitap yazdı ve inanılmaz yolculuğunu anlatan bir film de yaptı.
1. Kırılmaz adam, Louis Zamperini
27 Mayıs 1943’te, Pasifik’teki bir kurtarma görevi sırasında, ABD Ordusu Hava Birliği’ne ait B-24 uçağı arızalandı ve denize düştü. Uçakta yer alan mürettebattan biri, 1936 Berlin Olimpiyatları’nda yarışan, uzun mesafe koşucusu Teğmen Louis Zamperini’ydi. Teğmen, aadece balık tüketerek ve yağmur suyu içerek 47 gün hayatta kalmayı başardı.Sonrasında o ve mürettebatın ikinci üyesi, 2. Teğmen Russell Phillips, Japon kuvvetleri tarafından bulundu.
Zamperini için işler daha da kötüye gitmişti. Olympiytaçı, Mutsuhiro “Kuş” Watanabe adlı sadist bir kamp çavuşunun elinde, korkunç bir işkenceye katlanmak zorunda kaldı.
Çektiği korkunç çileye rağmen Zamperini, savaştan kurtuldu ve 1945’te serbest bırakıldı. Daha sonraki yıllarda dini bir dönüşüm geçirerek onu affettiğini bildirmek için Japon Watanabe ile görüşmeye çalıştı ancak “Kuş” eski düşmanı ile yüzleşmeyi reddetti.
“Unbroken” filmi 2014 yılında çekildi ve Zamperini’nin yaşadığı her şeyi anlatıyor.