Ölüler Günü (Dia de Los Muertos), Latin Amerika’da 31 Ekim-2 Kasım arasında kutlanan bir festivaldir. Festivalde bolca kullanılan kurukafa figüründen dolayı Cadılar Bayramı’na benzetilse de, aslında çok farklıdır. Cadılar Bayramı’nın aksine amacı insanları korkutmak değildir. Ölüler Günü insanların ölen sevdikleriyle birlikte olacaklarına inandıkları bu günleri adaklarla ve çiçeklerle karşılayıp bir festival havasında kutladıkları gün veya günlerdir.
Ölüler Günü’nün atası: Aztekler
14-15.yüzyıldan bu yana kutlanan Ölüler Günü, aslen Azteklerden gelmektedir. Aztek inanışına göre Mictlantecuhtli, karısı Mictecacihuatl’la birlikte yeraltı dünyası Mictlan’ı yönetirmiş. Halk tanrıların ölen insanları koruduğuna inandığı için onları ziyaret edip, teşekkürlerini sunarmış. Aslen Pagan inancına dayanan inanış, zaman içerisinde Hristiyanlıkta da yerini bulmuş ve ‘All Souls Day’ olarak anılmaya devam etmiştir.
Ölmek: Bir son değil, yeni bir başlangıç
Paganlardan gelen bu geleneğe göre, ölüm korkulması gereken bir son değil, aksine hayatın yeni bir fazına giriş olarak görülmekteymiş. Bundan dolayı da insanlar ölülerini hüzün ve gözyaşıyla anmak yerine, şenliklerle ve kutlamalarla anmaya başlamış. Bu kutlamalar sayesinde insanlar ölen sevdikleriyle birlikte olabildiklerine inanmaya başlamışlar.
Ölüler Günü: Bol müziğin ve rengarenk süslemelerin bir araya geldiği gün
31 Ekim akşamı başlayan hazırlıklarda öncelikle ev süslenirmiş. Bir masanın üzerine ölülerin fotoğrafları, yemekler ve içkiler konur, daha sonra da etrafı kadife çiçeklerle süslenirmiş. Böylece ruhları eve gelebilir ve unutulmadıklarını görebilirlermiş. Daha sonra hazırlıklar mezarlıkta devam eder ve aynı evde yapıldığı gibi ölenlerin mezarları da süslenirmiş. Ölülerin sevdikleri yiyeceklerle mezarlık başında piknik yapılır ve müziklerle birlikte ruhları anılırmış.
Ölüler Günü’nün sembolü: Kurukafa
https://www.instagram.com/p/Ba8TzUkn_Qb/?taken-by=elchadsantos
Kurukafa figürü festival boyunca yiyeceklerde, pastalarda ve şekerlemelerde kullanılıyor. Bunun sebebi kurukafa figürünün insanlara uğur getirdiğine inanılması. Çoğu insan şekerlemelerin yanı sıra vücutlarına bu kurukafanın dövmesini yaptırıyor veya kurukafa şeklinde oyuncak bebekler taşıdıkları söyleniyor. Eğer daha önce festivalle ilgili herhangi bir görsele denk geldiyseniz insanların yüzlerini kurukafa şeklinde boyadığını, etrafta rengarenk boyanmış ve farklı desenlerde bir sürü kurukafa figürü olduğunu görmüşsünüzdür. Sanata da yansıyan kurukafa sembolü José Guadalupe Posada tarafından yapılan bir sanat eseriyle birlikte tamamiyle festivalin sembolü haline gelmiştir.
Ölüler Günü’nün günümüze kadar korunması: UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miraslar Listesi
UNESCO, önemli maddi olmayan kültürel mirasların dünya çapında daha iyi korunmasını ve bunların öneminin fark edilmesini sağlamak amacıyla Somut Olmayan Kültürel Miraslar Listesini belirlemiştir. Ölüler Günü 2003 yılında bu listeye aday gösterilmiş, 2008 yılında da UNESCO tarafından listeye eklenmiştir.
Filmlerle Ölüler Günü: Coco, The Book of Life, Dia de Los Muertos…
Ölüler günü, zamanla ve gelişen teknolojiyle sadece Latin Amerika’da kutlanan bir festival olmaktan çıkmış ve filmlere de konu olmaya başlamıştır. Geçen yıl çıkan Coco, Pixar yapımı bir animasyon filmi olmasına rağmen renkli görselleri ve eğlenceli müzikleri sayesinde çok büyük beğeni toplamış, hatta belki de bazılarımızın Ölüler Günü ile ilk kez tanışmasına vesile olmuştur.
Bonus:
Biz tabii ki ölüler gününü rengarenk ve şen şakrak geçen bir festival olarak görüyoruz. Ama aslında, farklı bölgelerde farklı şekillerde kutlanılan bu festival, Bolivya’da cesetlerin mezarlardan çıkarılmasıyla ve kafataslarının süslenerek kiliseye götürülmesiyle kutlanıyor.
Eee, ne dersiniz günün birinde Ölüler Günü de Cadılar Bayramı gibi yaygınlaşır mı?