İnsanoğlu olarak sahip olduğumuz en değerli şeylerden biri yaşamımızdır. Kimi zaman üstlendiğimiz sorumluluklar ve sosyal normlar, bu gerçeği unutmamıza neden olabilir. En basit hatalar bile hem kendi yaşamımıza hem de çevremizdekilerin yaşamına mal olabilir. Bu kurallar gelmiş geçmiş en şanslı insanlardan biri olarak kabul edilen Essie Dunbar için de geçerlidir. Öldü sanılarak gömülmesine rağmen hayata tutunan bu şanslı kadını sizler için araştırdık. İşte tüyleri diken diken eden hikayesiyle Essie Dunbar…
Takvimler 1915 yılını gösterdiğinde Essie Dunbar, henüz 30 yaşındaydı
Sert bir epilepsi krizi geçirdi ve Dr. Briggs, hiçbir yaşam belirtisi bulamadığı için genç kadının öldüğünü ilan etti
Vücudu ahşap bir tabuta yerleştirildi ve cenaze töreni için saat belirlendi
O zamanlar cenazeler çok hızlı yapılırdı çünkü büyük bir hazırlık gerekmezdi. Tören ertesi gün sabah 10’da yapılacak şekilde ayarlandı. Dunbar’ın kız kardeşi komşu kasabada yaşıyordu ve hem ablasının ölümünden hem de cenazeden son anda haberi oldu.
Tören beklenenden daha uzun sürdü
Üç vaiz tek tek icra etti, ardından tabut 2 metre derinliğe gömüldü. Dakikalar sonra Dunbar’ın kız kardeşi geldi ve ablasını son bir kez görebilmek için vaizlere yalvardı. Bir süre düşündükten sonra tabutu tekrar gün yüzüne çıkarmaya karar verdiler.
Tabutun kapağı açıldığında Essie Dunbar gülümsüyordu
Dunbar, gerçekten hayattaydı ve kız kardeşi olmasaydı diri diri gömülecekti. Genç kadın mezardan çıkarıldığında herkes ona şüpheyle baktı. Kendisinin bir tür zombi olduğunu düşündüler.
Ne yazık ki yaşananlara dair detaylı kaynaklar bulmak oldukça zor
Ancak şunu söyleyebiliriz ki Essie Dunbar, mühürlenmiş tabutundan çıkarak hiçbir şey olmamış gibi tarlada çalışmaya devam etti. Hatta ölümünü ilan eden doktordan daha uzun yaşadı. O zamanlardan beri bu ilginç hikaye dünyanın çeşitli dergilerinde ve gazetelerinde yer aldı. Böylelikle Essie Dunbar, topluluk içerisinde tanınan bir isim haline geldi. Kendisi, 1955 yılında yani 70 yaşındayken eceliyle öldü.
Kaynak: 1