Ana sayfa » Yaşam » Okullar Açılıyor: Okul Kaygısı ve Okul Reddine Karşı Çocuklara Yardım Etmenin Yolları
Okullar Açılıyor: Okul Kaygısı ve Okul Reddine Karşı Çocuklara Yardım Etmenin Yolları
Okulun ilk gününün o heyecanlı sabahı… Yepyeni defterler, kokusu taze çantanın içine düzenlenmiş kalemler, tertemiz üniformalar… Ancak bazı çocuklar ve aileleri için bu sahne, yoğun bir endişe ve gözyaşıyla örülü olabilir.
Okulların açıldığı günler, kimi aile için yeni kırtasiye alışverişlerinin heyecanı, kimi çocuk içinse sınıfta yeniden buluşmanın coşkusu anlamına gelir. Ancak bazı çocuklar için bu dönem hiç de kolay değildir. Sabah yatağından kalkmak istemeyen, çantasını hazırlarken gözyaşlarına boğulan ya da karın ağrısı bahanesiyle evde kalmaya çalışan minikler aslında “okul kaygısı” yaşıyor olabilir. Uzmanların “okul reddi” ya da “duygusal temelli okul kaçınması” dediği bu durum, göründüğünden çok daha yaygın. Peki, ebeveynler bu zorlu dönemde çocuklarına nasıl destek olabilir, okulun kapısı yeniden güvenli bir yer haline nasıl gelebilir?
Okul kaygısı ve okul reddi nedir?
Okullar açıldığında çoğu ailede telaş ve hazırlık heyecanı olurken, bazı çocuklar için bu süreç oldukça zorlayıcı olabilir. Çocuğun okula gitmeyi reddetmesi, çoğu ebeveynin ilk anda inat ya da istememe olarak gördüğü bir durum gibi dursa da aslında altta çok daha karmaşık nedenler yatabilir. Uzmanlar bu durumu yalnızca okul reddi değil, “duygusal temelli okul kaçınması” olarak adlandırmayı tercih ediyor. Çünkü çocuklar çoğu zaman isteksizlikten değil, yoğun kaygıdan dolayı okula gitmekte güçlük çekerler.
Pandemi sonrası dönemde bu tablo daha da belirgin hale geldi. İngiltere’de yapılan araştırmalara bakıldığı zaman aslında milyonlarca çocuğun uzun süre okula gitmediği ortaya çıktı. Kaygının birdenbire başlayabileceği gibi zamanla artabileceğini de unutmamak gerekir. Sosyal baskılar, arkadaş ilişkileri, akademik stres ya da evdeki faktörler bu süreci tetikleyebilir. Dolayısıyla okul reddi, yalnızca çocuğunuzun değil, tüm ailenin yaşamını etkileyen, hassasiyetle yaklaşılması gereken bir konudur.
Bir çocuğun okula gitmek istememesinin ardında birçok neden olabilir. Sosyal ortamlarda zorlanmak, arkadaş edinmekte güçlük çekmek, öğretmen ya da akranlarla yaşanan olumsuz deneyimler sık karşılaşılan sebepler arasındadır
Bazı çocuklar açısından kalabalık sınıflar, yoğun uyaranlar ve gürültü gibi durumlar oldukça bunaltıcıdır. Özel eğitim desteğine ihtiyaç duyan çocuklarda bu tür kaygılar daha sık görülür. Ev ortamındaki stres ya da aile içi sorunlar da çocuğun okulla ilgili motivasyonunu zayıflatabilir.
Kimi zaman ise akademik baskılar, sınav kaygısı ya da başarısızlık korkusu çocukları geri adım attırır. Bir diğer önemli nokta, çocukların okulun kendilerine uygun olmadığını hissetmesi ve bu nedenle evde daha güvende olduklarına inanmalarıdır. Ebeveynler bu durumda “neden böyle yapıyor?” diye düşünmek yerine “çocuğum ne hissediyor?” sorusunu sormalıdır. Çünkü çoğu zaman okula gitmemek bir tercih değil, içsel bir zorunluluk gibi yaşanır.
Okul kaygısı yalnızca sınıf kapısında kendini göstermez, evin içinde de birçok sinyal verir. Çocuğun sabahları yataktan kalkmak istememesi, üniformasını giymekte zorlanması ya da hazırlanırken huzursuz olması sık görülen işaretlerdir. Kaygı, bedende de kendini belli eder; mide ağrısı, baş ağrısı, hatta bulantı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bazı çocuklar daha içine kapanır, bazıları ise huzursuzlukla hareketlenir.
Uyku sorunları, derslere ilgisizlik ya da ödevlerden kaçınma da bu tabloya eşlik edebilir. Hatta bazen çocuk hiç haber vermeden okula gitmeyi bırakabilir. Bu durum yalnızca çocuğun değil, ebeveynin de günlük yaşamını zorlaştırır. İşe gitmek zorunda olan anne ve babalar kendi sorumluluklarıyla ve ekstra olarak çocuğunun durumuyla aynı anda mücadele eder. Çocukların yaşamış olduğu stres hali, suçluluk duygusunu artırır ve kaygıyı daha fazla derinleştiren bir durumdur. Dolayısıyla bu işaretleri erken fark etmek ve büyümeden ele almak çok önemlidir.
Okul kaygısı ve okul reddi için ne yapılabilir?
Bir ebeveyn olarak çocuğunuzun bu süreçten geçmesi sizi endişelendirebilir. Ancak ilk yapmanız gereken şey sakin kalmaktır. Çocuğunuzun duygularını küçümsemek yerine onu dinlemek, kaygılarını anlamaya çalışmak çok değerlidir. Çocuklara daha empatik ve sabırlı bir yaklaşım sergilemek, çocukların kendilerini daha güvende hissetmesine olanak verir. Bununla birlikte ebeveynin kendi sağlığını koruması da unutulmamalıdır. Çocuğunuza destek olabilmeniz için sizin de güçlü kalmanız gerekir.
Okulla iletişim kurmak bu noktada kritik bir adımdır. Öğretmenlerle, rehberlik servisiyle ve varsa özel eğitim koordinatörleriyle görüşmek, hangi durumların kaygıyı tetiklediğini anlamanıza yardımcı olur. Çocuğunuzu tam olarak neyin zorladığını kendisi ifade edemeyebilir, bu yüzden iş birliği yapmak önemlidir. Küçük adımlarla ilerlemek ve sabırlı olmak sürecin sağlıklı ilerlemesini sağlar.
Okul kaygısını tek başına çözmek çoğu zaman mümkün değildir. Çocuklarınızın öğretmenleri, özel eğitim sorumluları veya okul rehberlik birimleri ile devamlı iletişimde olmak, sürecin başlangıcı olabilir
İlk etapta sınıf öğretmeniyle konuşmak ve durumu paylaşmak faydalı olur. Ardından okulun ilgili birimleri devreye girerek destek planı oluşturabilir. Çocuğunuza okulda güven duyabileceği bir öğretmen ya da idari personel belirlemek, kendini yalnız hissetmesini engeller. Kaygılandığında sınıftan çıkabilmesi için özel bir kart verilmesi ya da teneffüslerde güvenli bir alana yönlendirilmesi gibi düzenlemeler büyük fark yaratır. Bazı çocuklar için kulüp, spor ya da sanat etkinliklerine katılım da okulla bağ kurmalarını kolaylaştırır. Bu noktada önemli olan, çocuğun ihtiyacına uygun esnek çözümler geliştirmek ve okul ile ebeveynin aynı dili konuşmasıdır.
Bazı günler tüm çabalarınıza rağmen çocuğunuz okula gitmek istemeyebilir. Böyle anlarda tartışmaya girmek yerine küçük adımları desteklemek çok daha yararlıdır. Örneğin sadece üniformasını giymesi, okula kadar yürüyüp kapıdan geri dönmesi bile bir ilerlemedir. Bu tarz minik başarıların farkında olup takdir edebilme becerisi, çocukların motivasyonunu artıracaktır. Okulla iletişim halinde kalarak evde yapabileceği basit çalışmalar belirlemek de çocuğun tamamen kopmamasını sağlar. Çocuğunuzun sağlık durumuna dair kanıt istenebileceğini göz önünde bulundurarak yazışmaların kaydını tutmak da ebeveynler için önemlidir. Böylece süreci daha planlı ve kontrollü yönetebilirsiniz. Her çocuğun ihtiyacı farklı olmakla beraber destek yöntemleri değişiklik gösterebilir. Çocuğunuzla birlikte ilerledikçe küçük zaferler kazanacak, zamanla daha büyük adımlar atabilecektir.