Her sektör kendi içinde çalışanlarını ödüllendirerek motivasyon sağlamak kadar takdir etmeyi de kendine vazife edinmiştir.
Sanatın pek çok dalında faaliyet gösteren isimlerden bazıları “Ee bu kadarı da yeter artık!” dedirtecek kadar ödül sezonlarının gediklisi haline gelmiştir. En beylik örnek olarak Meryl Streep’in adaylık sayısına istinaden sinema kulislerinde “Oscar adayları artık Meryl Streep ve diğer dört oyuncu şeklinde” diye espriler yapıldığı da bilinmektedir.
İşte size farklı sanat dallarından ödül törenlerinin alışılan isimleri listemiz.
35 defa aday, 7 defa winner: Edith Head
35! Evet tam 35 Akademi Ödülü adaylığı kazanan kostüm tasarımcısı Edith Head ödülü 7 kez evine götürmeyi başardı. 1949 yılında ilk adaylığını elde eden Head, kariyerinin geri kalan yıllarında hemen her yıl adaylık elde etmiş bir isim. Son olarak 1978 yılında Oscar’a aday gösterilen, 1981 yılında aramızdan ayrılan Head’in ödüle uzanmasını sağlayan filmlerden birkaçı şöyle: Roman Holiday (1954), Sabrina (1953), The Sting (1973) ve The Facts of Life (1960).
20’de “0” (yazıyla sıfır): Kevin O’Connell
Şimdiye kadar herhangi birini ödüle çevirememek gibi bir rekorun yanında Akademi Ödülleri’nde ses miksajı kategorisinde elde ettiği 20 adaylık O’Connell’ın listemize dahil olmasını sağladı. Kendisine adaylık şerefiyle yetinmeyi öğreten 20 adaylığından birkaçı ise; The Mask of Zorro (1999), Armageddon (1999), The Rock (1996), Twister (1996). Göreceğiniz üzere aynı yıl içinde iki adaylık dahi alıp kazanamamak… Kendisine ödül sezonunda banyo yapmayı ihmal etmemesini salık veriyoruz.
Grammy’lerin Efendisi: Quincy Jones
Kendisini Grammy’lerin Efendisi diye ansak da olur. Zira Jones, Grammy tarihinin en fazla sayıda adaylık elde eden ismi. 79 gibi dudak uçuklatan sayıdaki adaylıktan ödüle çevirdikleri de var ama kazanmak bir tarafa ömrünün (Grammy ödül töreninin 3.5 saat olduğunu düşünürsek) önemli bir yüzdesini törenlerin yapıldığı salonlarda geçirdiği aşikâr.
48 film ile gelen 18 Oscar adaylığı: Meryl Streep
Oyunculuk kariyerine başladığından bugüne 48 filmde rol alan aktris bu filmlerdeki performanslarının 18’i ile Oscar adaylığına ulaştı. Bu sene yapılan Akademi Ödülleri törenin Ellen DeGeneres’in de dediği gibi oyuncu için yapılan masrafları göz önüne alırsak 18 adaylık Meryl için yapılan yatırımın sağ salim yuvasına geri döndüğü anlamına da geliyor. Streep bu adaylıklardan üçünde heykelciğe uzanmayı başardı.
Üç Oscarlı serseri: Jack Nicholson
Sinemanın serseri ama serseri olduğu için de bir o kadar çekici ve çapkın adamı Nicholson gönül ilişkilerinin sansasyonları ile kariyerini dengede tutmuş gibi gözüküyor. Şimdiye kadar rol aldığı filmlerin 12’si ile Akademi Ödülleri’nde adaylık elde eden Nicholson, sadece kadınların değil akademi üyelerinin de kalplerini çalmayı başararak ödülü 3 kere evine götürmeyi başardı.
“Altın Ahududu goes to…”: Sylvester Stallone
Burada ödül ya da adaylık sayısı çok gurur kaynağı sayılacak cinsten değil. Zira “İtalyan Aygırı” lakaplı aktör en kötülere verilen Razzie’de tam 30 adaylık alıp bunlardan 8’ini kazanmayı (!) başarmış. Kendisine bu onuru (!) yaşatan filmlerden birkaçı ise; Get Carter (2001), Tango & Cash (1989), Judge Dredd (1995).
“Sen sadece şarkı söylesen!?”: Madonna
Popun kraliçesi sinemanın yüz karası olabilir mi? Evita filmi ile Altın Küre kazanıp Akademi Ödülü adaylığını kaçıran oyuncu/yönetmen/şarkıcı/söz yazarı/besteci/modacı (yazarken yorulduk vallahi) Stallone’nin kadın versiyonu olarak Razzie ödüllerine tam 13 kez aday olmuş ve yüksek oranda bir yüzde yakalayarak, Stallone ile aynı sayıda (8 adet) ödül kazanmayı (!) başarmış.
Akademi Ödülleri
Burada bir şahıstan bahsedemeyiz ama ödül törenlerini birer karakter olarak kabul eder ve televizyon ödülleri Emmy için değerlendirecek olursak Akademi Ödülleri, Emmy adaylıklarında zirveyi kimseye kaptırmamaya niyetli. Zira ödül töreninin organize edilmeye başladığı günden bu yana elde edilen adaylık sayısı 200’den fazla.
8 Tony adayı: Stephen Sondheim
Tiyatro sahnesi için bestelediği eserlerle haklı bir başarıya sahip olan sanatçı, tiyatronun en bilinen ödüllerinden Tony’de tam 8 adaylığa sahip. Bu sayı size az gelebilir. Ancak sinemadan bağımsız olarak değerlendirilmesi gereken beste kategorisi için bu sayının oldukça yüksek olduğunu belirtelim.
Koreografi de bir efsane: Bob Fosse
Tony ödüllerinde koreografi alanında elde ettiği 9 adaylık ile Bob Fosse kendi efsanesini yaratmış bir isim. Sanatın özünde canlı performans söz konusu olduğu için ortaya çıkacak olan koregrafinin hem görsel anlamda etkileyici hem de oyuncular tarafından icra edilirken zorlamaması gibi iki başlığı bir araya getirmek kolay olmasa gerek.
Sahnelerin Jean D’arc’ı: Julie Harris
Tiyatro sahnesinin Jean D’arc’ı sayılabilecek olan Harris, elde ettiği toplam 10 adaylık ile oyun gücünü cümle aleme ispat etmiş bir isim. Buna ek olarak tiyatro ve sinemanın karşılaştırmasının asla bitmeyeceği ve tiyatronun her daim (haklı olarak) bir adım önde olduğunu düşünürsek Meryl Streep’ten daha kıymetli bir oyuncu olduğu ortaya çıkıyor.
Oscar adaylık rekortmeni: John Williams
İşte rekor gibi rekor! Tam 49 Akademi Ödülü adaylığı ile ödül tarihinde en çok adaylık alan isim olan besteci, müzik adamı John Williams bu adaylıklarının 5’ini ödüle çevirebildi. Oran-orantı yapılınca bir Daniel Day Lewis değil ama fazla ödül kazanınca onları evde koyacak yer bulmak da zor arkadaş. Williams’ın kazanmasına vesile olan birkaç film ise şöyle: Jaws (1975), Star Wars (1977), E.T. (1982).
22 Oscarlı masalcı: Walt Disney
Yıllardır hayallerimizi beyazperdeye taşıyarak bizleri hep çocukluğumuza döndürmeyi başarabilen tek isim olan Walt Disney, elde ettiği 22 Akademi Ödülü ile “en çok kazanan” unvanını elinde bulunduruyor. Kim der ve inanırdı ki Mickey Mouse ile başlayan “her şey” gün gelecek dünyanın nabzını elinde tutan koca bir sektör devine dönüşecek?
Fransız Sinemacılar
Akademi Ödülleri’nin yabancı film kategorisinde elde ettikleri 39 adaylık ile diğer ülkelere açık ara fark atan Fransız sinemacılar en fazla kazanan olmayı başaramamış olsa da (İtalya 14 Akademi Ödülü ile birinci sırada) ödül törenlerinde varlık gösteren en önemli film sektörünün çalışanları olmanın haklı gururunu yaşıyor. Ödüle uzanan bazı Fransız filmleri ise; Monseiur Vincent (1948), Forbidden Games (1952), Indochine (1992).
New York ondan sorulur: Woody Allen
Nevrotik New Yorklu, son dönemde bir atak yaparak filmlerinin merkezi olan şehrin Manhattan yerine Avrupa ülkeleri olmasına karar verdi. Bu değişim Allen sinemasına bambaşka bir ivme katarken son yılların dikkat çekici yapımlarının da Allen’ın elinden çıkmasına vesile oldu. Akademi Ödülleri’nde elde ettiği toplam 16 senaryo adaylığı ile bu kategoride rekoru elinde bulunduran Allen’a ödül kazandıran yapımlar ise şunlar: Annie Hall (1977), Hannah and Her Sisters (1986) ve Midnight in Paris (2011).
Sinemanın dahi çocuğu: Steven Spielberg
Sinemanın dahi çocuğu Spielberg kariyerinde her zaman denge politikası izlemiştir. Gişe ve sanat filmi ayrımı yapılacaksa, sanat filmi başlığı altında çektiği filmler de ödül sezonlarının yanı sıra gişenin de fatihleri olmuştur. Kendisinin listede bulunması ise Yönetmenler Birliği Ödülleri. Organizasyona toplam 11 adaylık ile damgasını vuran Spielberg, bunlardan 3’ünü ödüle çevirmeyi başardı. Bu filmler; The Color Purple (1986), Schindler’s List (1994) ve Saving Private Ryan (1999).
Adalı Meryl Streep: Judi Dench
Taş yerinde ağırdır misali İngilizlerin saygın oyuncularından Dame Judi Dench, İngiliz sinemasının Oscar’ı BAFTA’da adaylık rekorunu elinde bulunduran isim. Amerika tarafında geç fark edilen oyuncu ilk performansından bugüne kadar, daha doğrusu rol aldığı filmlerin hemen hepsi Amerika’da yaygın gösterim ağına dahil olabilmiş olsa Meryl Streep’ten daha fazla Akademi Ödülü adaylığı alacağı garanti olan bir isim. Dench aynı zamanda Oscar, Altın Küre, Tony, BAFTA ve Laurence Olivier ödüllerinin hepsini kazanma başarısını yakalamış bir oyuncu.
Prodüksiyon tasarımı Oscar’ı koleksiyoneri: Cedric Givens
Filmlerin en önemli unsurlarından olsa da oyuncu ve yönetmenlerin ışıltısının altında gölgede kalan dallardan biri olan prodüksiyon tasarımı konusunda, Akademi Ödülleri’nde elde ettiği 39 adaylık ile kendi sektörünün rekortmeni Givens. Törenden 11 kez galip ayrılan Givens saygı duyulmakla kalmayıp bunu tescilleten nadir sinema çalışanlarından biri. Kendisine ödül getiren filmlerden birkaçı ise şöyle: How Green Was My Walley (1941), An American in Paris (1951), Julius Caesar (1953).
Fransız sinemasının daimi adayı: Gérard Depardieu
Fransız sinemasının dünyaya armağanı olan oyuncu, tıpkı Judi Dench gibi kendi ülkesinde dağıtılan ödüllerin fatihi konumunda. Her yıl dağıtılan César Ödülleri’nde elde ettiği 16 adaylık ile rekoru elinden almak biraz zor gözükse de, Fransız sinemasından onun kadar güçlü bir oyuncunun çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünerek bekleyip rekorun kırılıp kırılamayacağını göreceğiz. Usta oyuncuya ödül kazandıran performanslarının Last Metro (1981) ve Cyrano De Bergerac (1991) olduğunu da hatırlatalım.
4 Pulitzerli şair: Robert Frost
Edebiyat dünyasının en saygın ödülü olan Pulitzer’i 4 kere kazanmayı başaran şair Robert Frost elde edilmesi zor bir rekorun sahibi. Amerika doğumlu olmasına rağmen ilk dönem eserleri İngiltere’de yayımlanan ve daha sonra kendi ülkesinde keşfedilen şair, yaşadığı 88 yıl boyunca sosyal ve felsefi temalı şiirlerin altına imzasını attı.
Amerika Birleşik Devletleri
Tıpkı Fransız sinemacılar gibi Amerika’da faal olarak çalışan pek çok insan hemen tüm ödüllerin üstünde olan Nobel ödüllerinde diğer ülkelere açık fark atmış durumda. Şimdiye kadar farklı kategorilerde toplam 344 Nobel ödülü kazanan A.B.D. vatandaşları her zaman dalga geçilen Amerikan cehaletinin antitezi midir bilinmez ama güneşi de balçıkla sıvamak zor.
22 defa Altın Küre adayı: Jack Lemmon
Jack isminde bir keramet olmalı ki Jack Nicholson Akademi Ödülleri’nde adaylık rekorunu elinde tutarken başka bir Jack de (Jack Lemmon) Altın Küre Ödülleri’nde en fazla adaylık alan erkek oyuncu rekorunun sahibi konumunda. 76 yıllık yaşamı boyunca elde ettiği adaylık sayısı toplam 22 olan Lemmon, ödülü 1973 yılında Avanti ve 2000 yılında Inherit the Wind ile evine götürmeyi başardı.