Ana sayfa » Seyahat » Newgrange: Muhteşem Bir Mimari ve Astronomi Bilgisiyle İnşa Edilen İrlanda’daki 5.200 Yıllık Anıt Mezar
Newgrange: Muhteşem Bir Mimari ve Astronomi Bilgisiyle İnşa Edilen İrlanda’daki 5.200 Yıllık Anıt Mezar
İrlanda’nın yemyeşil vadileri arasında, tarih öncesinin en büyüleyici yapılarından biri gizleniyor: Newgrange. Bu gizemli geçit mezarı, Mısır piramitlerinden ve İngiltere’deki Stonehenge’den bile daha eski!
İrlanda’nın yeşillikleri arasında, Boyne Nehri’nin kıvrımlarının kucakladığı Meath Kontluğu’nda, tarih adeta toprağın altından fısıldar. Newgrange, İrlanda’nın en büyüleyici, en gizemli bölgelerinden biri olarak Mısır Piramitlerinden bile daha yaşlı yapılarından biridir. Ve bu sadece “eski” olmanın ötesinde; öyle bir mimari zekâya, öyle bir astronomik hassasiyete sahiptir ki, insan modern çağın teknolojisiyle bile bu kadar kusursuz bir yapı inşa etmekte zorlanırdı. İşte bu muazzam yapının sırları ve arkasındaki büyüleyici hikayeler…
UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilen Newgrange, Brú na Bóinne olarak bilinen geniş bir arkeolojik alan
Bu bölge, sadece Newgrange’i değil, Knowth ve Dowth gibi diğer geçit mezarlarını da kapsıyor. Ancak Newgrange’i özel kılan şey, tam da kışın en karanlık zamanında, yılın en kısa gününde yani 21 Aralık kış gün dönümünde, Güneş’in doğuşuyla birlikte iç mekâna giren ışık huzmesidir. Bu, öylesine bir rastlantı değildir. Mezarın girişinde, üstte yer alan dar ve kutu şeklinde bir açıklıktan süzülen Güneş ışığı, tam da bu günde, dar geçitten geçip mezarın ana odasına ulaşır ve orada bulunan spiral motifli taşları aydınlatır.
Bu astronomik hassasiyet öylesine büyüleyicidir ki, adeta binlerce yıl önce yaşamış insanların gökyüzüyle kurduğu ilişkiye hayran kalırsınız. Sanki ölümden sonra bile farklı bir evrenin kapısı bu ışıkla beraber aralanıyormuş gibi görünür… Peki, Neolitik dönem insanları neden böyle bir mekanizma inşa etmiş olabilir? Belki de Güneş’in yeniden doğuşunu kutluyorlardı. Ya da ölülerin ruhlarının “öteki dünyaya” yolculuğunu simgeliyordu. Kim bilir? Belki de sadece “İzleyin, biz mühendislik dehasıyız!” demek istemişlerdi!
Newgrange’in içinde yer alan üçlü spiral motifler yalnızca süsleme değildir
Newgrange’in sırrı yüzyıllar boyunca unutulmuştu. Ta ki 1960’larda Profesör Michael J. O’Kelly ve ekibi bu antik yapıyı yeniden keşfedene kadar. O’Kelly, yerel halkın “Kışın en kısa gününde içerisi ışıkla doluyor” dediğini duyduğunda, bunu test etmeye karar verdi. Arkeologlar ise bu tarz spiralleri, yaşam, ölüm, yeniden doğuş döngüsünün simgeleri olarak açıklıyor. Spiral şeklinin içe doğru kıvrımlı olması ve bunun yeraltına inişi, yani ölümü, dışa doğru açılan kısmı ise yeniden dirilişi anlatır. Bazı yorumculara göre, ışığın mezar odasına ulaşması, ölülerin “öteki dünyaya” geçişinin sembolik bir ifadesidir. Bu ışık ise yalnızca fiziksel bir aydınlatma olarak kabul edilmeyebilir, bir tür ruhani geçiştir belki de.
Bu anlamda Newgrange, yalnızca bir mezar değil; bir geçittir. Bir yandan yaşayanların ölülere saygısını gösterdiği kutsal bir mekân, diğer yandan ölülerin yeni bir başlangıca uğurlandığı sembolik bir alan. 1960’lı yıllara gelindiğinde, İrlandalı arkeolog Prof. Michael J. O’Kelly, Newgrange üzerinde kapsamlı kazılar yapmaya başlar. 21 Aralık 1967 sabahı, O’Kelly ve ekibi, mezarın içindeyken Güneş’in kutu açıklıktan geçerek içeri süzüldüğüne ilk kez tanık olur. Binlerce yıl boyunca kim bilir kaç kış sabahı bu ışık, sessizce mezarın içini aydınlatmıştı. Belki de orada yatanlar, bu ışıkla yeniden “doğmuştu” inançlarına göre.
Newgrange, yalnızca bir arkeolojik kalıntı değil, aynı zamanda mitolojik bir merkez
Kelt mitolojisine göre bu yerin asıl adı An Brug’dur. Burası, mitolojik ırk Tuatha De Danann’ın yeryüzündeki ikametgâhıydı. Baş tanrıları olan Dagda’nın oğlu Aengus, Boyne Nehri tanrıçası Boann’dan doğmuştu ve efsaneye göre An Brug, Aengus’un evi hâline gelmişti. Bu hikâyeler, bölgenin yalnızca fiziki değil, manevi olarak da kutsal bir merkez olduğunu gösterir.
Uzun süre Newgrange’in Tunç Çağı’na ait olduğu sanılsa da yapılan karbon testleri bu yapının aslında M.Ö. 3200 senesine yani Neolitik Çağ’a ait olduğunu gösteriyor. Bu durum ise onu Stonehenge’ten ve Mısır Piramitlerinden eski bir yapıya dönüştürür. İçinde bulunan eserler taş bilyeler, kemik iğneler, çakmaktaşı kazıyıcılar ise İrlanda’dan çok uzakta, İber Yarımadası’ndaki buluntularla şaşırtıcı benzerlikler taşıyor. Bu durum Neolitik zamanda, sanılandan daha karmaşık ve geniş bir kültürel iletişim ağının olduğunu gösteriyor.
Newgrange, her yıl 200.000’den fazla kişi tarafından ziyaret ediliyor
Kış gün dönümünde Güneş’in odaya nasıl girdiğini görmek isteyenler arasında yoğun bir talep olduğundan, katılım çekilişle belirleniyor. Ancak ziyaretçiler için bir de sürpriz var: Yapının içindeki simülasyon sistemi sayesinde yılın herhangi bir gününde, gündönümü sabahı yaşanıyormuş gibi mezarın içine giren o kutsal ışığı deneyimleyebiliyorsunuz. Newgrange, geçmişin geleceğe yazdığı bir mektup gibidir. Neolitik insanın gökyüzüyle, ölümle ve yeniden doğuşla kurduğu ilişkiyi taşa kazıdığı bir anıttır.
Newgrange’e bakıldığında ise sadece eski taşlardan yapılmış bir mezar değil, insanlık tarihinin inançla ve bilgelikle inşa ettiği bir anıt ile karşılaşırsınız. Newgrange, sadece bir mezar değil; astronomik bir harita, dini bir tapınak ve mühendislik harikası. Neolitik insanların Güneş’le kurduğu bu inanılmaz bağ, bize binlerce yıl öncesinden bir mesaj veriyor.