Kurun artışı birçok tatil planına ket vurmuş olsa da, azıcık azim ve doğru planlamayla dünya hala keşfedilmeyi bekliyor. Dünyanın en kozmopolit ve canlı şehirlerinden biri olan New York City her ne kadar bütçeyi zorlayacak gibi dursa da, listemizdeki ipuçlarını kullanarak New York tatilinizi daha ucuza getirebilirsiniz.
1. New York şehir kartı almak
Öncelikle iner inmez bir New York şehir kartı ya da oradaki adıyla “New York Pass” almanızı kesinlikle tavsiye ediyoruz. Böylelikle Empire State binası, Top of Rock gibi 90 farklı yere ayrı ayrı ücret ödeyeceğinize ücretsiz giriş hakkınız olabilir ve kayda değer indirimlere sahip olabilirsiniz. New York Pass’i turistik noktalardan ya da gitmeden internet sitesinden rahatlıkla temin edebilirsiniz.
2. Haftalık metro card almak
New York City, oldukça rahat ve uzun bir metro hattına sahip. Gideceğiniz yerlerin hepsine metroyla ulaşmanız çok daha kolay olacaktır. Bu sebeple, şehirde kaldığınız süre boyunca metro card kullanmak da bütçeniz açısından oldukça kolay olacaktır. Metro cardınızı ister haftalık ister aylık olarak satın alabilirsiniz. Metro cardınızı istediğiniz istasyondan ya da direkt havaalanından temin edebilirsiniz.
3. Ucuz sokak lezzetlerini tercih edin
New York birbirinden şık ve kaliteli restoranlara sahip olmakla beraber oldukça ekonomik ve lezzetli sokak yemeklerine de sahip olan bir şehir. Şehirde kaldığınız süre boyunca, üç öğününüzü de herhangi bir diner ya da restorantta yemek de size oldukça pahalıya patlayacaktır. Bunun yerine, güzel bir planlama yaparak bir ya da iki gün için kendinize güzel bir akşam yemeği hediye edebilirsiniz ve onun dışında sokakta 1 dolara leziz hot doglar yiyebilir, şehrin her yanında bulunan Chipotle’ye uğrayarak ucuz Meksika yemeklerini tadabilir ve kahvaltıda sıklıkla tercih edilen bagel’ı şehrin muhteşem fırınlarından satın alabilirsiniz. Kahve ve bagella geçen herhangi bir kahvaltı bile sizi yeterince New Yorker hissettirecektir.
4. Manhattan dışındaki bölgelerde konaklayın
Upper East Side ve Manhattan, New York City denince aklımıza gelen en ateşli ve popüler bölgeler olmalarından ötürü konaklama fiyatları da oldukça pahalı. Hem konforlu hem de merkeze yakın bir otel tercih etmek isterseniz, mutlaka Manhattan’ı seçmek zorunda değilsiniz. Upper West Side, Brooklyn, Williamsburg gibi noktalarda bütçenize uygun bir otel ya da hostel bulabilirsiniz. Şehrin her yanında farklı bir etkinlik olduğu için hem çok uzaklaşmamış olursunuz hem de detaylandırılmış metro planlaması sayesinde de nerede kalırsanız kalın istediğiniz her yere kolayca ulaşabilirsiniz.
5. İndirimli yerlerden alışveriş yapın
Bloomingdale’s, Bendel’s ve Bergdorf Goodman gibi noktalar şüphesiz hepimiz için oldukça ilgi çekici olacaktır. Fakat bunların hepsi, özellikle yükselen kurla beraber, fazlasıyla cep yakıcı seçenekler olacaktır. Bunun yerine, New York’un birbirinden güzel bit pazarlarını keşfedebilirsiniz. Hell’s Kitchen flea market bunların en bilinenlerinden biridir. Ayrıca, Upper West Side’da bulunan Grand Bazaar’ı ziyaret ederek az bütçeyle çok fazla şey satın alabilirsiniz. Alışveriş noktalarıyla ilgili araştırmanızı iyi yaparsanız, gayet kaliteli ve kullanışlı ürünleri çok makul fiyatlara satın alabilirsiniz ve modanın tadını sonuna kadar çıkarabilirsiniz.
6. Ücretsiz müze günlerine mutlaka hakim olun
New York bünyesinde farklı alanlardan ve farklı kültürlerden birçok müze saklıyor. İster tarihi ister sanatsal olarak istediğiniz her alanda kültürel bir doyuma ulaşmanız mümkün. Eğer New York Pass almamayı tercih ettiyseniz de, yine de birçok müzeyi ücretsiz gezme şansı yakalayabilirsiniz. Gitmeden önce, buradaki link üzerinden kendinize güzel bir rota çıkarabilirsiniz ve birbirinden farklı birçok müzeyi tek bir kuruş harcamadan gezebilirsiniz.
7. Empire State binasından uzak durun
Empire State binası, her ne kadar şehrin en gözde noktalarından biri olsa da ve New York silüetini en geniş açıdan izlemenizi sağlasa da hem kalabalık hem de oldukça pahalı bir seçenek olacaktır. Eğer New York Pass almadıysanız, Empire State binası dışında da seçenekleriniz olduğunu bilmelisiniz. Top of Rock’a giderek aynı paraya hem muhteşem bir manzarayı izleyebilir hem de bunu yaparken ikram edilen içkinizin tadını çıkarabilirsiniz. Üret olarak hiçbir farkın olmadığı bu iki yerde, aynı zamanda da aynı performansı görebilirsiniz.
8. Broadway showlarına tam bilet parası vermeyin
New York City’e gitmişken Broadway’e uğramamak büyük bir hata olur. Dünya çağında ünlü müzikallere ev sahipliği yapan ve Tony Awards ile muhteşem performansları ödüllendiren bir yapıya sahip olan Broadway, özellikle sahne sanatlarına ilgisi olanlar için mühim bir aktivite olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar oyunların seviyelerine göre bilet fiyatları farklılık gösterse de, en ünlü showları bir o kadar da tuzlu olabiliyor. Broadway’e giderken önceden bilet almanız gerekmediğini bilmeniz gerekiyor. Gösteri başlamadan 5 dakika önce sıraya girerseniz hem saatlerce kuyruk beklemekten kurtulursunuz hem de son dakikaya kaldığı için biletleri çok daha uyguna satın alabilirsiniz. İster bunun için Times Square’e gidip ucuza bilet satan yerleri bulabilirsiniz ya da tam saat 5’te istediğiniz oyunun gösteri salonuna giderek ucuza iyi yerlerden bilet bulabilirsiniz.
9. Klasik New York ürünlerinden kaçının
“I love New York” yazan tshirtler, magnetler, kupa bardakları, çakmaklar ve aklınıza gelebilecek daha birçok ürün… Bu muhteşem şehrin gezerken içgüdüsel olarak her ne kadar hepsini satın almak istesek de bu ürünlerin büyüsüne kapılmamanızı tavsiye ederiz. Kendinize tek bir ürün belirleyin. Örneğin, magnet koleksiyonu yapıyorsanız kendinize sadece bir magnet alacağınıza dair söz verin. Aksi takdirde, şehrin cazibesine kapılıp paranızın çoğunu hatıra ürünlerine harcayabilirsiniz ve evinize bir sürü kullanmayacağınız üzerinde New York yazan ürünle dönebilirsiniz. Bunun yerine, paranızı gerçek New York deneyimini yaşamak için harcayabilirsiniz. Bir tshirte vereceğiniz parayla, şehrin en popüler jazz clublarından birinde keyifle içkinizi içerken jazz dinleyebilirsiniz.
10. Dış mekanlarda zaman geçirin
New York her ne kadar gökdelenleşen bir yapıya sahip olsa da, yeşil yapısını da korumayı başarmış şehirlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Birçok performansa, hikayeye, aktiviteye sahip olan Central Park’ta piknik yapabilirsiniz, güneşin tadını çıkarırken kitap okuyabilirsiniz, sokak sanatçılarını dinleyebilirsiniz ve yeni insanlarla tanışabilirsiniz. Bu kadar güzel bir aktivite hem şehrin kültürünü tanımanıza yardımcı olacak hem size gerçek bir New York deneyimi yaşatacak hem de halka açık alan olduğu için de bütçenizi hiç sarsmayacak. Özellikle yaz aylarında giderseniz, “Shakespeare in Park” temalı tiyatro oyunlarına denk gelebilirsiniz ve tiyatronun tadını çıkarabilirsiniz. Sonbaharda giderseniz de, dökülen yaprakların kızıl dokusuyla oldukça romantik bir yürüyüş yapabilirsiniz.
11. Yemek için “happy hour” saatlerini takip edin
New York’ta yüzlerce kafe, bar ve restoran bulunuyor. Bu restoranların çoğunda ise günün belirli saatlerinde “happy hour”lar düzenleniyor. İçkiler ve yemekler bir iki saatliğine indirimli olarak önünüze sunuluyor ve hatta bazı restoranlar günün menüsü hazırlayarak uygun fiyatlı seçenekler sunuyorlar. New York gezinizi planlarken hangi restoranda, ne zaman happy hour oluyor araştırabilirsiniz ve planlamanızı ona göre yapabilirsiniz. Bunu yaparken de yine daha uygun bütçeli bölgelerde arama yapabilirsiniz. Böylelikle, öğünlerinizi daha ucuza getirerek daha fazla yiyip içip gezebilirsiniz.
12. Ücretsiz yürüyüş turlarına katılın
New York, öne çıkan turistik özellikleri sayesinde birçok ücretsiz tur olanağı da sunan bir şehir. Şehirde düzenlenen ücretsiz yürüyüş turlarını araştırarak mimari, tarih ve politika hakkında birçok bilgi edinebilirsiniz. Hem Amerika’yı hem de New York City’nin kuruluş hikayesini birebir orada yaşayan ve gönüllü olarak bu işi yapan yerellerden öğrenebilirsiniz. Böylelikle hem yeni insanlarla tanışma şansı yakalarsınız hem de paranız cebinizde kalır.
13. Feribot bileti satmaya çalışanlara kanmayın
New York tıpkı İstanbul gibi birçok farklı adaya sahip olan bir yapıdan oluşuyor. Aynı zamanda, kendi içindeki bölük pörçük yapısından dolayı da deniz ulaşımını sıklıkla gerektiren bir şehir olarak karşımıza çıkıyor. New York hakkında bilmeniz gereken en önemli özelliklerden biri ise, deniz ulaşımının tamamen ücretsiz olması. Tabii ki, turistlere “ucuza” bilet satmaya çalışan insanlarla karşılaşacaksınız. Onlara kanmayın ve kibarca reddedin. Vapura bilet almanıza gerek almadan adalar arasında ve şehrin içinde rahatlıkla ulaşımınızı sağlayabilirsiniz.
14. Bol bol yürüyün
New York’ta çok uzak mesafeler kat etmeyecekseniz, ulaşımınızı dilediğiniz yerlere yürüyerek sağlamak da oldukça kolay olacaktır. Bloklar halinde sıralanan sokaklarda yolunuzu kolayca bulabilirsiniz ve böylelikle hem bütçenize katkı sağlarken hem de New York’un muhteşem sokaklarını özgürce keşfedebilir, şehrin ruhunu tamamıyla kavrayabilirsiniz.
New York gezinizde bol eğlenceler diliyoruz!