İnsan olmak demek, hiç zorlanmadan birçok konudan nefret edebilmek demek. Bu konuların illa savaş gibi ciddi şeyler olması gerekmiyor. Sonuçta insan çevresine göre şekillenen bir varlık ve ağzını şapırdatarak yemek yiyen birinin yanında oturmak da, bazen içimizde aynı derecede nefret uyandırabiliyor.
Eskiden şirinleri görmenin hayalini kurarken, şimdi Gargamel’e dönüşmemizin birçok sebebi var. Yaşadığımız şehir, esnaflar, iş arkadaşlarımız, toplu taşıma, zor hayat şartları… Kısaca her şey bizim ruh halimizi olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Bu listemizde bizi sinir eden ve içimizdeki nefreti körükleyen davranışları bir araya getirdik. İnanın, insanlar bu rahatsız edici davranışları yapmayı bıraksa, dünya çok çok daha huzurlu bir yer haline gelir.
İşte kafamızı hangi yöne çevirirsek çevirelim, bir türlü kaçamadığımız 12 nefret edilesi insan tipi.
1. Kişisel alanın ne olduğundan habersiz insanlar
İnsanların vücut sıcaklığını emerek hayatta kalan bu tür, genellikle toplu taşıma araçlarında yuva yapar. Bunların sosyal yaşama adapte olabilenleri de ‘yılışık’ olarak adlandırılır.
2. Öksürürken ağzını kapatmayanlar
Ders: Görgü
Kural 1: Öksürürken, esnerken ve hapşırırken ağzını kapat.
Elinizi hafifçe kaldırmak suretiyle ağzınıza götürün. Öksürmeniz bitene kadar orada tutun. Bir selpakla yardımıyla elinizi silin. Karşınızdaki insana küçük görgülü hareketler yapın.
3. Çenesi kapanmayan, sürekli konuşan insanlar
Bu insanlar öyle çok konuşur ki, sizi hayattan soğutur. Sanki dünyadaki en ilginç olaylar onların başına gelmiş de, anlatmazlarsa öleceklermiş gibi çırpınıp dururlar. Şunu bilmelerini isteriz ki; anlattıkları şeyler o kadar da ilgi çekici ve önemli değil. Abartmaya gerek yok.
4. Sinir bozucu çocuklarını, kanatlı melek sananlar
İnsanları bu kadar duyarsız ve kör yapan sebeplerden biri de çevresindeki insanların çok duyarlı olması. Örneğin bir yakınınızın yaramaz ve arsız çocuğuna bakarak “Bunu sen Brezilya’nın gettosunda mı yetiştirdin?” diye soramıyoruz. Etrafta küçük şeytanlıklar yapan bu çocuklar için ağzımızdan sadece “Çok tatlı ve enerjikmiş…” lafı çıkıyor. Ama suç bizde değil. Suç; nasıl çocuk yetiştireceğini bilmeyen, etrafındaki insanların ne düşündüğünü anlayamayan, bencil ebeveynlerde.
5. Düşünceleriniz onunkiyle uyuşmuyor diye size saygı duymayanlar
Bu insanlarla tartışırken ilk başta kendimizi yeterince anlatamadığımızı düşünürüz. Tartışma ilerledikçe düşüncelerimizi daha açık anlatabilmek için çırpınırız. Ne yaparsak yapalım bizi anlamayacağını fark ettiğimiz anda da, tartışmak için doğru konuyu değil, doğru kişiyi bulmanın önemli olduğunu anlarız.
6. Yemeğini ağzı açık yiyenler
“Bakın bakın ne yiyorum! Oha, resmen ağzımla yiyorum ya! Görmediysen iyice açayım mı ağzımı?”
Bazen bu insanları merak ediyoruz… Ya da etmiyoruz, direkt nefret ediyoruz.
7. Konuşmayı bölen insanlar
Bizi en çok sinirlendiren insan tiplerinden biri de, konuşan kişiye saygı duymayıp sözünü kesen insanlar. Bu tipler; konuşma esnasında karşısındakini dinlemek yerine, sürekli kendileri bir şey anlatmak ister ve hemen lafa girer. İşte o an anlattıkları her şey önemini kaybeder.
8. Ağzından bir kere bile “Haklısın.” lafı çıkmayan insanlar
Etrafınızdaki insanları bir düşünün, bunların kaçı bir tartışma esnasında “Haklısın.” diyor? Peki gün içerisinde insanlar kaç defa tartışıyor?
Bu kadar çok insanın tartıştığı bir ortamda, herkesin haklı olması imkansız. Fakat kimse haksızlığını bir türlü kabul etmiyor. Hatta tartışma sırasında haksız olduğunu anlasalar bile, kendilerini savunmaya inatla devam ediyorlar. Egolarını yıkamamış bu insanların haklılık kavgası da bizde nefret uyandırıyor.
9. Sıraya kaynamaya çalışanlar
“Sıraya Kaynama” adlı bir spor dalı olsa birincilik madalyasını ülke olarak kimselere kaptırmayız. Bu eylem artık saygısızlık olarak görülmekten çıktı. Eğer biri sıraya kaynayabildiyse, o yer onun hakkıdır gibi görülüyor.
10. Her şeyi abartan insanlar
“Kimi gördüğüme i-na-na-maz-sın!” -Bir arkadaşını gördü-
“Geçen gün hayatımın en kötü gününü yaşadım.” -Bankamatikten para çekemedi-
Yaşadığı hayatın sıradanlığında boğulan insanlar, çareyi durumu kabullenmek yerine, abartmakta buluyor. Fakat hayatı bu kadar abartmamak gerek. Sonuçta yaşadığın şeyler o kadar da önemli değil, tıpkı hayatın gibi.
11. Yüksek sesle telefonda konuşanlar
Elindeki telefonla dünyanın öbür ucuyla iletişim kurabildiğine inanan, ama bağırmazsa sesini duyuramayacağını düşünen bu insanlar da sinirlerimizi bozuyor.
12. Kendilerini çokbilmiş sananlar
Öncelikle Facebook’tan “Bilinmeyen Gerçekler” adlı, ‘paylaşmadan beğenme’ mottosu taşıyan sayfalardan okuduğunuz her şeye inanmayın. İnansanız bile bu bilgileri kendiniz keşfetmişcesine pazarlamaya çalışmayın. Ayrıca arada bir de olsa, bir şeyler bilmediğinizi kabul edin. Sonuçta insan ne kadar çok şey öğrenirse, o kadar çok şey bilmediğini fark eder.
BONUS: Her şeyden şikayet eden insanlar
Her şeyden şikayet etmek artık moda oldu. İnsanlar hayatlarının ne kadar sıkıcı ve yaşanılmaz olduğunu söyleyip duruyor. Sanki mutluluk sıkıcı, mutsuzluk da karizmatik bir duyguymuş gibi.
Sürekli şikayet eden insanlarla ilgili şikayette bulunmak da ayrı bir çıkmaz fakat her şey kararında güzel.
Nefret edecek birçok konu olmasına rağmen, yazıyı burada bitirmek gibi.