NBA playoff’ları basketbolseverlerin gece vardiyasına kaldıkları kutsal aylardır. 2013-2014 sezonunun ardından bu yıl playoff’lar 19 Nisan’da başladı, Haziran’ın ortasına doğru sona erecek. Miami Heat, San Antonio Spurs, Oklahoma City Thunder, Los Angeles Clippers ve Indiana Pacers şampiyonluk adayları arasında.
Peki şampiyon olamasa bile bu ekipleri devirecek sürpriz yapabilecek takımlar yok mu? Ya da şampiyonluk adayları beklenmedik şekilde serilerde geri düştükten sonra toparlayabilecek karaktere sahip mi? Göreceğiz…
O zaman bunu daha önce başarmış ve NBA playoff’ları tarihinin en görkemli geri dönüşlerine imza atmış takımlara bir göz atalım.
Houston Rockets vs. Phoenix Suns
(1995 Batı Konferansı Yarı Finali)
1994 NBA Şampiyonu Houston Rockets, çok iyi bir 1994-1995 sezonu geçirmemiş, 47 galibiyet 35 mağlubiyetle batı playoff’larına altıncı sıradan girmişti, yani saha avantajı yoktu. Buna rağmen ilk turda normal sezonu 60 galibiyetle bitiren Utah Jazz’ı 3-2’yle geçip, yarı finalde Charles Barkley’li Phoenix Suns’ın rakibi olmuştu. Phoenix iç saha avantajını iyi kullanıp 3-1 öne geçmişti. Fakat Hakeem Olajuwon üst üste iki maç 30 atınca, ufukta yedinci maç göründü. Yakın geçen müsabakada Mario Elie’nin maç kazandıran üçlüğü (Ölüm Öpücüğü), Rockets’ı önce konferans finaline ardından da ikinci NBA şampiyonluğuna taşıyacaktı.
Miami Heat vs. New York Knicks
(1997 Doğu Konferansı Yarı Finali)
1988 yılında NBA’e katılan Miami Heat, 1995’te takımın başına gelen Pat Riley’le çıkışa geçmişti. 1997’de Tim Hardaway, Alonzo Mourning, PJ Brown ve Jamal Mashburn’lü kadrosuyla sert savunma yapan Heat, konferans yarı finalinde tam dişine göre olan New York Knicks ile eşleşti.
Playoff’larda ilk kez karşı karşıya gelen iki ekip arasındaki ezeli rekabetin başlangıcı da bu seri olacaktı. Patrick Ewing, Allan Houston, Larry Johnson, John Starks ve Charles Oakley’li Knicks, 3-1 öne geçip seriyi bitirmeye yaklaşmıştı. Ancak Miami’nin kazandığı beşinci maçta PJ Brown’un Knicks guard’ı Charlie Ward’u tutup fırlatmasının ardından bench’ten kalkan Knicks oyuncuları ceza alınca seri yedinci maça uzadı. Miami son karşılaşmayı evinde kazanıp konferans finaline çıktı. Ama 90’ların sonuna kadar bu iki takım birbirini hiç sevmedi.
Chicago Bulls vs. New York Knicks
(1993 Doğu Konferansı Finali)
New York Knicks, doğunun bir numaralı seribaşı olarak playoff’lara girmişti. NBA Finali ile aralarında Michael Jordan’lı, Scottie Pippen’lı Chicago Bulls duruyordu. Ev sahibi avantajını kullanan Knicks, ilk iki maçı alıp seride 2-0 öne geçti. John Starks’ın dip çizgiden smacı yılın en çok konuşulan hareketi olmuştu. Fakat tarihin en büyük basketbolcusu MJ, Chicago’daki maçları takımına kazandırdı (Dördüncü maçta 54 sayı attı) ve seriyi eşitledi. Madison Square Garden’daki beşinci karşılaşmanın son saniyeleri jeneriklere geçti. Bulls savunması Charles Smith’in potansiyel maç kazandıracak turnikesini pota altında dört kez blokladı ve bir sonraki maçta seriyi 4-2 ile sonlandırdı. NBA Finali’nde Suns’ı yenen Bulls üst üste üçüncü kez şampiyon oldu.
Denver Nuggets vs. Seattle Supersonics
(1994 Batı Konferansı İlk Tur)
Dikembe Mutombo, LaPhonso Ellis, Brian Williams ve Mahmoud Abdul-Rauf’lu Denver Nuggets 42 galibiyetle playoff’lara son sıradan girip, normal sezonu 63 galibiyetle kapatan Gary Payton’lı, Shawn Kemp’li Seattle Supersonics’le eşleşti.
Hızlı hücumun en üst seviyesini oynayan Sonics’in 2-0 öne geçmesi spor basınında büyük olay yaratmadı. Denver başantrenörü Dan Issel “Bu sene biraz tecrübe edinmek istiyoruz” demişti. Ama Nuggets sonraki üç maçta adeta seviye atladı. Dördüncü karşılaşmada 27 sayı 17 ribaund yapan yedek pivot Brian Williams ve 8 blokla pota altını karartan Mutombo, beşinci karşılaşmaya favori olarak çıktı. 30 yaşında basketbolu bırakıp katamaranıyla Akdeniz’in, Avusturalya’nın ücra köşelerini gezen ve adını Bison Dele olarak değiştiren Williams son maçta 17 sayı 19 ribaund’la devleşti. NBA playoff tarihinde ilk defa sekiz numaralı seribaşı, bir numarayı elemiş oldu. Mutombo’nun sırtüstü yere uzanıp iki eliyle topu sıkıca kavraması unutulmayan kareler arasında girdi.
Phoenix Suns vs. Los Angeles Lakers
(1993 Batı Konferansı İlk Tur)
1992’de Philadelphia 76ers’dan Phoenix Suns’a takas olan Charles Barkley, yeni takımıyla harika bir sezon geçirmiş (25.6 sayı, 12.2 ribaund, 5.1 asist) 62 galibiyetli Suns’ı NBA playoff’larında Batı’nın bir numarası yapmıştı. İlk turda normal sezonu 39 galibiyetle kapatan Magic Johnson önderliğindeki ‘Showtime Basketbol’ dönemini kapatan vasat Los Angeles Lakers’la eşleştiler. Kendi evlerinde ecel terleri döken Phoenix beş maçlık seride 0-2 geriye düştü. Normal sezonun en değerli oyuncusu ‘Sir’ Charles, takımına bir ilk yaşattı. Suns, üst üste üç maç kazanıp ikinci tura çıkarken NBA tarihinde bunu gerçekleştiren yegâne takım oldu. Barkley uzatmaya giden beşinci maçta 31 sayı 14 ribaund yaptı.
Oklahoma City Thunder vs. San Antonio Spurs
(2012 Batı Konferansı Finali)
Bir tarafta 90’ların sonunu ve 2000’leri Los Angeles Lakers ile birlikte domine eden San Antonio Spurs (1999, 2003, 2005, 2007 şampiyonu) diğer tarafta yeni jenerasyonun en büyük iki yıldızı Kevin Durant ve Russell Westbrook’u kadrosunda bulunduran OKC Thunder. Normal sezonu rölantide oynayıp playoff’ta rakipleri yerle bir eden Spurs, ilk turda Utah Jazz’ı, ikinci turda da LA Clippers’ı süpürüp Batı Finali’ne çıkmıştı. Batı Finali’nde ilk iki maç Spurs’ün oldu. (Normal sezon da dahil olmak üzere son 20 karşılaşmayı kazandı) Ancak sonraki maçlarda ihtiyarlar yorulmaya başladı. Westbrook’un patlayıcı penetreleri ve Durant’in skorer oyunu sayesinde Thunder art arda dört maçı da kazanıp takım tarihinde ilk kez NBA Finali’ne çıktı. KD, Spurs serisinde 29.5 sayı 7.5 ribaunda ve 5.3 asist ortalamayla mücadele etti.
Los Angeles Lakers vs. Portland TrailBlazers
http://youtu.be/NLOMEmRQ40U
(2000 Batı Konferansı Finali)
Chicago Bulls’a altı şampiyonluk kazandıran ‘ZenMaster’ Phil Jackson, Shaquille O’Neal ve Kobe Bryant’lı Los Angeles Lakers’ı NBA Finali’ne doğru götürüyordu. Ama önce basketbol zekâsı yüksek oyunculardan kurulu hücum setleri buram buram fundamental kokan Portland’ı geçmek zorundaydılar. Dört maç geride kalırken Lakers 3-1 öndeydi. Blazers’ı Rose Garden’da üst üste iki kez bozguna uğrattıktan sonra Hollywood’a işi bitireceklerdi. Ancak öyle olmadı. Arvydas Sabonis, Steve Smith, Rasheed Wallace, Damon Stoudamire, Detlef Schrempf ve Scottie Pippen’lı Portland seriyi 3-3 getirdi. Yedinci maçın bitimine yaklaşık 10 dakika kala skor 75 – 60 Blazers lehineydi. Lakers coach’u Phil Jackson molada “Önümüzdeki sezon görüşürüz, bu takım için hazır değilmişiz” dedi. Bu cümlenin ardından Lakers 15 – 0’lık seriyle önce farkı kapadı ardından jeneriklere geçen Kobe-Shaq alley-oop’u ile maçı 89-84 kazandı ve NBA Finali’ne; ardından da 1988’den sonraki ilk şampiyonluğuna yürüdü.
Miami Heat vs. Dallas Mavericks
(2006 NBA Finali)
2004 yazında çok sevdiği Güney Florida’ya geri dönen Shaquille O’Neal, 2003 draftının en büyük yıldızlarından Dwyane Wade’le bir araya gelmiş, 2005’te konferans finali oynamıştı. Ancak Shaq, Miami’ye gelirken şampiyonluk sözü vermişti. Bir sonraki sezon Wade’li, Shaq’li Heat, Doğu playoff’larında sırasıyla Chicago Bulls (4-2), New Jersey Nets (4-1) ve Detroit Pistons’ı (4-2) eleyip NBA Finali’nde Dallas Mavericks ile eşleşti. Spurs’de oynadığı 90’lı yıllarda, efsanevi antrenör Dr. Jack Ramsay tarafından gelecekte çok iyi bir coach olacağı söylenen Avery Johnson, Dallas’ta bu görevini harikulade yapıyordu. Mavs, Heat karşısında ilk iki maçı kazanıp 2-0 öne geçmişti bile. Kaptan Dirk Nowitzki ve arkadaşları üçüncü maçın bitimine altı dakika kala 13 sayı farkla öndeydi. Ancak o andan sonra inatla potaya süzülen ve maçı 42 sayı 13 ribaund’a tamamlayan D-Wade, momentumu tersine çevirmişti. Gary Payton’ın basketi ise noktayı koydu. Sonraki üç maçta Wade 30’un altında atmadı. Heat üst üste dört maç kazanarak ilk kez çıktığı NBA Finali’nde yüzüğü taktı.
Cleveland Cavaliers vs. Detroit Pistons
(2007 Doğu Finali)
Tek bir adam bir takımı yenemez diyenlerin yüzüne tokat gibi çarpan 2007 model LeBron James, 2000’lerin ortasında yeniden hortlayan ‘Bad Boys’ Detroit Pistons’ı şaşalı günlerine geri döndürmüştü. LeBron’lu Cavs, tecrübeli Pistons karşısında bir önceki yıl playoff’larda Doğu Yarı Finali’nde yedinci maçta teslim olmuştu. Seri başladığında gidişat geçen sezondaki ile aynıydı. Cavs 0-2 geriye düştü. Sakinliğini koruyan LBJ, Cleveland’daki iki karşılaşmayı aldı ve seri 2-2’ye geldi. NBA tarihine geçecek beşinci maç iki uzatmaya gitti. James, takımının son 25 sayısını attı. (18’i uzatmada) Auburn Hills’te Pistons’ı deviren Cavaliers, kendi evinde içlerine Partizan taraftarı kaçmış izleyicileri önünde Detroit’lileri balığa yolladı. Ancak Cleveland, NBA Finali’nde San Antonio Spurs’e çok hafif geldi ve Teksas’ın deneyimli ekibi tarafından süpürüldü.
Miami Heat vs. San Antonio Spurs
(2013 NBA Finali)
2012 Şampiyonu Miami Heat, üst üste üçüncü kez NBA Finali’ne gidiyordu. Karşılarında dört yüzüklü San Antonio Spurs vardı. TNT muhabiri David Aldridge’e göre hiçbir takım Heat’i dört defa yenecek güçte değildi. Beş maç geride kaldığında San Antonio’nun 3-2 üstünlüğü vardı. Altıncı karşılaşma takım sporları tarihinin klasikleri arasına girecek türdendi. Magic Johnson “Hayatımda izlediğim en iyi 2-3 maçtan biriydi” diyecekti. Dördüncü çeyreğin bitimine dokuz dakika kala LeBron James’in smaç yaparken saç bandını düşürmesi ve karşılaşma bitene dek takmaması, Mike Miller’in tek ayakkabıyla attığı üçlük unutulmayacak anlar arasına girmişti bile. Ancak Heat’in bu çabaları yeterli olmuyordu. Spurs bitime 28 saniye kala 94-89 öndeydi, saha kenarında sarı bantlar hazırlanıyordu. Kupa San Antonio’ya geliyordu. LeBron, üçlükle farkı ikiye indirdi. Diğer potada Kawhi Leonard serbest atışta 1/2 attı. Fark üçe inmişti ve son top James’e emanet edildi. Bron kaçırdı! Ribaundu alan Chris Bosh, Ray Allen’ı buldu, dip çizgiye geri geri gidip üçlüğü atan Allen maçı uzatmaya taşıdı. Rüzgârı arkasına alan Heat, ekstra periyotta maçı kopardı. Uzatmada iki kritik blok yapan Bosh’a James de 32 sayı 11 asistle eşlik etti. Yedinci maçta 37 sayı 12 ribaundla oynayan LeBron hem şampiyonluk kupasını hem de finallerin en değerli oyuncusu ödülünü aldı.
Geçmiş zaman olur ki bonusu: Portland TrailBlazers vs. Philadelphia 76ers
(1977 NBA Finali)
NBA’e her 10 yılda bir süper yıldız grubu gelir. Normal sezonda parlayanlar All-Star, playoff’larda bir adım daha atıp takımını sert savunmalara karşı sırtlayanlar süper yıldız olur. Ama içlerinden bazıları oyunu değiştirir. 1984 draft’ının 3 numarası Michael Jordan, 30 yıl önce bugünün basketbolunu oynuyordu. Kimse onun gibi havada süzülemiyor, dribbling yapamıyor, şuta kalkamıyordu. Jordan’dan önce de ABA’de Julius Erving hava harekâtlarıyla şov basketbolunun şahını oynuyordu. 1976’da ABA ve NBA birleşti. Şova yönelik basketbol 1977 All-Star maçında da kendisini gösterdi. 24 basketbolcunun 10’u ABA kökenliydi. 77 NBA Finali’nde de Julius ‘Dr.J’ Erving, Philadelphia 76ers formasıyla şampiyonluk yaşamak istiyordu. Sixers, Portland TrailBlazers serisinde 2-0 öndeydi. Portland, Bill Walton’ın ribaund ve sayı paslarındaki etkinliğiyle sonraki dört maçı da kazanarak şampiyon oldu. Blazers başantrenörü Dr. Jack Ramsay, finallerin en değerli oyuncusu Bill Walton için şunları söyledi, “Onun kadar iyi bir basketbolcuya, değerli bir insana ve mücadeleci bir karaktere antrenörlük yapmadım.” TrailBlazers, iki kupa aldı. İlki, şampiyon takımın sadece bir yıl saklayabildiği Walter A. Brown Kupası’ydı. Diğeri ise günümüzde şampiyonlara verilen ve takım müzesine kaldırılan Larry O’Brien Kupası.