Evlenmek çoğu kimsenin hayali olsa bile, kimisi için hiç de o kadar mutlu olunması gereken bir olgu değil. Çok değil, şöyle 1920’lere doğru gittiğimizde gelinlerin sanıldığı kadar mutlu olmadığını görüyoruz. Belki de fotoğraf çektirmeyi sevmiyorlar bilemiyoruz ancak günümüz gelinleriyle kıyasladığımızda bariz bir “bu ne ya?!” durumu olduğu aşikar.
İşte o gelinler!
İnşallah gülüyorumdur, çünkü gülüyorum…
Bu kadar gülecek ne vardı?
Keşke biri de benim gözlerimi kapasa…
Şu tipe bak… Kocam mı dicem şimdi ben buna?
Oha aydınlıkta ne kadar çirkin görünüyor?!
Hiii geldi tüh!
Mutluluktan ölmek üzereyim inan.
Kaskatı kesildim kendimi germekten ya.
Çekme ulan, çekme!
Ağlamıcam, ağlamıcam, ağlamıcam….
Bu kaynanamdan şimdiden tiksindim.
Heh bi tacım eksik, tak anneciğim…
Kim bunlar ya?!
Gelin çiçeği diye çelenk yaptırmış öküz.
(Hayır desem kim ne der?)
Görümcem kesin parmak uçlarında duruyor, bodur!
Tek kollu gelinlik bile mutlu olmama yetmiyor.
Patlat yavrum, o flaşı havai fişek gibi patlat!
Sanki elinden sevgilisini aldım şu surata bak!
Korseyi ne biçim sıktı ya…
Yihhu iyi ki evleniyorum…