Acılı ve yoksul ailelerden gelmiş iki sanatçı. Birinin sanat miadını doldurduğu diğerininse yıldızının yeni parladığı bir dönem. 1980’li yılların tüm kaosu içerisinde tanışıp birbirlerine adayacakları iki ömür. Müslüm Gürses ile Muhterem Nur’un aşkları, bir romana dönüşmeye tanışma fasıllarından başlar. Aralarındaki 21 yaş farkından yaşadıkları zor dönemlere kadar hiçbir şey birbirlerini sevmelerine engel olamaz. Gürses’in hayatını içeren ‘’Müslüm’’ filminin de vizyona girmesiyle tekrar gündeme gelen bu aşkın ayrıntılarına doğru bir yolculuk yapalım.
1. Habersiz geçen yıllar
Birbirlerinin sanatlarını bildikleri ama henüz tanışmadıkları bir dönem vardır. İkisi de birbirlerinin yaptıkları işlerden çok etkilenirler. Müslüm Gürses hayatının aşkı Muhterem Nur’la ilgili şunları söyler: ‘’Adana’da onun filmlerini hiç kaçırmazdım. Platonik olarak seviyordum. Onu görmek rüya gibi bir şeydi o zamanlar.’’ Muhterem Nur da şunları aktarır: ‘’Kendisini hiç tanımıyordum. ‘Ben İnsan Değil miyim’ diye bir şarkısı vardı, dinleyip dinleyip ağlıyordum ama sahibini bilmiyordum. Sadece güzel bir şarkı diye dinliyordum.’’
2. Tanışma anı
Ramazan eğlenceleri için Malatya’daki bir organizasyonda altlı üstlü sahne alınacaktır. Sinema ve ses sanatçısı olan Muhterem Nur da sahnede ‘’Bir Garip Yolcu’’yu okumaya karar verir. Ekipten bir diğer kadınınsa Müslüm Gürses’e ‘’Söyle o şarkıyla çıkmasın, ben çıkacağım.’’ demesi Muhterem Nur’un kabul edebileceği bir şey değildir. Bu reddedişin üzerine Gürses, sanatçının üzerine yürür. Muhterem Nur’un ‘’Terbiyesiz!’’ demesi üzerine de ona tokat atar. Sonra ise hatasını anlayarak özür diler. Yıllar sonra Muhterem Nur bu olayı ‘’Büyük aşklar nefretle doğar.’’ şeklinde yorumlayacaktır.
3. Saf sevgi
Çocuktan yaştan beri Muhterem Nur’u sinemada görüp ona yanık olan Gürses tanıştıklarından kısa bir süre sonra duygularını açmaya başlar. Muhterem Nur da öyle. Bir nevi teknik detaylar olan evlilik, nikah gibi kavramlara da pek riayet etmez, ‘’iki gönül bir olunca’’ diyerek dört yıl şahane bir aşk yaşarlar. Ama çeşitli seyahatler yapıp da ayrı otel odalarında konaklamak zorunda kalınca bu durumdan haz etmezler. Sırf bu engeli aşabilmek adına evlenirler. Gürses bu dönemlerini şöyle özetler: ‘’Otele gidiyorduk bizi aynı odada bırakmıyorlardı, ayrı odalarda kalıyorduk. Halbuki gönül bir olduktan sonra, ne bu ya!’’
4. Muhterem Nur’un evlilik teklifi
‘’Odada oturuyoruz, gülüp eğleniyoruz… Sonra aşağıdan bir telefon geliyor, ‘O adamı odadan çıkarın’ diye. Çok nahoş bir şey.’’ diyen Muhterem Nur, büyük aşkıyla beraber yine bu tip bir olay yaşar. Zonguldak’ta yaşadıkları buna benzer hadiseden sonra Nur, Gürses’e evlenme teklifi eder.
5. Gürses’in cevabı
Muhterem Nur, teklifi ettiği sırada Gürses önce bir durur. Sonra onun gözlerine bakarak ‘’Neden olmasın!’’ der. Birbirlerine sarılır ve hemen nikâh tarihi alırlar. 1986 yılında Beykoz’da yaptıkları evlilikle artık kimsenin onlara edebileceği laf kalmaz. Formaliteden ve rahatça gezebilmek adına yaptıkları evliliğe de özel hazırlanmış kıyafetlerle gitmezler. Onların arzuları yalnızca aşklarını yaşamaktır.
6. Nur’un aktardıkları
‘’Bana bir kere ‘Seni Seviyorum’ demedi. Her şeyiyle belli ederdi ama bu şekilde ifade etmezdi. Bir gün artık canıma tak dedi. Ölümünden iki ay evvel, hasta yatağındaydı. Dedim ki, ‘Müslüm, bunca yıllık karınım. Bana bir kere seni seviyorum demedin.’ Güldü, sarıldı… ‘Seni sevmesem bunca yıldır senle olur muydum? Bak, gözümü senle açtım, senle kapıyorum’ dedi.
7. Gürses’ten inciler
Müslüm Gürses’in sanatı gibi özel hayatında da zarif ve etkili olduğunu söyler Nur. İyi İngilizce bildiğini, hatta yurt dışı seyahatlerinde kelimeleri yanlış telaffuz edince Gürses’in onu uyardığını da belirtir. Ölümüne değin aynı kadının aşkıyla yaşamış olan Gürses ise Muhterem Nur’a olan aşkı için şunları ifade eder: ‘’Teslimiyetçi olmak kötü mü? Sevdiğine teslim oluyorsun sonunda. Bu alçaltıcı bir şey olmasa gerek.’’
8. Bütünün kalan yarısı
Bu alacalı aşk öyküsü ölümle sonlanamayacak kadar güzel ve hakiki. Eşini yitirişinin ardından Nur’un aktardıkları da bunu gösterir: ‘’İkimiz bir bütün olduk. Şimdi o bütünün yarısı gitti, ben kaldım. Benden hiç ayrılmadı. 2 gün bile bir yere bensiz gitmedi.’’
9. Nur’un ‘’Müslüm’’ filmi hakkındaki yorumları
Nur’un Instagram hesabında bulabileceğiniz tam metinden bazı bölümler: ‘’Müslüm filmiyle birlikte eşimin aziz hatırasının tüm Türkiye tarafından bir kez daha onurlandırılmasının mutluluğunu yaşıyorum. Kendini var etmek için meyve veren ağacı taşlayan insanların olumsuzluklarıyla da karşılaşınca ister istemez mutluluğuma gölge düşüyor ve çok üzülüyorum. Böylesine güzel bir filmin, hak ettiği başarıyla anılmasını umuyor, onu gölgelemek isteyen kişileri ise vicdanları ile baş başa bırakıyorum’’