Ana sayfa » Tarih » Mokomokai: Yeni Zelanda’daki Maori Halkına Ait Kafa Mumyalarının Rahatsız Edici Hikayesi
Mokomokai: Yeni Zelanda’daki Maori Halkına Ait Kafa Mumyalarının Rahatsız Edici Hikayesi
19. yüzyılda Yeni Zelanda’nın yerli halkı Maori’lerin “mokomokai” adını verdiği dövmeli ve mumyalanmış başlar, hem kültürel bir simge hem de zamanla acımasız bir ticaret malı hâline geldi.
Tarihin kimi sayfaları, hem hayranlık uyandıran kültürel zenginlikleri hem de insanlık adına tartışmalı olayları aynı satırda barındırır. Maori halkının “mokomokai” adını verdiği, geleneksel yüz dövmeleriyle süslü ve ustalıkla mumyalanmış başlar, işte bu ikilemin en çarpıcı örneklerinden biridir. Bir yandan, moko dövmeleri Maori toplumu için kimliğin, soyluluğun ve yaşam öyküsünün bedene işlenmiş bir ifadesidir; diğer yandan, bu başların savaş ganimeti, ticaret malı ve koleksiyon objesi hâline gelmesi, kültürel mirasın nasıl sömürülebileceğini gösteren karanlık bir gerçeği ortaya koyar. Bugün New York’taki Amerikan Doğa Tarihi Müzesi’nde sergilenen 30 mokomokai, sömürgecilik, güç ilişkileri ve insanlık onuru üzerine derin sorular sorduran sessiz tanıklardır. Her biri, hem sahibinin yaşamına hem de sonraki yüzyıllarda yaşanan kültürel çatışmalara dair izler taşır. Maori kabilelerindeki Mokomokai kafalarının rahatsız edici hikayesi…
New York’taki Amerikan Doğa Tarihi Müzesi’nde sergilenen koleksiyonlardan biri, tarihsel açıdan oldukça sıra dışı ve bir o kadar da tartışmalı
Bir müzede Maori kabilesine ait, kesik ve yüz dövmeleriyle süslü 30 adet mokomokai, yani mumyalanmış başın sergilenmesi sizce ne kadar etik? Bu sorular yıllardır tartışılıyor. Koleksiyonun kendisi ilgi uyandırıcı olsa da, asıl merak uyandıran şey bu başların nasıl olup da buraya kadar gelmiş olduğunun hikâyesidir.
19.yüzyılın ortalarında, 1860’larda, Tümgeneral Horatio Gordon Robley İngiliz Ordusu’nda görevli olarak Yeni Zelanda Kara Savaşları’na katıldı. Görev süresi boyunca yerli halk olan Maoriler’in kültürüne, özellikle de moko adı verilen geleneksel yüz dövmelerine büyük ilgi duydu. Yetenekli bir illüstratör olan Robley, gördüğü dövmeleri çizimlerle belgeledi ve bu konuda bir kitap yayımladı.
Moko isimli dövme, o dönemlerde genellikle kabile içinde yüksek statüye sahip erkeklerin yüzünde bulunurdu
Nadir de olsa bazı üst düzey kadınların dudak ya da çene bölgesinde moko dövmeleri olurdu. Bu dövmeler yalnızca estetik bir unsur değil, aynı zamanda kişinin toplumsal konumunu ve kimliğini gösteren bir işaretti.
Bir moko sahibi öldüğünde, onun yüksek sosyal statüsünü onurlandırmak amacıyla başı özel bir yöntemle muhafaza edilirdi. Bu süreçte, önce baştaki gözler ve beyin çıkarılır, tüm boşluklar keten lifi ve sakızla kapatılırdı. Ardından kafa kaynatılır, tütsülenir, güneşte kurutulur ve köpekbalığı yağıyla işlenirdi. Hazırlanan mokomokai, ölen kişinin ailesine teslim edilir, süslü kutularda saklanır ve yalnızca özel törenlerde ortaya çıkarılırdı.
Ancak bu gelenek yalnızca saygı amacı taşımıyordu. Kimi zaman savaşlarda öldürülen düşman kabile üyelerinin başları da saklanır, bir tür zafer simgesi olarak sergilenirdi
Hatta mokomokai değişimi, kabileler arası barış anlaşmalarında diplomatik bir araç olarak kullanılırdı.
19. yüzyılın başlarında Avrupalı tüccarların Yeni Zelanda’ya gelmesiyle, mokomokai beklenmedik bir şekilde değerli bir ticaret malına dönüştü!
Robley gibi Avrupalılar, bu başlara büyük hayranlık duyuyor ve karşılığında Maorilerin savaşlarda kullanabileceği ateşli silahlar veriyordu. Talep öylesine arttı ki, bazı kabileler mokomokai elde etmek için komşu köylere baskınlar düzenlemeye başladı. Hatta savaş esirlerine ve kölelere zorla moko dövmesi yapılıyor, “sahte” mokomokailer üretiliyordu.
Robley, bu dönemde 35 mokomokai toplamayı başardı. Öncelikle koleksiyonunu Yeni Zelanda hükümetine satmak istedi, ancak teklifi reddedildi. Sonunda 1890’ların başında Amerikan Doğa Tarihi Müzesi, bu koleksiyonu 1.250 sterlin karşılığında satın aldı. Böylece, Maori kültürünün en tartışmalı miraslarından biri, okyanusları aşıp New York’ta sergilenen bir koleksiyon hâline geldi. Mokomokai kafalarının rahatsız edici hikayesi yazımızın sonuna geldik.