Bu listeyi Fil’m Hafızası ekibinden Mustafa Koca hazırlamıştır, haberiniz olsun.
Ölüm, insanlık tarihinin belki de cevabı asla bulunamayacak tek gizemidir. Bu nedenle de vampir miti, başlangıcından itibaren içinde barındırdığı karanlık, ölümsüzlük ve kan gibi toplum için tabu olan temalarla bizlerin ilgisini her zaman çekmeyi başarmıştır. Bugüne kadar birçok mecrayla hayatımıza girmiş olan vampir hikâyelerinin çağdaş sinemada da apayrı bir yeri var kuşkusuz.
Peki, bir vampir filminden ne bekleriz? Sizi şimdiden uyarayım, bu listede bulacağınız filmler sizi yalnızca korku ile sarsmayacak; aynı zamanda yaşam, ölüm ve varoluş üzerine de düşünmeye zorlayacak. İyi seyirler.
Not: Sıralama kronolojiktir.
1. Nosferatu the Vampyre
Yön: Werner Herzog, 1979
Werner Herzog bu filminde Bram Stoker’ın klasik vampir hikâyesi “Dracula”yı, F.W. Murnau’nun efsanevi filmi “Nosferatu, eine Symphonie des Grauens” (1922) ile harmanlayıp kendi bakış açısıyla yeniden yorumluyor. Özellikle vampirlerin trajik yalnızlığını ve ölümsüzlüğe olan mahkûmiyetlerini işleyen filmde, usta Alman oyuncu Klaus Kinski başrolde.
2. The Hunger
Yön: Tony Scott, 1983
Sevgililerine kanı ile ölümsüzlük bahşeden bir kadın, yaşlanarak ölümün eşiğine gelen bir vampir ve insan kanının hızlı yaşlanma üzerindeki etkilerini araştıran bir doktorun kesişen hikâyesini anlatan film; Catherine Deneuve, David Bowie ve Susan Sarandon gibi yıldızları bünyesinde barındırıyor. “The Hunger” (1983) aynı zamanda Tony Scott filmografisinin de en sıra dışı filmlerinden biri olma özelliği taşıyor.
3. Near Dark
Yön: Kathryn Bigelow, 1987
“The Hurt Locker” (2008) ve “Zero Dark Thirty” (2012) gibi son yıllara damgasını vurmuş filmlerin yönetmeni Kathryn Bigelow’un bu ikinci uzun metraj denemesi, bir çiftçinin oğlu olan Caleb’in tesadüfen gizemli ve güzel Mae ile tanışmasını ve sonrasında kendini bir grup gezgin vampirin arasında bulmasını konu ediniyor.
4. Bram Stoker’s Dracula
Yön: Francis Ford Coppola, 1992
Bram Stoker’ın klasik romanı “Dracula”nın kaynak materyaline sadık ve modern bir uyarlaması olan film, Francis Ford Coppola’nın usta yönetmenliği ve Gary Oldman’ın başarılı oyunculuğu ile vampir türünü seven izleyiciler için vazgeçilmez bir deneyim sunuyor.
5. Cronos
Yön: Guillermo del Toro, 1993
Sahibine ölümsüzlük bahşeden ama aynı zamanda onu kana susamış bir vampire çeviren antik bir cihazın yıllar sonra ortaya çıkışını konu alan bu film, insanlığın sonsuz yaşam arayışını anlatan simyacılık hikâyeleriyle vampir mitini harmanlayarak izleyiciye karanlık ama bir o kadar da keyifli bir deneyim yaşatıyor.
6. Interview with the Vampire
Yön: Neil Jordan, 1994
18. yüzyılın sonlarında New Orleans’ta yaşayan ve hayata dair umudunu tümüyle yitirmiş olan Louis, kendini kumara ve içkiye boğduğu gecelerden birinde Lestat adında bir vampir ile karşılaşır. Lestat, Louis’ye iki seçenek sunar: Ya ölecek ya da sonsuz yaşama sahip olacaktır. Bu karşılaşma, Louis’nin hayatında geri dönüşü olmayan bir dönüm noktası olur.
7. Nadja
Yön: Michael Almereyda, 1994
David Lynch’in yapımcılığını üstlendiği bu post-modern vampir filmi, babaları Dracula’nın ölümü sonucu New York’ta tekrar bir araya gelen iki kardeşin ve onların peşindeki Van Helsing’in tuhaf hikâyesini konu ediniyor. Siyah-beyaz ve sıra dışı sinematografisi ile dikkat çeken film; aynı zamanda yaşam, ölüm ve varoluş hakkında sorular sordurmaktan da geri durmuyor.
8. Let The Right One In
Yön: Tomas Alfredson, 2008
Oskar, Stockholm’ün banliyösünde oturan on iki yaşında yalnız bir çocuktur. Okulda sürekli kendisi ile uğraşan çocuklardan artık bıkmıştır ve onlardan intikam almayı düşlemektedir. Fakat yan komşularının gizemli ve tuhaf kızı Eli ile tanışması her şeyi değiştirecektir.
“Tinker Tailor Soldier Spy” (2011) filminin başarılı yönetmeni Tomas Alfredson’ı dünyaya tanıtan “Let The Right One In” (2008), vampir türünü sevenlerin asla kaçırmaması gereken filmlerden.
9. Byzantium
Yön: Neil Jordan, 2012
“Interview with the Vampire”ın (1994) yönetmeni Neil Jordan bu sefer bambaşka bir vampir hikâyesi ile izleyici karşısına çıkıyor. Clara ve Eleanor isimli iki gizemli kadın, Byzantium isimli gözden uzak bir sahil pansiyonuna yerleşir.
Eleanor’un, yeni arkadaşı Frank’e Clara ile yıllarca sakladıkları karanlık sırlarını anlatması ise her şeyi değiştirir ve bu iki gizemli kadını geçmişleri ile yüzleşmeye zorlar.
10. Only Lovers Left Alive
Yön: Jim Jarmusch, 2013
Ekonomik kriz sonucu bir hayalet şehre dönüşen Detroit’le romantik ve mistik Tanca arasında mekik dokuyan film, artık bir “zombiler” sürüsü hâline gelen toplumdan uzak kalabilmek için kendini eve kapatmış depresif müzisyen Adam ve karizmatik eşi Eve’in seneler sonra tekrar bir araya gelmeleri ile başlar.
Araya uzak mesafeler ve uzun yıllar girmiş olsa da yüzyıllardır devam eden bu ilişki, Eve’in bencil ve ele avuca sığmaz kız kardeşi Ava’nın da hikâyeye dâhil olması ile üstesinden gelmesi zor bir krize girer.
11. A Girl Walks Home Alone at Night
Yön: Ana Lily Amirpour, 2014
İran’da, ölüm ve yalnızlığın kol gezdiği bir kentte; şehrin çürümüş ruhları ile beslenen, feminen ruhlu, cesur ve genç bir “vampirella” beklemediği bir anda aşkı bulursa neler olur? Siyah-beyaz sinematografisi, mest eden müzikleri, western ve kara film türlerine yaptığı atıfları, son olarak da Farsça çekilmiş tek vampir filmi olma özelliği ile dikkat çeken film; Ana Lily Amirpour’un ilk uzun metraj denemesi.