Beyninizi dondurasımız var, gizemle. Bu adam rahatsız, gerçeklikten, planlar, oyunlar, gizli niyetler, fazla görünürlükler, fazlalar, eksikler, düzenler, düzensizlikler, gider de gider… Kısaca yaşama alerjisi var, onu çözülmesi gereken bir problem olarak görüyor; harcanan vakitlere ah vah çekmeden, ağzını bozmadan lanet ediyor. Aşksız hayatların bir ucundan tutuyor düğümlüyor. Engelleri bir bir aşıyor, her gün yeni bir ahiret günüymüşçesine kendi sonunu hazırlıyor. Hayatının ortalarında olduğunu düşünerek inzivaya çekilen bu büyük münzevi, bir derviş gibi sesleniyor. Bakınız; açıklama tekelini herkesin elinden alan ve ‘herkes’e veren hakikatin peygamberi Blanchot neler diyor: “Yalvarıyorum anlamaya çalışın, benden size gelen her şey yalandan başka bir şey değildir sizin için, çünkü ben hakikatim.” Dikkat: Buralar karanlık ve siz boğulmak isterken boğmayan sular; ricamız: hissi takılın.
“Bir kent kendi koyduğu yasaların pençesine düşer ve herkes o kadar uysallaşır ki sonunda kendi farklılığını da başkalarınınkini de duymaz hale gelir.” Le très-haut (Yüceler Yücesi)
“Gecenin gecesiyim.” Thomas l’obscur (Karanlık Thomas)
“Herkes ötekilerle haşır neşir yaşar, ama ortak yaşantı yoktur.” Apres-coup (Sonradan Sonsuz Yineleme)
“Sessizliği kaybettim ve bunun için duyduğum pişmanlık ölçüsüz.” L’arret de mort (Ölüm Hükmü)
“Ah, her zaman evet deme mutluluğu, bu yeni bağların verdiği şaşkınlık ve en eski olan şeyin kesinliği…” Le dernier homme (Son İnsan)
“Yine de her şey değişmeden kalıyor.” L’attente l’oubli (Bekleyiş Unutuş)
“Ne alimim ne de cahil. Sevinçler tanıdım, demek az gelir: Yaşıyorum ve bu yaşam bana en büyük hazzı veriyor.” La folie du Jour (Günün Deliliği)
“Düşünüyorum, öyleyse yokum.” Thomas l’obscur (Karanlık Thomas)
“Olgunluk yaşına çoktan varmış olmaktan korkarken, bütün diğer kadınlardan daha çok neşe, daha çok körpelik sahibi, sizi tamamen anlayan, düşüncenizden hiç çıkmayan.
Sizi arayan, sizin aradığınız ve hep orada, yanı başınızda olan genç bir kadınla karşılaşmanın ne demek olduğunu biliyor musunuz siz? Bunu tattınız mı? Bütün yaşamınızda gerçekleşen bir altüst oluş önsezisine sahip misiniz? Çıldırasıya.” Apres-coup (Sonradan Sonsuz Yineleme)
“Bekleyiş, hiçbir şeyi beklememektir.” L’attente l’oubli (Bekleyiş Unutuş)
“Ben kendimi düşünemem: Korkunç bir şey var bunda, gözden kaçan bir zorluk, karşılaşılmayan bir engel.” Le dernier homme (Son İnsan)
“Yazmak, henüz olmayandan artık olmayana bir yolculuk.” La littérature et le droit à la mort