Martin Scorsese, 60’lı yıllardan bu yana çektiği filmler ile birçok sinemaseverlerin beğenisini kazandı. Şimdi muhtemelen bazılarınız “Martin Scorsese kimdir?” diye düşünüyor. Evet, adını okuduğunuzda çıkaramamış olabilirsiniz ama sizi temin ederiz ki, en az 1-2 filmini izlediniz. Martin Scorsese’nin replikleriyle aklımıza kazınan ve en çok bilinen bazı filmlerini söylersek hatırlayacağınıza eminiz. Martin Scorsese’nin en çok bilinen filmlerinden bazıları şunlardır; Para Avcısı (The Wolf of Wall Street), Köstebek (The Departed), Sıkı Dostlar (Goodfellas) ve Zindan Adası (Shutter Island). Şimdi hatırladınız değil mi? Peki o zaman sizleri daha fazla merak ettirmeden Martin Scorsese kimdir anlatalım.
Martin Scorsese kimdir ve nerede doğmuştur?
Martin Scorsese kimdir sorusunu kısaca “sinefili” diyerek cevaplayabilirdik ama bu büyük bir ayıp olurdu. Usta yönetmeni anlamak ve nasıl bu kadar başarılı olduğunu öğrenmek için tüm yaşantısını bilmemiz gerek…
Aslen İtalyan olan Martin Luciano Scorsese, 17 Kasım 1942 yılında ABD’nin en kalabalık şehri olan New York’ta dünyaya gelmiştir. Astım hastası olan Scorsese, çocukluk yıllarında uzun süre bu hastalıkla mücadele etmiştir.
1960 yılında New York Üniversitesi Sinema bölümüne girdi
Çocukluğundan beri sinemaya düşkün olan Martin Scorsese, 1960 yılında New York Üniversitesi Sinema bölümüne girdi. 1964 yılında mezun oldu ama bu onun için yeterli değildi. 1966 yılında New York Üniversitesi’nden film dalında yüksek lisans derecesi aldı. Bu yıllarda birçok kısa film çekti.
1967’de çektiği kısa filmle dikkatleri üzerine topladı ve ilk uzun metrajlı filmini yönetti
1967 yılında çektiği The Big Shave adlı kısa filmle dikkatleri üzerine topladı. Aynı yıl Kapımı Çalan Kim? (Who’s That Knocking at My Door) isimli ilk uzun metrajlı filmini yönetme başarısını gösterdi. Filmin başrollerinde ise okul arkadaşları Harvey Keitel ve Thelma Schoonmaker yer aldı.
70’li yıllarda ileride kendisi gibi ünlü olacak olan yönetmenlerle arkadaş oldu
Usta yönetmen, 1970’li yıllarda Steven Spielberg, Francis Ford Coppola, Brian De Palma ve George Lucas ile tanıştı. Bu yönetmen arkadaşlar, ilerleyen yıllarda sinemaya damga vuracaklarından habersizlerdi.
Mean Streets filmi ile yükselişe geçmeye başladı
Martin Scorsese, yakın arkadaşı Brian De Palma sayesinde Robert De Niro ile tanıştı. Bu ikili, ilk kez Mean Streets (Arka Sokaklar) filminde birlikte çalıştı. Sadece 75 bin dolara çektiği bu film ile tarzını ortaya koymayı başardı ve şöhret kapısını araladı.
Alice Doesn’t Live Here Anymore filmi ile başarısını tescilledi
Ellen Burstyn, filmini çekmesi için Martin Scorsese’yi ikna etti ve senaryoyu ona gönderdi. Senaryoyu beğenen yetenekli yönetmen, 1974 yılında filmi çekti. Başrolünde Ellen Burstyn’in rol aldığı film, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ve En İyi Orijinal Senaryo dallarında aday oldu. Bununla birlikte Ellen Burstyn, En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını kazanma başarısı gösterdi.
Martin Scorsese ve Robert De Niro ikilisi
Başarılı ikili, Taxi Driver filminde birlikte çalıştı. Başrolünü Robert De Niro’nun üstlendiği film, Cannes Film Festivali’nde Palme d’Or ödülünü kazandı. Bu başarıdan sonra 1977 yılında New York, New York filminde birlikte çalıştılar. Film gişede başarısız olsa da, Frank Sinatra’nın söylediği New York, New York şarkısı ölümsüzleşti. İkili ilerleyen yıllarda Raging Bull (1980), The King of Comedy (1982), Goodfellas (1990), Cape Fear (1991), Casino (1995), The Audition (2015) ve The Irishman (2019) filmlerinde beraber çalıştı.
Kokaine bağımlı olan Scorsese, Raging Bull filmi ile muhteşem bir dönüş yaptı
New York, New York filminin başarısızlığı yüzünden depresyona giren Martin Scorsese, kokaine bağımlı bir hale geldi. Usta yönetmen, 1980 yılında hastaneye kaldırıp ölümle yüzleşince kokaini tamamen bıraktı. Scorsese, bir daha film çekemeyeceğini düşünse de, hastanede ziyaretine gelen Robert De Niro anlattığı proje ile onu ikna etti. Bu proje boksör Jake LaMotta’nın hayat hikayesinin filmini çekmekti.
Raging Bull filminde Robert De Niro’nun efsane oyunculuğu ve Martin Scorsese’nin kamikaze metodu çekimleri, samimi ikilinin başarıya ulaşmasını sağladı. Film, 8 dalda Oscar’a aday oldu ve Robert De Niro En iyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazandı. Raging Bull, 2007’de AFI tarafından “Gelmiş Geçmiş En İyi 4. Film” seçildi.
Martin Scorsese birkaç komedi filmi üzerinde çalıştı
Usta yönetmen, bu sefer 1982 yapımı The King of Comedy adlı komedi filminde De Niro ile çalıştı. Her ne kadar farklı bir yapım olsa da, zaman zaman Martin Scorsese etkisini görmek mümkün. Film, gişede başarısız oldu ama Robert De Niro oyunculuğu hakkında olumlu yorumlar almayı başardı.
1985 yılında ise After Hours isimli komedini filmini çekti. Yönetmenin kendine has kamera teknikleri ile çekilen eğlenceli film, olumlu tepkiler aldı.
Martin Scorsese, Micheal Jackson’ın klibini çekti
Başarılı yönetmen, 1986’da Micheal Jackson’ın “Bad” şarkısının klibini çekti. Böylece yeteneklerinin bir sınırı olmadığını tekrar kanıtlamış oldu.
Martin Scorsese ve Leonardo DiCaprio ikilisi
Martin Scorsese, 2002 yapımı Gangs of New York filmi ile ilk defa Leonardo DiCaprio ile çalıştı. İlerleyen yıllarda ise 4 film daha çektiler.
Scorsese ve DiCaprio, birlikte 2004 yapımı The Aviator filmi için 110 milyon dolarlık bir bütçe ayırdı. Film, 11 adaylık ve 5 Oscar kazandı. Martin Scorsese ve DiCaprio ikilisi, 2006 yapımı The Departed (köstebek) filmi ile çok büyük başarı yakaladılar. Film, En İyi Kurgu, En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Adapte Senaryo Oscarlarını kazandı. İkili, daha sonra 2010 yılında Shutter Island (Zindan Adası) adlı filmde buluştu. Film, senaryosu ile izleyicileri bir hayli şaşırttı.
Yönetmenin en başarılı filmi: The Wolf of Wall Street
Film, gişede 329 milyon hasılat yaptı ve 5 dalda Oscar adayı oldu. The Wolf of Wall Street, hiç ödül kazanamadı ama seyirciler tarafından çok sevildi.
Scorsese’nin son filmi: The Irishman
Martin Scorsese, 2019 yılında başrollerinde Al Pacino ve Robert De Niro’nun olduğu The Irishman filmini çekti. Yönetmen, 3 saat 30 dakika süren film yayınlandıktan bir süre sonra bunun son filmi olabileceğini açıkladı.
Martin Scorsese’nin aldığı ödüller
Başarılı yönetmen, Taxi Driver ve After Hours filmleri ile Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülü aldı. 2006 yapımı The Departed filmi sayesinde En İyi Yönetmen ve En İyi Film Oscar’ını kazandı. Hugo, The Departed ve Gangs of New York filmleriyle de Altın Küre En İyi Yönetmen ödülüne layık görüldü. Şimdi anlattığımız bu ödüller, buz dağının sadece görünen yüzü. Martin Scorsese kariyeri boyunca 40’dan fazla ödül kazanmayı başardı.