Yörüngesinde uydu bulunmayan bir an yok. Dünya – Mars hattı, 29 liralık İstanbul – Ankara iç hatlar seferi gibi. Her dakika uçuş var. Gide gele Kumburgaz’daki yazlık, köydeki yayla evi, arka bahçedeki çardak haline getirdik.
Gidiyoruz ama bi türlü yerleşemiyoruz. Üstünde en çok aradığımız şey su. Bulgular toplayıp, incelemeler yapıp, fotoğraflarını çekiyoruz. Suyun içinde Kızkulesi olan Üsküdar’ın, Mars kadar panoramik fotoğrafı yok.
Hal böyle olunca sürekli yeni şeyler keşfediyor, gördüklerimizi gizemli yaratıklara benzetiyoruz. Kastımız uyduruk fotomontajlar değil. Keşif için giden uzay araçlarının bulgularından bahsediyoruz. Mars yüzeyinde denk gelinen bazı durumlara bilim insanları dahi heyecanlanabiliyor; çünkü ortaya çıkan görüntüler hayli gerçek. İşte budur! Kesin canlı bulduk dediğimiz, “Alien’la özçekim keyfi” netliğinde kanıtlarla huzurlarınızdayız. Kaynaklar NASA ve önemli bilim dergileri olsa da maalesef sonuç hep hüsran.
“Oha! Aynı bizim Lütfü Abi” diyebileceğimiz kadar net Mars’taki gizemli yüz
İnanılan: Mars’a başarıyla inip incelemelerini yapan ilk uzay aracı olan Viking 1, 1976 yılında “Mars’ta canlı var” fotoğraflarının en çok konuşulanını çekmişti. Teoriler çok çarpıcıydı. Marslıların bu yüzü, diğer uygarlıkların görmesi için kayaya oydukları konuşuluyordu.
Aslında olan: Söylentiler daha gelişmiş iki uydunun gezegene ziyarete gitmesine kadar yaklaşık 20 yıl sürdü. NASA’nın Mars Global Surveyor ve Mars Reconnaissance uydularının yüksek çözünürlükle yakaladıkları görsellerde, şeklin bir tepe üzerindeki yansımalardan kaynaklanan gölgeler ve yarattıkları optik ilizyondan ibaret olduğu kanıtlandı.
Maşallah GAP gibiymiş dediğimiz sulama kanalları
İnanılan: Bugün saçma gelse de 19.yüzyıl ve 20.yüzyıl’ın başlarında büyük bir çoğunluk Mars uygarlığının gezegeni sulama kanallarıyla donattığına inanıyordu. İnsanoğlunun gerçekten de kozmozlara sığmaz taşarım boyutlarındaki bu tip devasa şapşallıkları yüzünden uzaylılar varsa bile karşılaşmak nasib olmasın diyoruz. Yüzümüz yok.
Aslında olan: Kanal yok, şapşal çok.
Mars’a dört şeritli otoban yapacak kadar orman varmış
İnanılan: Mars Global Surveyor aracının kaydettiği bu görüntüler bir çok alanda büyük ses getirmişti. Hindistan’da yetişen Banyan ağaçlarına benzetilen bu bitki örtüsü, yaşamın tam anlamıyla kanıtıydı. Hatta ünlü bilim kurgu yazarı Arthur C. Clarke öyle bir gaza gelmişti ki, söylenecek bir şey kalmadığını, tarafsız her gözün bitki örtüsünü görebileceğini söyleyip duruyordu. Objelerin mevsimlere göre değişkenlik göstermesi, bitki örtüsünün tıpkı dünyadaki gibi yaprak döküp, yeniden açtığını kanıtlar nitelikteydi.
Aslında olan: Mars yüzeyinin güneş tarafından aniden ısıtılması sonucu oluşan katılaşmış karbondioksit ya da kuru buz şekilleri. Dönemsel olmasının sebebi de oluşumun ısıya bağlı gerçekleşmesinden ötürü Mars yüzeyindeki farklı mevsim dönemlerinde tekrarlanması.
Koskoca NASA bula bula fare mi bulmuş?
İnanılan: Curiosity keşif aracının geçtiği bu görüntünün ardından UFO meraklıları yüzeyde bir kemirgenin varlığından bahsetmeye başladılar. Adı da Mars faresi koyuldu. (Sıfır yaratıcılık)
Aslında olan: NASA tenezzül edip objeye ikinci defa bile bakmadı. Bilim insanları şeklin basit bir kaya olduğuna emindiler.
Böööyle uzaklardan bi ışık belireyazdı…
İnanılan: Curiosity adı gibi merak uyandırıcı ve gizemli bulgular gönderiyordu. Bunlardan en çok heyecan uyandıranlarından biri de uzaklarda beliren bu yapay ışık kaynağı oldu. Marslı aşıkların kamp ateşi mi, Jedi kılıcı mı, yoksa uzunları yakmış alkollü bi uzaylı mı?
Aslında olan: Işık kaynağı iki ayrı fotoğrafta beliriyordu. Araştırmacılar durumu kozmik ışınların yarattığı yansıma olarak açıkladılar.
Mars’ın iguanası, Jüpiter’in sincabı, Uranüs’ün uç uç böceği meşhurdur
İnanılan: İguanaya benzeyen bu görüntü CNN’den NBC’ye dünyanın birçok ünlü medya grubunda haber olarak geçildi. Yeni görüntüler geldikçe haber tazelendi. Sonunda bir canlı hem de iguana gibi evrim geçirmemiş bir yaratık mı bulunmuştu?
Aslında olan: 2012 yılında kaydedilen yüksek detaylı görüntülere hayli yakınlaşmak mümkündü. Ayrıntılar ortaya çıktıkça iguananın tipik bir Mars kayası olduğu anlaşıldı.
Ansızın beliren gizemli kaya
İnanılan: Bu kaya gerçekten de herkesin kafasını karıştırmıştı. Dağ tepe demeden araştırmalarına devam eden Curiosity’nin bir anda karşısına çıkan kaya eskiden orada değildi. Önceki fotoğraflarda bunu kanıtlar nitelikteydi. Araştırma ekibinde görevli Steve Squyres, Discovery News’e verdiği röportajda ciddi anlamda heyecan yaşadıklarını, çünkü kayanın orada olmadığına emin olduklarını söyledi.
Aslında olan: Birçok olasılık düşünüldü ama sonunda kayanın Curiosity’nin kendi tekerleğine çarparak oraya yerleştiği anlaşıldı.
Sultanahmet’teki dikilitaşın ayynısı
İnanılan: Bir heykeltraşın elinden çıkmışcasına düzgün formuyla hayret uyandıran bu taş Mars yüzey şekillerine pek benzemiyordu. Acaba geçmiş medeniyetlerden kalan bir simge ya da anıt olabilir miydi? Bilim kurgu klasiği “2001: A Space Odyssey”de tasvir edilenlere benzeyen bu dikilitaş hayli merak uyandırmıştı.
Aslında olan: Formun garipliği kabul edilse de durum yüzeyde oluşan bir erozyon ve bunun sonucu olarak köşeli biçimde aşınmış bir kaya olarak açıklandı.
Dalgın uzaylı arabanın anahtarını düşürmüş…
İnanılan: Kızıl gezegen de denilen Mars için alışılmışın dışında bir renk ve parlaklığa sahip olan bu şey, ülkemizde de sıkça basına yansıdı. Metalik yapının bir kalıntı olabileceği düşünüldü. Kim bilir belki de üstü kapanmış bir uygarlığa açılan kapının koluydu…
Aslında olan: Araştırmacılar durumu, alışılmışın dışında sertlikte bir kayanın rüzgar tarafından şekillendirilmesi olarak açıkladılar. NASA’nın her kuşkuya “daştır, kayadır” şeklinde açıklama getirdiğini söyleyen kuşkuculara ilk defa biz de hak verdik. Taşsa taş arkadaş! Kaldır bi bak altında ne var. Bilim adamı dediğin insanda az merak olur. 🙂
Bonus: Starwars’ta kafayı kapıya kitleyen Stormtrooper
Sağ tarafta kapıdan ikinci sırada geçmeye çalışan elemana dikkat edelim. 🙂 Uzay filmlerinin en anlı şanlısı Starwars’ta bile yaşanan bu komik durum insana “Daha filmini çekemiyoruz uzay bizim neyimize” dedirtiyor.
Bu unutulmaz sahneyle karşılaşan George Lucas mevzuya o kadar güler ki çarpma anına sonradan bir efekt bile ekler. Mars’ta uzaylı bulundu haberleri hep kolpa çıksa da bu sahne o kadar gerçek ki, insan izlemeye doyamıyor. Ep. IV – A New Hope’da (1977) yaşanılan bu an sinema tarihinde en çok başa alınan sahneler sıralamasında da 3. sırada. Şaşıracaksınız ama 1 ve 2 numara şu şekilde: Sharon Stone’un bacak bacak üzerine atması / Basic Instinct (1992) ve Jennifer Lopez’in poposunun çıplak gözükmesi / The Back-Up Plan (2010).