Mariana Çukuru, gezegenimizin bilinen en derin noktası. Bu ilginç ve gizemli çukur Pasifik Okyanusu’nda, Japonya ve Endonezya arasında, Guam Adası ve Mariana adalarının güneybatısında yer alıyor. Bölge, adını da buradaki Mariana adalarından alıyor. Pek çok açıdan oldukça ilginç bir oluşum olan bu çukurun uzunluğu 2.555 kilometre, genişliği ise 69 kilometre civarında. Mariana Çukuru’nun en derin noktası ise Mariana’nın güney ucunda yer alan ve Challenger Deep olarak isimlendirilen bir başka çukur. Challenger Deep, 10.994 metre derinliği ile Dünya’nın deniz yatağındaki bilenen en derin noktası ünvanına sahip. Bu muazzam derinliği daha somut bir şekilde düşünebilmeniz ve kıyas yapabilmeniz için bazı örnekler verelim; troposfer, yani atmosferin yere temas eden en alt katı, yaklaşık 10.000 metrede sona eriyor. Bu aynı zamanda uçakların uçtuğu ortalama yükseklik. Bununla birlikte gezegenimizin en yüksek dağı Everest, 8.849 metre uzunluğunda. Yani Challenger Deep hem atmosferin en alt katmanından hem de gezegendeki en yüksek dağı olan Everest’ten daha büyük!
Ancak Mariana Çukuru’nu ilgi çekici hale getiren tek şey akılalmaz büyüklüğü değil. Bölge, pek çok gizemli unsura ve yalnızca burada yaşayan oldukça tuhaf görünümlü sıra dışı deniz canlılarına da ev sahipliği yapıyor. Bölgede yapılan bazı bilimsel araştırmalara göre Mariana Çukuru’nda aşırı soğuk ve yüksek basınç altında yaşayabilen mikroorganizma, balık ve yengeç türleri yer alıyor. Üstelik buradaki deniz canlılarından bazıları gerçekten de hayli tuhaf ve hatta korkutucu bir görünme sahip. Bu sebeple Mariana Çukuru, çok sayıda insan için büyük bir merak konusu olmaya yıllardan bu yana devam ediyor. Peki Mariana Çukuru nasıl oluştu? Tam olarak nerede? Mariana Çukuru’na giren oldu mu? Mariana Çukuru canlıları hangileri? Mariana Çukuru adını nereden almıştır? Gelin, gezegenin en derin noktası olan Mariana Çukuru hakkında merak edilen tüm bu soruların yanıtlarına birlikte bakalım.
Mariana çukuru nedir?
Mariana çukuru, 1951 tarihinde Challenger 2 adlı bir gemi ile yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda tesadüfen keşfedilmiştir. Araştırmacılar denize bıraktıkları bir sondanın 10.863 metre derinliğe düştüğünü fark edince tesadüfen dünyanın en derin çukurunu bulmuşlardır. Çukurda yapılan detaylı incelemelere göre bu nokta 10.994 metre derinliğinde 2542 metre uzunluğunda ve 69 metre genişliğindedir. Üstelik dünya üzerinde bulunan en derin nokta kabul edilmektedir. Bir diğer adı ise Challenger Çukuru olarak bilinir. Mariana çukurunun yüzeyine atılan ve kütlesi 1 kilogram olan bir demirin batması yaklaşık 1 saat civarı sürmektedir. Çukurun bu kadar derin olması nedeniyle çukur hakkında bilinmeyen çok fazla detay vardır ve her zaman gizemli bir yer olarak kalmıştır. Çukurun dip noktalarında oluşan basınç, yüzeyinde bulunan basıncın neredeyse 1000 katı fazladır. Mariana Çukuru konum olarak Büyük Okyanus’ta bulunmakta. Guam Adası’nın güney batısında, Japonya ve Endonezya topraklarının arasında bulunan çukur, neredeyse iki ülkeye de eşit uzaklıkta yer alır. 11° 24 Kuzey enlemi ve 143 ° 16 güney enlemlerinde bulunan bu gizemli çukur turistler tarafından da büyük ilgi görüyor.
Nasıl oluştu?
Peki Dünya’nın en derin noktası kabul edilen bu gizemli çukur nasıl oluştu? Dünya’nın en derin noktası kabul edilen Mariana Çukuru, levha hareketleri sonucu Pasifik ve Filipin levhalarının çarpıştığı yerde Pasifik Levhası’nın Filipin Levhası’nın altına girmesiyle oluşmuştur. Bu iki levha da kuzeybatı yönüne doğru hareket ediyor. Ancak Pasifik Levhası Filipin Levhası’ndan daha hızlı hareket ettiği için Filipin Levhası’nın altına girerek sürekli bir basınç meydana getiriyor. Bu basınç bölgede sık sık şiddetli depremlerin yaşanmasına neden oluyor.
Peki bu çukurda hayat var mı?
Bu çukurda hayat olup olmadığını merak ediyor olabilirsiniz. Peki Dünya’nın ve okyanusun en derin yeri olan Mariana Çukuru’nda yaklaşık 11 km derinlikteki basıncı hayal edebiliyor musunuz? Tam olarak 1.086 bar! Çılgınca değil mi! Peki bu kadar yüksek basınca sahip bir çukurda canlı yaşayabilir mi? Yıllarca bilim insanlarının meşgul eden bu soru, 1960’ta Trieste isimli batiskaf ile Challenger Deep’e inen J. Piccard ve D. Walsh’ın pisi balığı benzeri bir canlı gördüklerini açıklamalarıyla aydınlığa kavuşuyor. Görüntü elde edilememiş olsa da, Challenger Deep’te canlı yaşadığı artık biliniyordu. Peki bu denli yüksek bir basınçta bu nasıl mümkün oluyordu? 1.086 bar basınç altında kalsiyum yalnızca çözünmüş halde bulunabildiği için omurgalı bir canlının kemikleri tam anlamıyla çökerdi. Bu nedenle Mariana Çukuru’nda sadece bu yüksek basınca adapte olabilmiş ve tam anlamıyla omurgalı olmayan canlılar yaşamlarını sürdürebiliyor.
En derinde yaşadığı bilinen balıklardan biri ise aynı zamanda bir snailfish türü olan Pseudoliparis amblystomopsis. 7.700 m’lerde yaşayan ve 8.145 m’de de görülen bu balıklar yaşadıkları ortamda gruplar halinde dolaşıyorlar. Ayrıca Mariana Çukuru’na yapılan inişlerde 5.000 m noktasında yaşayan rat tail türü, 10 cm’yi geçen boyutlarda tek hücreli xenophyophore’lar ve 6.000 m civarında da yaklaşık 20 cm boyunda dev amfipotlar keşfedilmiş. Normalde amfipotların yaklaşık 2,5 cm boyutunda olduğunu hatırlatmak isteriz. James Cameron’ın keşif sürecinde ve son yıllarda gerçekleştirilen diğer inişlerde yeni bir deniz hıyarı türü ve çoğu bakteri, 68’in üstünde de yeni canlı türü keşfedildi. Çukur, levha sınırında olduğu için mineral açısından zengin olan bölgede bu canlıların tam da o noktada yaşama adapte olmuş olabileceği bilim insanları tarafından yapılan değerlendirmeler arasında. Aynı zamanda burada yaşayan çoğu balık türünün yüzyıllık süreleri aşan ömürleri vardır. Bu canlıların prehistorik yani tarih öncesi dönemden beri evrimleşmeyip aynı kaldığı ise tartışmalar arasında.
Bu gizemli çukurun keşif hikayesine kulak verelim
Peki bu gizemli çukur nasıl keşfedildi? Mariana Çukuru, 1872-1876 tarihleri arasında yapılan Challenger seferi ile keşfediliyor. Challenger seferinin tarihte önemli bir yeri bulunuyor, çünkü modern okyanus bilimi ilk kez bu sefer ile başlıyor. Yapılan bu keşif gezisi okyanusların özellikleri, okyanus suyunun kimyası, akıntılar, okyanusta yaşayan canlılar ve okyanus jeolojisi üzerine bilgi toplamak amacıyla yapılan ilk sefer olarak kabul ediliyor. İçinde laboratuvar ve çeşitli bilimsel ekipmanların da yer aldığı HMS Challenger isimli İngiliz gemisi ile bilim insanları 4 yıl boyunca 70.000 mil yol katediyor. Araştırmacılar ilk okyanus derinlik haritalarını, akıntı ve sıcaklık haritalarını bu seyahat ile oluşturuyorlar ve yaklaşık 4.000 adet yeni canlı türü keşfediyorlar. Challenger seferinin en önemli ve ses getiren sonuçlarından biri de; yeryüzünün en derin noktası olduğu düşünülen Mariana Çukuru’nun keşfedilmesi.
Mariana Çukuru’nun keşif hikayesinin ardından, 1900’lerin başında çukurun derinliğini ölçmek için I.Dünya Savaşı’nda denizaltıların yerini belirlemek amacı ile kullanılan sonar (SOund NAvigation and Ranging) teknolojisi tercih ediliyor. Bu yöntem ile, suya ses dalgaları gönderiliyor. Belirli bir yüzeye çarpan ses dalgaları yansıyor ve geri dönüyor. Böylece ses dalgalarının gönderilmesi ve geri gelmesi arasında geçen süreye bakılarak sesin yansıdığı yüzeyin derinliği tam olarak hesaplanabiliyor. 1951 tarihinde ise Mariana Çukuru’nun en derin noktası olan Challenger Deep keşfedildi. HMS Challenger II isimli gemi echo-sounder ile Mariana Çukuru içinde yaklaşık 11 km’lik bir derinlik ölçtü. Geminin adına ithafen bu noktaya Challenger Deep ismi verilmiş.
İlginizi çekebilir;
Binlerce İnsanın Ölmesine Neden Olan Tarihteki En Büyük 11 Volkanik Patlama
Krakatoa: İnsanlık Tarihinde Duyulan En Yüksek Sesin Kaynağı Olan Yanardağ
Dünyanın Dört Bir Yanından Doğal Güzelliğiyle Büyüleyen 16 Park