Müslümanların kutsal kabul ettiği Ramazan ayı, 23 Mart itibarıyla başladı. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar, Ramazan ayı boyunca oruç tutacak. Sofralar kurulacak, sohbetler ve dualar edilecek, milyonlarca insan iftar ve sahur davetlerinde, yemek sofralarında bir araya gelecek. Ancak pek çok insana göre Ramazan ayının manevi havasıyla pek de bağdaşmayan bazı başka masalar da var. Ramazan ayının öteki yüzü; lüks iftarlar, gösterişli davetler ve şatafat, son yıllarda oldukça büyük bir tartışma konusu haline gelmiş durumda.
Yurdun dört bir yanındaki bazı restoranlar ve oteller hazırladıkları lüks iftar menüleri ve fiyatları ile şaşkınlık yaratıyor. Peki, bu lüks iftarlar, gösterişli davetler ve şatafat, Ramazan’ın manevi havasına ne kadar uygun? Siyer Vakfı Kurucusu Muhammed Emin Yıldırım bu hususta önemli açıklamalarda bulundu, detaylara birlikte bakalım.
Son yıllarda ortaya çıkan ve giderek yaygın hale gelen “lüks iftarlar” Ramazan ayının en önemli tartışma konuları arasında
Öte yandan ülkemizde bir süredir devam eden ekonomik kriz nedeniyle, vatandaşın iftar sofrası ile lüks iftar sofralarındaki makas da giderek açılıyor. Günümüzde oruç açma maliyetinin, binlerce lirayı bulduğu bazı otel ve restoranlar var. Peki, bu lüks iftarlar, binlerce liralık sofralar, ışıl ışıl masalar ve gösteriş, Ramazan ruhu ile ne kadar uyumlu? Siyer Vakfı Kurucusu Muhammed Emin Yıldırım bu konuda son derece önemli açıklamalarda bulundu.
Muhammed Emin Yıldırım, normal zamanda israf olan bir şeyin, Ramazan ayında da yapılmasının insana farklı bir mesuliyet yüklediği uyarısında bulunuyor
Yani özellikle Ramazan ayında gösterişten, lüks iftarlardan ve israftan uzak durmak konusunda, daha dikkatli ve özenli olmak gerekiyor.
Muhammed Emin Yıldırım’a göre bu Ramazan ayında ev davetlerinin maliyetleri bile deprem bölgesine yönlendirilmeli
Deprem nedeniyle binlerce insanımızın yaşamını kaybettiğini, milyonlarca insanımızın ise son derece zorlu şartlarda yaşam savaşı verdiğini hatırlayan Yıldırım konuyla ilgili olarak, “Yıkılan yuvalar var. Binlerce kardeşimiz şu anda çadırlarda, konteynerlerde. Değil otellerde ve lüks restoranlarda iftar yapmak, bu sene aile iftarlarının bile buralara kanalize edilmesi yönünde bir kanaatim var. İnsanlar, akrabalarına, arkadaşlarına evlerinde verecekleri iftar davetleri yerine ‘Bu yıl vereceğimiz daveti deprem bölgesine gönderelim’ diye bir hassasiyet duymak zorunda.” ifadelerini kullanıyor.
Yıldırım’a göre pahalı restoranlardaki lüks iftarlar ramazan ruhuna uygun değil
Yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle herkesin daha fazla hassasiyet göstermesi gerektiğini belirten Yıldırım’a göre otellerde ve lokantalarda gösterişli ve pahalı iftarlara katılmak, ramazanın ruhuna uygun bir şey değil. Hele de ülkece deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalıştığımız şu günlerde. Yıldırım bu konu hakkında “Bütün kardeşlerimizin buna ciddi bir biçimde dikkat etmesi gerekiyor. Ramazan bize birçok şeyi öğrettiği gibi israf meselesini de öğretir. İsrafın, infaka dönüşmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu manada bir hassasiyetle hareket etmek hepimizin üzerinde vicdani, insani ve İslami bir sorumluluktur.” ifadelerini kullanıyor.
Muhammed Emin Yıldırım, ibadetlerde şekil ile ruhun birleştirilmesi gerektiğini ifade ediyor
Yıldırım, ibadetin “şekline” önem verilip ruhu öldürüldüğünde, ruhsuz bir ibadetin ortaya çıktığını dile getiriyor. Orucun ruh ve irade terbiyesine yönelik bir ibadet olduğunun dile getiriyor. Yıldırım, ibadetin ruh ve irade terbiyesine yönelik bölümü dışarıda bırakılıp, ibadetin şeklen yerine getirildiği durumlarda, kişinin yanına kâr kalacak tek şeyin “açlık” olduğunu söylüyor.
Kaynak: 1