Leyla Erbil ve Tezer Özlü, edebiyat tarihimizin en önemli kadın yazarları olarak var oldular. Eserleri ve dönemleri üzerinden yazıya kattıkları her şey sonraki dönemlerde de sıkça okundu ve okurunu buldu. Kendi dünyalarını edebiyatla birleştirdikleri her yeni eserde biraz daha büyüdüler, anlaşıldılar ve yazmaya devam ettiler.
Dostlukları da tıpkı edebiyata yaklaşımları gibi gerçekti. Öyle de devam etti ve aralarındaki mektuplar pek çok açıdan hayallerini de gerçeğe dönüştürdü. Anlatmış olmanın verdiği güzellik, aslında sonuçtan ziyade sürecin kendisini olumluyordu. Yazmak eylemi, bir yaşam yoğunluğu olarak ellerindeydi ve yaşadıkları kadar da yazdılar, hiç vazgeçmediler.
Leyla Erbil, Tezer Özlü ile birlikte içinden geçtikleri dünyaya dair kurdukları hayalleri anlatırken, sanki tüm bunlar gerçek olmuş gibi umutluydu. Mektupları bunun en güzel kanıtı diyebiliriz.
Sizler için alıntıladık…
“Tezer Özlü ile iki konuda birbirimize söz vermiştik. İlki evlilik kurumunu, kocaları, daha çok eşlerimizi anlatacak birer roman yazmaktı…”
“Ben bu sözü ‘Mektup Aşkları’yla yerine getirmeye çalıştım. Yazık ki Tezer kendininkini yazmaya fırsat bulamadan, benimkini de göremeden hayata veda etti…”
“Hepimizin hayatında karşılaşmaktan, dostluk etmekten pişmanlık getirdiğimiz insanlar olmuştur. Hayatımızı güzelleştiren karşılıklı olarak yüreklerimizi değiştirdiğimiz insanlar da…”
“Tezer Özlü benim yaşamımda, ne şanslıyım ki sayıları pek de az sayılamayacak derin dostluklar kurabildiğim bir kişi olarak yerini aldı…”
“Tıpkı Sait Faik, Kemal Tahir, Ahmet Arif, Fikret Ürgüp, Edip Cansever, Metin Eloğlu, Nermin Menemencioğlu, Turhan Sonuç, Sevim Burak ya da bugün hayatta olan ünsüz başka dostlar…”
“Sevim Burak’ın sonunda beni düşman gibi görmesine aldırmıyorum zira artık dostunu düşmanımdan ayırt edemeyecek duruma gelmiş ya da getirilmişti…”
“Özverinin, kardeşlik duygusunun silinip, kullanmanın, çıkar ilişkilerinin egemen olduğu bir dünyada dostlar olmadan ne yapardık bilemiyorum…”
“Mektuplar insanın bir başka yüzünü açığa çıkararak edebiyat dünyasına daha sıcak bir tat sunar. Tezer’in taşkın duyarlılığından kaynaklanan yergi ve övgülerdeki coşkuyu da bu mektuplarla yaşayacaksınız…
“Gerçi Tezer Özlü, okurlarıyla arasındaki uzaklığı, resmiyeti yok edebilmekte, adeta yeni bir yazar ahlakı sergilemekte eşsizdi…”
“Gene de onunla karşılaşma şansına erişememiş okurların, yazarın mektuplarıyla onu daha çok sevip kucaklayacaklarına, dünyalarının zenginleşeceğine, dağarcıklarının ağırlaşacağına inanıyorum…”
“Öyle sanıyorum ki Tezer de bunun bilincindeydi; ısrarla, ‘Mektuplarımızı bir gün mutlaka yayımlamalıyız Leyla…’ derken bence biraz da yakınlaşmakta olan sonu sezmiş ve kendini değil gene okurlarını, insanları düşünmüştü…”
Kaynak: 1