Bir zamanlar peluş oyuncaklar sadece çocukların ilgi alanına girerdi; pembe tavşanlar, sarı ördekler, kucaklanmak için yaratılmış pofuduk ayıcıklar… Ama zaman değişti, kurallar yeniden yazıldı ve sahneye minik bir asi çıktı: Labubu! Evet evet, yanlış duymadınız. Şu ufak tefek, sivri kulaklı, bazen dişleri dışarı fırlamış gibi duran, tatlı mı tatlı ama bir o kadar da garip olan Labubu’lar… Onlar artık sadece raflarda değil, yetişkin kadınların çantalarında, ofis masalarında, hatta Instagram postlarının başrolünde! Peki bu minik goblin neden herkesin aklını başından alıyor? Neden otuzlarında, kırklarındaki kadınlar bu küçük yaratığa saatlerce bakıyor, koleksiyon peşinde koşuyor, hatta bazen bir tanesi için küçük bir servet ödüyor? Çünkü bu sadece bir oyuncak değil, bir fenomene dönüşmüş duygusal yolculuk! Hazırsanız, minik bir goblinin nasıl olup da dev bir kültürel ikon haline geldiğini, Labubu’nun kadınların kalbinde neden bu kadar özel bir yere sahip olduğunu birlikte keşfediyoruz.
Yetişkin kadınlar neden Labubu bebeklere takıntılı?
Farkında mısınız bilmiyoruz ama minik bir goblin karakter olan Labubu, resmen ortalığı kasıp kavuruyor! Hem de sadece çocukların değil, yetişkin kadınların da gönlünü fethederek! Peki ama nedir bu minik yaratığı bu kadar özel kılan?
Asya’dan dünyaya: Labubu efsanesi
Labubu aslında Hong Konglu sanatçı Kasing Lung tarafından yaratılan “The Monsters” adlı sevimli ve tuhaf karakterler ailesinin bir üyesi. Yani bu minik yaratık, bir nevi Hello Kitty, Sonny Angel ya da Monchichi gibi ikonik Asya karakterlerinin modern temsilcisi. Ancak Labubu, diğerlerinden biraz farklı… çünkü bir karakterden çok bir kültür sembolü haline geldi.
“Kör Kutu” deliliği ve koleksiyon çılgınlığı
Labubu’lar, Pop Mart adı verilen mağazalarda kör kutular içinde satılıyor. Ne demek bu? Hangi karakteri aldığınızı önceden bilmiyorsunuz. Kutuyu açana kadar tamamen sürpriz! İşte bu yüzden, insanlar istedikleri Labubu’yu bulmak için tekrar tekrar satın alıyor. Hatta bazen mağaza önünde sabahlayanlar, nadir bir bebek için birbirine girenler bile oluyor!
Bu tatlı görünümlü figürlerin fiyatı normalde yaklaşık 17,50 £ civarında. Ama nadir olanlar? Evet, 1.500 £ gibi uçuk rakamlara alıcı bulabiliyor!
Çünkü bir Labubu taşımak, artık sadece “şirinlik” değil; bir statü sembolü. Tıpkı geçen yıl herkesin bir renkte Stanley kupasıyla gezmesi gibi, bugünlerde çantanıza taktığınız Labubu, sizin trendleri takip ettiğinizi, zevkinizi, hatta Instagram algoritmanızla barışık yaşadığınızı anlatıyor. Bir nevi moda diliyle “Ben buradayım!” demek.
Ama mesele sadece şıklık değil. Labubu, birçok kadın için aidiyet duygusu sunuyor. Nadir bir karakteri çantasında taşıyan biriyle tanışırsanız, hemen ortak bir konu buluyorsunuz. Yani bu bebekler, bağ kurmanın minik, sevimli araçları aslında.
Labubu çılgınlığına sadece sıradan insanlar değil Rihanna, Dua Lipa ve Lisa (Blackpink) gibi yıldızlar da kapılmış durumda
Rihanna, litchi berry Labubu’sunu Louis Vuitton çantasına takıyor. Dua Lipa ise Japonya seyahatinde Hermès Birkin çantasını gri beyaz bir Labubu’yla süsledi. Bu sadece moda değil, bir ifade biçimi.
Bu trend o kadar büyüdü ki, Miu Miu, (di)vision gibi moda markaları koleksiyonlarına Labubu benzeri figürleri aksesuar olarak eklemeye başladı
Danimarka Moda Haftası’nda peluş oyuncaklarla kaplı bir palto bile podyumdaydı! Moda artık sadece kıyafet değil; çantanın ucuna taktığınız minik figürle bile mesaj veriyorsunuz.
Sadece süs değil, kişilik yansıtıcı
Labubu’nun gücü, kadınların kendilerini ifade etmelerine yardım etmesinde yatıyor. Amanda Marcuson adında bir çanta aksesuar tasarımcısı diyor ki:
“Çantama Kermit Kurbağa taktığım için biri dalga geçti ama ben ‘Bu sınırlı sayıda bir Kermit, haberin var mı?’ dedim.”
Evet, o minik figür aslında kişiliğinizin dışa vurumu. Birinin 15.000 sterlinlik Birkin çantasına Labubu takması hem samimi hem de ironik!
Düşünün; elinizde 2.000 sterlinlik (yaklaşık 80 bin TL!) bir Goyard çanta var ve siz bunun üzerine kocaman bir Labubu bebek çizdiriyorsunuz. “Yok artık!” diyorsunuz belki ama gerçekten yapan var!
Sanatçı Michele Sobel, müşterilerinden öyle talepler alıyormuş ki; kimi çantasına Jellycat tavşanlarını çizdiriyor, kimi Louis Vuitton çantasına elinde Diet Coke tutan Labubu resmi istiyor. Yani insanlar lüks çantalarını bile bu sevimli dostlarla süslemek istiyor!
Labubu’yu diğer peluşlardan ayıran ne peki?
Hani Squishmallow’lar var, Jellycat peluşları var; yumuşacık, minnoş, öyle “aa ne tatlı” dediklerimiz… Labubu öyle değil. Küçük canavar gibi; minik ama şeytani bir bakışı var. Ve belki de tam da bu yüzden seviliyor. Çünkü artık klasik sevimlilik insanlara yetmiyor. Sevimli ama aynı zamanda karakterli, biraz asi ve “Ben buradayım!” diyen şeyler aranıyor.
Chuo Üniversitesi’nden sevimlilik üzerine çalışan Profesör Joshua Dale diyor ki:
“İnsanlar klasik ‘tatlılık’tan sıkıldı. Labubu gibi biraz korkutucu ama yine de şirin karakterler onlara daha ilginç geliyor. Hatta bu yaratıklar sanki size bir şey söylemek üzereymiş gibi… Belki biraz da saldıracakmış gibi!” Ama işin güzel tarafı şu: Bu bebekler aslında “mutluluk jeneratörü”! Yani onlara baktığınızda iyi hissediyorsunuz. Stresiniz azalıyor, kalbiniz yumuşuyor.
Yetişkinlerin Labubu bebeklerine sarılması, aslında biraz kendini rahatlatma yöntemi
Sizin için önemli olan o minik figürü çantanıza asmak, masanıza koymak, iş yerinde yanınızda taşımak bir tür “kendi kendine terapi” gibi.
Ve evet, Japonya’da bunu erkekler de yapıyor. Takım elbise giyen bir iş adamının çantasından tavşan anahtarlık sarkması kimseyi şaşırtmıyor. Çünkü orada artık bu sevimli aksesuarlar, tıpkı futbol forması giymek gibi bir “kişisel ifade” biçimi olmuş durumda.