İnsanlığın, zulmü dur durak tanımıyor. Özellikle de bizler kadar yaşama hakkına sahip olan ‘hayvanlara’ karşı.
Daha önce sizlere 60 yıl boyunca yalnız yaşamaya mecbur edilen dünyanın en üzgün fili Hanako’nun hikayesinden bahsetmiştik. O da tıpkı, şimdi hikayesini aktaracağımız zavallı kutup ayısı Arturo gibi, acıyla yaşama veda etmişti. Ve ikisinin de ölüm sebebi aynı: İnsanlar.
İşte bu insanlık suçuna ortak olmamak için özellikle okumanızı tavsiye ettiğimiz Arturo‘nun acı dolu hikayesi.
Arturo, -evrimi gereği- yaşamı, buzullarla dolu okyanuslarda geçmesi gereken bir kutup ayısı
Ama o Amerika’da dünyaya geldikten sonra yıllarca oradaki hayvan hapishanelerinde kaldı ve son 23 yılını da Arjantin’deki Mendoza Hayvanat Bahçesi(!)’nde geçirdi
Arturo’nun kaldığı hapishanenin sıcaklığı zaman zaman 40 dereceyi buluyordu; serinlemesi içinse sadece 50 cm derinliğinde bir su birikintisi vardı
Üstelik yaşamı boyunca genelde yapayalnızdı; tek arkadaşı olan Pelusa’yı da dört sene önce kanserden kaybetti
Hayvan hakları savunucuları, Arturo için çeşitli kampanyalar başlattılar; onu en azından Kanada’da daha serin bir hayvanat bahçesine aldırmak istediler ama…
Mendoza hayvanat bahçesi yetkilileri, bulunduğu yere sayısız turist getiren Arturo’yu bir türlü serbest bırakmadı
Ve son zamanlarda psikolojisi iyice bozulan Arturo,’nun acıyla geçen yaşamı, ne yazık ki ‘delirerek’ son buldu
Bu, zavallı Arturo’nun son zamanlarına ait bir video… İzlemeye dayanabilir misiniz bilmiyoruz-
Arturo, mutsuzluklarla geçen 30 yılın ardından “delirerek” öldü. Hem de yaşamı boyunca doğal ortamından uzaktı. Hayvan hakları konusundaki duyarlılığın artmasıyla birlikte kapatılan birçok hayvan hapishanesi olsa da, görünen o ki, gözünü para hırsı bürümüş kişi ve kurumlar, hayvanlara zulmetmeye devam ediyor.
Lütfen, hayvanat bahçelerinin aslında birer hayvan hapishanesi olduğunu ve her canlının -en azından- kendi doğal ortamında yaşamayı hakettiğini unutmayın.