Geçtiğimiz haftalarda Bitlis Adilcevaz’da iki çocuk sokak köpeklerinin saldırısına uğramış ve bir çocukta kuduz vakası tespit edilmişti. Bu olaydan sonra çocuklarla aynı bölgede yaşayan 36 kişinin daha köpeklerin saldırısına uğradığı ortaya çıkmıştı. Ancak kuduz vakası kamuoyuyla paylaşıldıktan sonra hastalıkla ilgili birçok yanlış bilgi sosyal medyada dolaşmaya başladı. Peki kuduz virüsü nedir, kuduz belirtileri nelerdir? Detaylara birlikte bakalım.
Merkezi sinir sistemini enfekte ederek beyin ve omuriliğe saldıran kuduz, %99 ölüm oranıyla tarihin en ölümcül hastalıklarından biri
Kuduz hastalığına, Lyssavirüs ailesinden bir RNA virüs grubu yol açıyor. Bilim insanları, Lyssavirüslerin milyonlarca yıl boyunca yarasalar aracılığıyla evrimleştiğini düşünüyor.
Hastalık tükürük yoluyla, çoğu zaman enfekte bir hayvanın ısırmasıyla bulaşıyor. Çünkü bu virüs, canlıların hücrelerine yerleşebilmek için açık yaraya ihtiyaç duyuyor
Antarktika kıtası hariç hemen hemen dünyanın her yerinde kuduz virüsüne rastlamak mümkün. Lyssavirüslerin varyantları, dünyadaki farklı hayvan türlerinde görülüyor. Bu varyantların tümü de insanlarda ölümcül bir hastalığa neden olabiliyor. Kuduz hastalığı ise lyssavirüslerin en yaygın görülen enfeksiyonlarından biri.
Kuduz kaynaklı ölümlerin yüzde 95’i, insanların sağlık kuruluşlarına ve aşıya erişemediği Afrika ve Asya kıtalarında meydana geliyor
Uzmanlara göre yılda yaklaşık 59 bin kişi kuduz nedeniyle hayatını kaybediyor. Ancak gerçek rakamın çok daha yüksek olduğu düşünülüyor. Yılan ve kertenkele gibi hayvanlar bu virüsü taşımıyor. Fakat herhangi bir memeli bu virüsü taşıyor olabilir. Kuduz, çoğu zaman köpeklerden insanlara bulaşıyor. Bununla birlikte yarasalar, rakunlar, tilkiler, kediler ve kokarcalar da virüs bulaştırma riskine sahip.
Kuduz aşıları erken müdahalede hayat kurtarıcı olsa da hastalığın bilinen bir tedavisi yok. Yani aşıların olması hastalığın tedavi edilebileceği anlamına gelmiyor
Bu nedenle bir hayvan tarafından ısırıldıktan ya da tırmalandıktan sonra hemen hastaneye gidip aşı olmak gerekiyor. Aşılardaki antikorlar sayesinde virüs beyne ulaşmadan nötralize ediliyor. Kuduz belirtileri ise virüsün beyni enfekte etmesinin ardından başlıyor. Bu nedenle erken müdahale son derece önem taşıyor.
Uzmanlara göre kuduz belirtileri ortaya çıktıktan sonra hastalıktan kurtulmak pek mümkün değil
Yaygın inanışların aksine aşılı olan hayvanlar tarafından ısırılan kişilerin de derhal doktora gitmesi gerekiyor. Hastalığın en temel bulaş yolu tükürük. Enfekte bir hayvanın dışkı, idrar ve kanından kuduz bulaşmıyor.
Enfekte olmuş bir hayvanın tükürüğü halihazırda var olan yaralarla temas ettiğinde de virüs bulaşabilir. Öte yandan hayvanlar patilerini yaladıkları için tırmalama yoluyla da hastalık bulaşabilir. Şimdiye kadar doğrulanmış bir vaka olmasa da insandan insana da hastalık bulaşabilir. Bu nedenle enfekte olmuş bir birey tarafından ısırılan ya da tırmalanan kişilerin hastaneye başvurması tavsiye ediliyor.
Kuduz hastalığının; kuluçka, prodrom, akut nörolojik ve koma olmak üzere 4 aşaması bulunuyor
Semptomların henüz ortaya çıkmadığı dönem kuluçka olarak isimlendiriliyor. Çoğu zaman 2-3 ay süren bu dönem, virüs yüküne ve yaranın hangi bölgede olduğuna göre değişim gösteriyor. Örneğin yara beyin bölgesine yakınsa semptomların ortaya çıkma süresi kısalabiliyor. Bu nedenle kuluçka dönemi 1 hafta ile bir yıl arasında değişebiliyor.
Prodrom dönem hastalığın başladığı anlamına geliyor. Bu aşamada baş ağrısı, ısırılan bölgede rahatsızlık hissi, mide bulantısı, boğaz ağrısı ve öksürük görülebiliyor.
Akut nörolojik dönemde; nefes alma zorluğu, ağızda köpürme, kafa karışıklığı, saldırganlık, kasılmalar, su korkusu, boyun kaslarının sertleşmesi, halüsinasyonlar, ışık hassasiyeti ve erkeklerde kalıcı ereksiyon gibi belirtiler görülebiliyor.
Hastalığın son aşamasında ise enfekte olmuş bireyler komaya giriyor. Ortalama 3 gün içinde de hayatını kaybediyor. Bu nedenle ısırıldıktan ya da tırmalandıktan hemen sonra aşı yaptırmak çok büyük önem taşıyor.
Enfekte olan bireyler, virüsün yol açtığı kısmi felç nedeniyle yutkunamıyorlar. Bu da hastalarda su korkusuna neden oluyor
Çünkü hasta yutkunmaya çalıştığında boğazında oldukça yoğun spazmlar yaşanıyor. Öyle ki su içme düşüncesi bile bu kasılmaları akla getirdiği için kişi sudan korkmaya başlıyor. Virüsle enfekte olan tüm canlıların ağzında tükürük birikmesinin en temel nedeni de bu yaşanan spazmlar.
Özetlemek gerekirse kuduz hastalığının bilinen bir tedavisi bulunmuyor. Bu nedenle ısırıldıktan sonra virüsü nötralize edebilmek için en kısa sürede aşı olmak gerekiyor.
Kaynak: 1