Orta Doğu’nun başta insan hakları olmak üzere birçok tartışmanın odağında fazlasıyla yer almayı başaran Suudi Arabistan, bir kez daha dikkat çekti. Özellikle son beş yıllık süreçte küresel ölçekte gündeme gelecek eylemlere ve haberlere sahne oldu. Prens Selman ise ortaya atılan iddialar bakımından bir kez daha adından söz ettirmeyi başardı.
Suudi Arabistan, son iddiayla birlikte bir süre daha gündemde kalacak gibi duruyor çünkü Kral Selman olarak bilinen Selman bin Abdülaziz el-Suud’ın öldüğü öne sürülüyor. Geçen cuma akşamı hanedan üyelerinin tutuklanmasının ardından ayyuka çıkan bu iddialar ne anlam taşıyor? Kral Selman öldü mü?
“Kral Salman’ın öldüğü iddiası
Kral Salman, ilerleyen yaşı ve hastalığı nedeniyle göz önünde tutulan bir isim. Kendisinin herhangi bir açıklamada bulunmaması çok ilginç bir tablo yarattı. Ancak daha da ilginci dün gece saatlerinde ülkenin sınırlarının kapatılma emrinin çıktı ve Prens Ahmet olarak bilinen Ahmet bin Abdulaziz ile bir önceki Veliaht Prens Muhammed bin Nayif gibi önemli isimler tutuklandı. Üstelik bu tutuklamalar, bizzat Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın emri üzerine gerçekleşti. Gerekçe ise darbe hazırlığında bulundukları iddiası ve “vatana ihanet” suçlaması. Taht kavgalarının önüne geçmek ve bu sayede rakiplerinin elemek istediği belirtilen Prens Selman’ın, sürecin işleyişinde zaman kaybetmek istemediği için ivedilikle aksiyon aldığı öne sürüldü. Wall Street Journal gibi ABD kaynaklı bazı basın yayın organlarının yanı sıra birçok Arap kanalında da kendine yer bulan haberin detaylarında Prens Selman’ın gücünü pekiştirdiği ve etkisini derinleştirdiği vurgulandı.
Prens Selman yönetimdeki tek seçenek olmak zorunda
Henüz resmi bir açıklamanın gelmemesine rağmen öldüğüne kesin gözüyle bakılan Kral Selman’ın yerine oğlu Prens Selman’ın geçmesi an meselesi. Bunun birçok sebebi olduğu gibi Prens Selman’ın, ABD Başkanı Donald Trump’la yakın ilişkide bulunmayı seven bir isim olduğunu söylemek konuyu aydınlatması için yerinde bir bilgi olabilir.
Ayrıca hem ABD hem de Suudi Arabistan için de önem taşıyan Arabic American Oil Company (ARAMCO) şirketinin 2 trilyon dolarlık değeri, yönetimde olması muhtemel farklı seçeneklerin elenmesini gerektiriyor. Dolayısıyla 33 yaşındaki Prens Selman, tahtın sahibi olmak zorunda. İşte olası adayların ve bu adayların etkin olduğu devlet kurumlarındaki birçok kamu çalışanı da, hala süren operasyonlarda tutuklanıyor.
Kral Selman abisinin yerine tahta geçti
Başkent Riyad’da 48 yıl boyunca valilik yapan ve o dönemde Prens unvanı taşıyan Selman bin Abdülaziz el-Suud, abisi kral Abdullah’ın 2015’te ölmesiyle tahtın yeni sahibi oldu.
Suudi Arabistan: Babadan oğula…
Kral Selman, gelir gelmez ilk iş olarak oğlu Muhammed bin Selman’ın hızlı yükselmesini sağlayacak adımlar atmayı uygun buldu. Prens Selman, Kral Selman’ın verdiği emir sonrasında Savunma Bakanı oldu.
Suudi Arabistan Veliahtı Prens Selman Yemen’deki iç savaşa müdahale etti ancak başarılı olamadı
Kral Selman tarafından ülkenin Savunma Bakanı olarak görevlendirilen oğul Selman’ın İran ile dalaşmak istediğini belli etti. Adeta bunu kanıtlamak istercesine Yemen’deki iç savaşa müdahil oldu. Fakat Prens Selman’ın müdahalesine karşın iç savaş sürecinin sonunda gelen başarısızlık, kendisinin eleştirilmesine de zemin hazırlamıştı.
Prens Selman tarafından açıklanan Suudi Arabistan 2030 Vizyonu
Suudi Arabistan 2030 vizyonu olarak açıklanan kalkınma planını 2016 yılında açıklayan Prens Muhammed bin Selman, sadece petrole dayalı gelirin ülkesi için uzun vadede faydalı olmayacağının farkında. Bu nedenle de farklı seçeneklerin üretilmesi gerektiğini henüz yakın tarihlerde belirtmişti. Açıklanan vizyonla petrole olan bağımlılığı azaltmayı hedefleyen Prens Selman’a bu noktada yönelen eleştiriler ise projede gerçekçi bir yol haritasının olmaması ve hedeflerin gerçeklerle uyuşmaması.
Suudi Arabistan darbeye sahne oldu: Prens Selman ve 2017 Saray Darbesi
Veliaht Prens Selman, gün geçtikçe yetkisini artırmakla birlikte bazı kesimlerce halkla ilişkiler projesi olarak değerlendirilen bir dizi reform hareketlerine girişmişti. Bu reformist adımlar, diğer bir kesim tarafından olumlu karşılandı. Prens’e destek veren bu kitleye göre zamanın şartlarına uyum sağlamak ve buna bağlı olarak toplumsal gelişim sağlama çabası olumluydu ve desteklenmeliydi. Kadınların otomobil kullanma yasağının ortadan kalkması, kültürel ve sanatsal faaliyetlerin yaygınlaşmasını gibi eylemler, bu anlamda dikkat çekici girişimlerdi.
Tarihler 2017 yılını gösterdiğinde Veliaht Prens Selman, aralarında kraliyet üyelerinin, şeyhlerin, polis müdürlerinin de bulunduğu birçok isme operasyon yapılması için emir vermişti. Bu emirle tutuklananlar arasında geçen cuma gecesi gerçekleştirilen operasyonda yeniden tutuklanan İçişleri eski Bakanı ve bir önceki Veliaht Prens Muhammed bin Nayif de bulunuyordu.
Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin arkasında Prens Selman mı var?
18 Eylül 2018 tarihinde ülkesinden kaçan ve Türkiye’ye yerleşen gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın sıkı bir Prens Selman muhalifi olduğu biliniyordu. Kaşıkçı, Prens Selman ve onun eylemlerinin tartışıldığı bir dönemde, 2 Ekim 2018 tarihinde İstanbul’da bulunan Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda ortadan kaybolmuştu. Cinayetin ortaya çıkmasıyla gözlerin çevrildiği Selman ve devlet yetkilileri olayla ilgili ileri sürülen “cinayet” iddialarını reddetmiş ancak Prens Selman, olayla ilgisinin olmadığını yinelese de ülkenin yönetiminde söz sahibi olduğunu belirterek sorumlunun kendisi olduğunu beyan etmişti.
Muhammed bin Nayif oyun dışı kaldı
Demokratik olmayan yapısı nedeniyle oldukça ciddi biçimde tartışılan Suudi Arabistan, taht kavgalarının da çıkması için elverişli şartlar barındırıyor. Her an darbe, politik cinayet ve benzeri olayların beklendiği ve bu olayların yaşanmasıyla şaşkınlık yaratmayan ülkede iki gün önce bir operasyon daha yapıldı ve Prens Selman’ın 2017 Saray Darbesi’yle ev hapsinde tutulan eski Veliaht Prens Muhammed bin Nayif, tekrar tutuklandı. Nayif, ülkenin karanlık işlerindeki önemli aktörler arasında yer almasıyla tanınıyor. Ancak bir iddiaya göre Prens Nayif, Prens Selman gibi ABD ile içli dışlı değil. Bununla birlikte ilaç kullanımının olmasına karşın yine de olası bir darbede rol alma ihtimali nedeniyle oyun dışı kalması gerekiyor.