Aşktan yana şansım yok
Ağlıyorum derdim çok
Aşkımı kaybetmişim
Sordum sordum bulan yok…
Bu dörtlüğü bilen durmaz hemen eşliğe başlar; çünkü Erkin Baba’nın efsane şarkısı, kaybolan aşkı en saf ve temiz bulma çabasını anlatır. Bu şarkıda herkes kendi kalp kırıklıklarını, sevip de kavuşamamayı hatırlar. İşte bu aşk acılarından birinin, şarkının sözlerine kadar yerleşmiş unutulmaz bir öyküsü var.
Çöpçüler’in sözleri hakkında çok yazıldı çizildi. Biz de geçenlerde elimize geçen bir kitapta şarkının sözlerine dair hayli enteresan bilgilere rastladık. Önce şarkı hakkında en çok tekrarlanan mitlere sonra da bizim de en akla yatkın bulduğumuz Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne kadar uzanan gerçek hikayesine değinelim dedik.
Şarkı efsane, hikaye efsane olunca, görseller de efsane film Çöpçüler Kralı’ndan gelsin
Bilirsiniz Çöpçüler’de sıra nakarata gelince sesler daha bir gürleşir: Kör olası çöpçüler, aşkımı süpürmüşler! Peki nedir bu şarkının gizemli hikayesi?
Kulaktan kulağa yayılan şehir efsanesi, No: 1
Şarkının sözleri hakkında en çok tekrar edilen mevzu bir polis ve uyuşturucu baskını üzerinedir. Buna göre polis bir eve esrar baskını düzenler. Evdekiler baskını haber alır ve gazete kağıtlarına sardıkları zulayı camdan aşağı atarlar. Baskından sonra hızla aşağı inip baktıklarında çöpçülerin kaldırımı süpürüp gittiklerini görürler. Efsaneye göre şarkıda geçen aşkın süpürülme olayı, zulanın süpürülüp gitmesidir.
Şarkı çok sevilince mitlerin ardı arkası kesilmez, No: 2
Biraz daha gerçekçi gibi duran diğer bir hikaye “Sokak çocuğu Ali” rumuzuyla bilinen bir inkılap tarihi hocasına aittir. Balıkesir tren garının yakınlarındaki parkta tren bekleyen hoca, yerde biten bir aşka dair mektuplar bulur. Gün henüz ağırmakta, çöpçüler de yerleri süpürmektedir. Biten aşk, çöpçüler, tren ve gün ağırması gibi romantik göndermelerden etkilenen hoca bu şarkıyı yazar. Şarkı bir şekilde Erkin Baba’ya ulaşır ve bugünlere gelir.
Sürekli bir dumana bağlama hali, No: 3
Daha basit bir söylentiye göre şarkının sözleri sigara almaya para bulamayan birinin sokakta izmarit aramasına dayanır. İçecek bir izmarit dahi bulamayan adamın çöpçülere gider yapmasından çıkmıştır şarkının sözü.
Bu görsel Kapıcılar Kralı filmindendir
Bir rahat bırakmadınız Ali’yi, No: 4
Sokak çocuğu Ali bu sefer de çocuk tacizinden içeri girip çıkmış bir elemandır. Bi olay üzerine polislerden kaçarken, üzerinde taşıdığı uyuşturucuyu sokakta bir yere saklar. Polislerden kurtulduğunda, sakladığı yere geri döner ama koyduklarını bulamaz. Şarkıdaki “Ben düştüm ateşine” kısmının bu bağımlılığına veryansın etmek olduğu söylenir. Sıkı durun, şahsımız bu sefer bir tarih öğretmeni değil, şu anda Samsun’da imamlık yapan bir kişiye dönüşmüştür.
Şarkı hakkında en vurucu hikaye ve gizemli kanıtı, No: 5
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde psikiyatr olan Cemal Dindar’ın orada yatan hastaların günlüklerinden ve şiirlerinden derlediği şahane bir kitaptır bu.
“Bir akıl hastanesinin hatıra defteri NAL” isimli kitaptaki NAL, o dönem hastalara direkt verilen üç ilacın baş harflerinden gelir: Norodol – Akineton – Largactilin. Kitaptaki bilgilere göre dönemin ilaç kartelleri ve kimi ruhsuz doktorlar bu harfleri kelime haline getirmişlerdir. Hastaların huzursuz hallerine karşı ilacı kast ederek “Nalla gitsin şunu” denmektedir.
Çöpçüler şarkısının çıktığı hastane aşkın yaşayan tarihi gibidir
Hastaneyi sadece kimi ruhsuz doktorlarla anmak elbette büyük haksızlık olur. Zamanında Türkiye’nin en gelişmiş, modern ve yenilikçi kuruluşlarındandır Bakırköy. Hastalara rehabilitasyon için sanatsal etkinlikler düzenlenmekte ve ortaya sıra dışı işler çıkmaktadır. Bu etkinliklerden sıyrılan bazı şiirler 1961 – 1964 yıllarında hastanede görevli öğretmen Bedia Tuncer Hanımefendi tarafından “İnilti” adlı bir kitapta toplanır. Şiirlerden biri hayli etkileyici bir aşk hikayesine ses eder.
Aşkımın şiddetinden koptu gönlüm freni, doktor beni sanıyor hâlâ şizofreni
Hastanedeki etkinliklerden bu cümle gibi zihin yakan bir espri ve ironi anlayışına sahip dizeler çıkmaktadır. İşte bu şiirlerden biri de 33 B servisinden N.C. adlı hastaya aittir.
Çöpçüler’in en duru hali: Aşkımı Düşürmüşüm
Akıl hastanesiyle ilgili kitaplardan bir diğeri Dr. Lâtif Ruhşat Alpkan’a ait olan “Bakırköy Akıl Hastanesi’nden Anılar”dır. Çöpçüler’in sırrı bu ikinci kitapta gizlidir. Burada da Bedia Tuncer’in derlemesi “İnilti” kaynak gösterilir. N.C.’nin şiiiri şöyledir:
Şarkı söyledim hece hece
Fazla içtim de dün gece
Caka yaparken sokaklarda
Aşkımı düşürmüşüm
Sabahleyin adım adım
Yolları hep aradım
Kör olası çöpçüler
Aşkımı süpürmüşler
Fakat ne zararı var
Bir kopyası, o da kızda var
Hakkımı ararım yine
Gider belediye reisine
Derim senin işgüzar çöpçüler
Aşkımı süpürmüşler
33 B Servisinden N.C.
Sen ne şahane bir insanmışsın 33 B Servisinden N.C.
Bu sözler, tıpkı Kemal Sunal’ın, Çöpçüler Kralı’nda Ayşen Gruda’ya yaktığı hisli nameler etkisinde değil de nedir? N.C.’nin tüm saf duygularıyla şiirini hislendirirken olayı birden belediye reisine kadar götürmesi, şikayetini basıp da “Aşkımı Süpürmüşler” demesi, Erkin Baba’nın şarkısına en sıkı denk gelen ruh hali değil de nedir?
Çöpçüler şarkısının sözlerine dair bizce en sağlam kanıt bu şiirdir. Erkin Koray’ın şarkısının sözlerini yazan Ali Toprak, belli ki olsa olsa bu şiirden hayli etkilenmiştir; çünkü N.C.’nin yazdığı “Aşkımı Düşürmüşüm” şiiri Çöpçüler’in yazıldığı tarih olan 80’lerden çok daha geriye 60’lara tarihlenmektedir.
Bonus: Bakırköy’ün filozof şairi, Üsküdar sevdalısı R.G.Ö
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesi (Bakırköylüler için sadece hastane) ve orada yaşanan olaylar, düzenlenen etkinlikler ve hastaların yazdıkları şiirler arasında efsaneleşen bir diğerini atlarsak olmaz.
Aşkımın şiddetinden koptu gönlün freni!…
Doktor beni sanıyor hala şizofreni!…
Üsküdar taburculuk hasretiyle derinden
Kalbimi hoplatıyor bakırköy’ün treni!…
Ta uzaktan marmara aşkla çekiyor beni
Hayretle karşılarım beni deli göreni
Taburcu olmak için kullanmalı dümeni
Aşkımın şiddetinden koptu gönlün freni
Doktor beni sanıyor hala şizofreni.
…
Hastaneyle ilgili kitapların bazısında hastaların adı gizlidir bazılarında değildir. R.G.Ö, konuyla ilgili yazılmış diğer kitaplardan, 90’larda çıkan Şizofrengi dergisinden ve Bakırköy’e sevdamızdan bildiğimiz Recep Güngör’dür.
“Üsküdar gözümde tütüyor burcu burcu, artık beni edin taburcu” çılgın mısrası da Güngör’e aittir. Üstteki hastaneden kaçış fotoğrafı gerçek bir fotoğraftır, Güngör’e mi aittir bilemiyoruz. Ancak 1993’de Güngör’ün de firar ettiğini biliyoruz. İsterdik ki Güngör, hastanenin Ataköy tarafındaki duvardan kaçmış, meydana kadar yürümüş, trene atlayıp Sirkeci’ye, oradan da çok sevdiği Üsküdar’ına kavuşmuş olsun. Maalesef Recep Güngör Öztolon kaçtıktan birkaç gün sonra hastaneye acı haber ulaşır. Güngör, Eyüp’te bir otomobilin altında kalarak yaşama veda etmiştir.
Bonus 2: İnilti
Şiirlerin derlendiği kitap.
Bonus 3: Şizofreni
Şiirin altına düştüğü notta Güngör “Günde 16 paket sigara içen hastanın şiirlerinden biri daha. Bu hastanın sigara içişi kadar giyinişi de enteresandır” notunu iliştirmiştir.
Bonus 4: Çöpçüler
Çöpçüler Kralı görselleri için bozukteyp, mericisdead ve eskiesvaplarim sayfalarından yararlandık.