Gün olur sefa sürer, açar telefonu nasılsa bedava diye bütün alolarınızı savunursunuz. Gün olur, o bereketli günleriniz geçer ve bir çağrı atacak kadarını bulmak için savrulursunuz.
Fransızca “saymak” fiilinden türeyen kontör kelimesi bu topraklarda hâlâ doğru düzgün telaffuz edilemese de söylenemediği kadar tüketilmiştir.
Televizyon ekranına sprey sıkarak çözünürlüğün sınırlarından aklı zorlayan eylemlerin mucidi yurdum insanı, kontöre karşı da aklını kullanıp çeşitli yollar denemiştir. İşte kontör bittiğinde başvurulan o yollar…
Sadece aramak istedim: 112
Nasıl bir konuşma isteğimiz var, bilemiyoruz fakat acil kelimesinin de sınırlarında gezindiğimiz kesin. Bir anda kontör biter ve çaresiz kalınır, bir anda akla 112’yi aramak gelir. Nedenini kimse bilmez. 112’yi arayıp kontör elde edenine de rastlanmamıştır. Bu yöntem yurdumuz gençleri tarafından az da olsa denenmeye devam eder. Tabii bunun 155 ve 110 varyasyonları da mevcuttur.
Rakamlarda rotasyon, yaşasın kombinasyon!
Milyonlarca kontör kartlarının her biri ayrı bir kombinasyonun, hesap kitabın ürünü. Çaresizlik bizim ülke insanını Bill Gates olmaya kadar itmiş desek yeri. Bir şekilde kazınmış kartlardaki rakamları kendince değiştirerek bedava yükleme yapacağını uman insanoğlu bu eyleminden de başı önde dönmüştür.
Bi’ arkadaşı arayıp çıkacaktım: Bakiye sorma servisi
Kendini mağdur göstermeyi seven ve hitabetine güvenen her Anadolu insanı müşteri hizmetlerini arayarak kontör isteme eylemini gerçekleştirmiştir. Bir dönem bedava aranabilen bu servislere mesaj atmak da bedavaydı. Hiçbir şey yapamıyorsa hırsını müşteri hizmetlerine mesaj atarak şansımızı denemiş ve yine mağlup ayrılmışızdır operatörlerle olan müsabakadan.
Bir dönemin trend akımı: Bu fırsat kaçmazcılık!
Kupon biriktirmiş bir neslin devamı ya da ta kendisi olarak promosyonlar bizim umudumuzu hep ayakta tuttu. Bir dönem ne alırsak alalım kesin bedava dakikası, kontörü eksik olmazdı. Kontörümüz bitene dek umursamadığımız bütün nesneler birbir gözümüzün önünden geçer en promosyonlusu aranır taranırdı. Hatta gözü karartıp anneyle market alışverişine katlanıp güncel promosyonlara dadanmak bile vardı ucunda. Fakat fevriliğimizin göstergesidir ki; TV spotlarının altında “Bu hattın toplam bedeli…” cümlesiyle başlayan yazısını anca pratikte deneyimleyebildik.
Call me beybi!
Kontör bittiyse ve gerçekten buna ihtiyacımız varsa yapılacak en iyi şey başka bir operatör tarafından aranarak dakika kazanmaktır. Bunu yapan kendini biraz daha zeki görür ve başkalarına da yöntemler söyler. Yurdum gencinin kebapçıya çağrı atarak onu saatlerce oyaladığı zamanlardı o yıllar…
Aga bi’ kontör ateşlesene
Biliyoruz, arkadaş arkadaşın her şeyidir. Çağ değiştikçe GSM operatörü bile olur. Bunu fırsat bildik ve MSN listelerimizde, Facebook sohbetlerimizde bir dönem sırf kontör istemek bile insanlarla muhabbet ettik. Yapılan muhabbetlerin yüzde 98’inden kontör çıkmadığı da başka bir gerçek.
Bu telefon kaç para eder?
Az maaş ve bol taksitle geçinen güzelim insanoğlu tuhaf hünerlere sahip telefonları aldı. Aldı ama içini bir türlü kontörle dolduramadı. Bunu fark eden fakir ama gururlu olanlarımız telefon pazarlarından üst model telefonları satıp bir düşük modeline razı oldu. Telefon ve kontör arasında da bir denge sağlayarak kâra geçti. Hayat bazen en iyisine sahip olmamızı istemez!
Cebe baktım para yok, bu hat bize yaramaz
Teknoloji hayatımıza girdiğinde beri bize en neşeli dakikalarımızı yaşatanlar onu kullanmaya çalışan büyüklerimiz olmuştur. Onlar teknoloji ile bir türlü barışamadı. Kontör bitince telefonla birlikte çöpe atmak, hattı çöpe atmak gibi eylemlerin kahramanı hep büyüklerimizdi. Tabii aynı eylemi yapan genç dimağlar da mevcut fakat onlara bol sabırlı günler dilemekten başka çaremiz yok.
Versene bi’ şu telefona bakayım!
Otlakçılığın tarihinin “Bi’ tur versene, bineyim” İsteğiyle başladığı söylenir. Haklı da olunabilir. Telefonlarla birlikte yeni bir insan tipi türedi; “Ver bi bakayım insanı”… Bunlar telefonlarımızın özelliklerine bakmak için elimizden telefonlarımızı aldı ve sevgililerini arayarak yürümeye koyuldu. Şu an şehrin bir yerlerinde hâlâ telefonla konuşuyorlardır. Kontör bitince başvurulan en otlakçı yollardan biri de budur.
Aile içi şiddet ve yetersiz bakiye
Kontörle birlikte kardeş kavgası yeni nedenlere ve sebeplere kavuşmuş oldu. Küçük kardeş hep tutumlu olan, sürekli kontörü olan durumdayken büyük kardeş hep yoksul oldu. Büyük kardeş küçük kardeşten kontör isteyince kıyamet koptu ve hâlâ kopmaya devam etmektedir. Ama yine de kontörümüzü paylaşabileceğimiz güzide varlıklardır kardeşler.
“Benim hala umudum var” Diyen beş yüz bin kişi bulabilirim
İnsanoğlu önce mağarasından çıktı, yemek arandı; daha sonra sigaraya başladı, yerde izmarit arandı. Bozuk parayı zaten hep aradı. Ama insanoğlu telefon bayii önünde kazınmamış kontör kartı aradığında aramakla olan bağını epeyce güçlendirdi. Başı hep yerde gezen insanoğlu zaman zaman toplandığı bozuk paraları biriktirip “Parça kontör satılır” yazan bakkallara girip utana sıkıla “İki liralık oluyor mu?” demeyi bildi. Başıyla yer arasındaki mesafe hep aynı kaldı.
Bonus: Kontörü biten olimpiyatçı!
http://youtu.be/KMXzHCNdmbs
Her ne olursanız olun, kontörünüz her an bitebilir. Başınızı dik tutmaktan başka çare de önerilmez.