Kovid-19 pandemisi patlak verdiğinde, dünyadaki pek çok insanın en çok çekindiği şeylerden biri, koku kaybıydı. Çünkü koku kaybı, koronavirüsün en yaygın ve dikkat çeken semptomlarından biriydi. Neyse ki bu günlerde aşılar ve virüsün giderek daha az ölümcül hale gelmesiyle koku alma duyumuzu yitirmekten endişe etmiyoruz. Ancak bazı bilimsel çalışmalar pandemiden önce dahi, her sekiz kişiden birinin bir dereceye kadar koku alma bozukluğuna sahip olduğunu ve insanların yüzde 3’ünün koku alma yetisine sahip olmadığını ortaya koyuyor. Kimi insanlar, koku alma yetilerini çeşitli hastalıklar veya yaralanmalar yüzünden kaybederken kimi insanlar ise koku alma yetisinden yoksun bir şekilde dünyaya geliyor…
Sebebi her ne olursun, kokuların ve haliyle koku alma bozukluklarının veya hiç koku alamamanın insan yaşamı üzerinde önemli etkileri var. Buna karşın koku alma yetisini kaybeden insanlar için çalışmalar yürüten kurumların ve programların sayısı son derece kısıtlı. Özellikle de koku alamamanın cinsel yaşam üzerindeki etkilerini inceleyen araştırmalar yok denecek kadar az. Bu nedenle koku kaybının cinsel yaşam üzerindeki etkileri büyük oranda bir muamma. Ancak koku yetisini kaybeden bazı insanların bir araya gelerek oluşturdukları bazı terapi gruplarında, koku kaybının cinsel yaşam üzerindeki etkilerini dile getiren bazı insanlar var. İşte 10 yılı aşkın süredir koku alma duyusundan yoksun bir kişinin ağzından, koku kaybının cinsel yaşam üzerindeki etkileri…
Mahremiyetini korumak için Paige takma ismini kullanan ve yaklaşık 10 yıl önce koku alma duyusunu kaybeden bir kişi, bir internet sitesine koku alma kaybının cinsel yaşamını nasıl etkilediği hakkında ilginç bir röportaj verdi
Pagei, koku alma duyusunun uzun zaman önce yavaş yavaş kaybolmaya başladığını ve bir gün hiçbir kokuyu alamadığını fark ettiğini dile getiriyor. “Partnerimin kokusunu asla alamayacağımı fark etmek bana bu hiç adil değil, diye düşündürdü” şeklinde açıklama yapan Paige, yaşadığı bu durum nedeniyle öfkelendiğini ve depresyona girdiğini dile getiriyor.
Partnerinin “nasıl koktuğunu” annesine ve kız kardeşine sorduğunu ifade eden Paige, insanları kokuları tarif etmek konusunda “berbat” olarak nitelendiriyor
Paige’in annesinden ve kız kardeşin aldığı cevap ise “güzel kokuyor,” olmuş…
Paige, koku kaybının cinsel deneyimi, “sterilize” hale getirdiğini ifade ediyor
Hiçbir bedensel kokuyu alamadığını söyleyen Paige bu durumun bazı içgüdüsel yetilerin de kaybolmasına neden olduğu kanaatinde. Öte yandan bu durumu, “hayatı bir camın arkasından deneyimlemeye” benzediğini dile getiriyor. Dünyayı deneyimlemeye devam ettiğini ancak arada bir engel varmış gibi hissettiğini söylüyor. Yaşadığı sağlık sorununun cinsel yaşamı üzerindeki etkisini tam olarak şu şekilde açıklıyor: “siyah beyaz seks.”
Paige bazı insanların, yaşadığı sorunu bir avantaj olarak gördüğünü dile getiriyor
Özellikle seks sırasında. Ancak Paige’e göre koku kaybı, seksi genel olarak daha az zevkli hale getiriyor. Çünkü bu önemli duyudan yoksun olmak, cinsel deneyimin içgüdüsel yoğunluğunu azaltıyor.
Paige, cinsel birliktelik sırasında nasıl koktuğundan endişe edip etmediği hakkındaki soruya ise hayır yanıtını veriyor
Paige, “Bunun nedeni belki de partnerimin çok nazik olmasıdır,” diyor. Bununla birlikte koku alma yetisini kaybeden pek çok insanın, bu yetiyi geri kazanmak için çabaladığını ancak kendi olumsuz tecrübelerinin yarattığı hayal kırıklığı nedeniyle bu çabadan vazgeçtiğini dile getiriyor.
Koku alma yetisindeki kayıp cinsel hayatı genel olarak olumsuz etkiliyor
Bu konuda yeteri kadar yapılmış bilimsel çalışma yok. Bu nedenle bu sorunla karşılaşan herkesin benzer bir cinsel deneyim yaşadığını düşünmek doğru değil. Ancak Paige, koku alabilseydi, cinsel birliktelik sırasında daha olumlu bir ruh haline bürünebileceğini bu nedenle daha sağlıklı bir cinsel hayata sahip olabileceğini düşünüyor. Öte yandan Paige, bu sorun nedeniyle muhtemelen daha az seks yaptığını ifade ediyor.
Kaynak: 1