İşleneceğini bildiğiniz bir cinayete göz göre göre sessiz kalır mıydınız? Cevabınız muhtemelen ‘hayır’ olacaktır. Ünlü Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez’in 1981’de yayımlanan yedinci romanı Kırmızı Pazartesi işte tam olarak bunu anlatıyor. Bu, işleneceğini herkesin bildiği ancak kimsenin durdurmak için kılını kıpırdatmadığı bir namus cinayetinin öyküsü.
Yayınlandığı andan itibaren hem Kolombiya’da hem de dünyanın dört bir yanında sarsıcı etkileri olan roman, Gabriel Garcia Marquez’in çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayeti anlatıyor. Romanın kahramanı Santiago Nasar’ın başına gelecekler, nasıl öleceği daha ilk satırlardan belli. Kırmızı Pazartesi yalnızca bir cinayet hikayesi değil, aynı zamanda bir halkın ortak davranış biçimini de anlatan psikolojik bir roman. Sonuna kadar soluksuz okuyacağınız bu öykü, toplumsal ruh çözümü eserlerinin de başında geliyor.
Tam adıyla Gabriel José de la Conciliación García Márquez ya da Latin Amerika’da bilinen lakabıyla Gabo, Nobel Edebiyat Ödüllü Kolombiyalı yazar, romancı, hikâyeci ve oyun yazarıdır. 20. yüzyılın en önemli yazarlarından biri sayılan Marquez, 1972 yılında Neustadt Uluslararası Edebiyat Ödülü ve 1982 yılında da Nobel Edebiyat Ödülü olmak üzere iki büyük ödülün sahibi olmuştur. Kırmızı Pazartesi İngilizce adı “Chronicle of a Death Foretold”dur ve “önceden bildirilen bir ölümün tarihi” anlamına gelmektedir.
Kitabın ilk cümlesinden kimin nerede öleceği açıklanan Kırmızı Pazartesi, akıcı anlatımı ve ayrıntılı karakter çözümlemeleriyle soluksuz okuyacağınız bir eser. Şimdi vakit kaydetmeden Kırmızı Pazartesi analiz yazısına başlayalım.
Kırmızı Pazartesi konusu nedir?
Bayardo San Roman yaşadığı kasabada tanınan zengin, saygıdeğer bir adamdır ve Angel Vicario adında güzel bir kadınla evlenmek üzeredir. Düğün hazırlıkları yapılırken Bayardo San Roman, Angel’in bakire olmadığını öğrenir. Bu durumu kötü karşılayan damat, haberi gelinin ailesine yayar. Yapılan baskıların sonunda Angel, bekaretini kaybettiği kişi olan Santiago Nasar’ın adını açıklar ve durum namus davasına dönüşür.
Töreye göre gelinin erkek kardeşleri Pablo ve Pedro Vicario’nun, Santiago Nasar’ı öldürmesi gerekir. Pablo ve Pedro, Santiago’yu aramaya başlar. Bu sırada da kamuoyuna kardeşlerinin bekaretini alan adamı öldüreceklerini açıklarlar ancak halk bu durumu ciddiye almaz ve hiçbir şey yapmaz. Bütün kasaba olacakların farkındayken durumdan habersiz tek kişi Santiago Nasar’dır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Kırmızı Pazartesi özet
Kırmızı Pazartesi kısa özeti şu şekildedir:
Bayardo San Roman şehre yeni taşınan çok zengin bir adamdır. Bir gün Angela Vicaro’yu görür ve çevresindekilere onunla evleneceğini söyler. Fakat o sırada sarhoş olduğu için kimse Bayardo’yu ciddiye almaz.
Varlıklı bir aileden gelen Bayardı, şenlikli bir düğünle Angela ile evlenir ancak bu evlilik sadece 6 saat sürer. Sabah olunca Bayardo, Angela’yı düğün hediyeleri ile birlikte ailesinin evine götürür çünkü gelin bakire değildir. Bayardı bu durumu Angela’nın annesi ve kardeşlerine anlatarak bakire olmayan birini kabul edemeyeceğini söyler.
Angela’nın kardeşleri Pablo ve Pedro olanlardan sonra büyük bir utanç içine girerler ve kız kardeşlerine bunu kimin yaptığını sorarlar. Angela, bekaretini bozan kişinin Santiago Nasar olduğunu söyler ancak baskılara rağmen olay hakkında detay vermez ve Santiago’nun yerini söylemez. Bundan sonra Pablo ve Pedro ellerine iki büyük kasap bıçağı alarak Santiago’yu öldürmek için yola çıkarlar.
Piskopos o sabahın erken saatlerinde gemiyle kasabaya gelecektir. Santiago Nasar’da herkes gibi onu karşılamaya gider. Angela’nın ağabeyleri de bu durumun farkındadır. O saatlerde açık olan tek mekan Clatilde Armante’nin meyhanesidir. Erkek kardeşler, Santiago Nasar nasıl olsa buradan geçecek diye düşünerek meyhanenin önünde beklemeye başlar. Pablo ve Pedro aslında Santiago’yu öldürmek istemezler, bu yüzden belki biri onları durdurur diye o ana kadar karşılaştıkları herkese cinayet planlarından bahsederler. Ancak kimse onları ciddiye almaz. O ana kadar, öldürüleceğini Santiago hariç herkes bilmektedir.
Angela’nın ağabeylerinin Santiago’yu öldüreceğini öğrenen belediye başkanı yanlarına giderek bıçaklarını ellerinden alır ve onları vazgeçirmeye çalışır. Buna rağmen Pablo ve Pedro yeni bıçaklar satın alır ve tekrar meyhanenin önünde Santiago’yu beklemeye devam ederler.
Bu sırada Santiago Nasar, en yakın arkadaşı Cristo Bedoya ile evine doğru gitmektedir. Ardından Bedoya ile yolları ayrılır. Evine ulaşmadan önce nişanlısı Santiago’yu yanına çağırır. Olaydan haberi olan nişanlısı Santiago’nun kendisine yazdığı aşk mektuplarını biriktiği kutuyu Santiago’ya geri verir ve gitmesini ister. Olaydan haberi olmayan Santiago Nasar oldukça şaşırır ve yeniden evine doğru yola çıkar. Pablo ve Pedro onu takip etmeye başlar. Santiago Nasar evine ulaşır. O sırada oğlunu değil yalnızca eve doğru koşan Pablo ve Pedro’yu gören annesi korkuyla kapıyı kapatır. Eve giremeyen Santiago oracıkta bıçaklanarak öldürülür.
Kırmızı Pazartesi kitap analizi
Kırmızı Pazartesi analizi yapacak olursak, kitap Gabriel Garcia Marquez’in büyüdüğü kasabada işlenen gerçek bir namus cinayete dayanmaktadır. Marquez daha çocukken bu cinayete tanıklık etmiştir.
Eser, toplumun nasıl bir düşünce yapısı ile hareket ettiğinin en güzel örneklerinden biridir. Kitapta, halkın cinayetin farkında olduğu halde hiçbir şey yapmaması durumuna Seyirci Etkisi deniyor. Bu durumda insanlar, zaten birisi haber verir ya da zaten biri yapar düşüncesiyle sorumluluk almaktan kaçınıyor ve yaşananlara seyirci kalıyor. Herkes bu zihniyette olduğunda, kimse hiçbir şey yapmıyor ve olan oluyor.
Kitapta Marquez’in eleştirdiği bir diğer nokta da namus cinayetidir. Namus nedir? Gerçekten bir insanı öldürmeye değer mi?
Kırmızı Pazartesi okuyucu yorumu
“Kitabın içeriği ve üslubu haricinde beni en çok etkileyen yanı bunun gerçek bir olaya dayanması olmuştur. Küçük bir kasabada yaşayan insanların, yaşanacak bir cinayete vermiş oldukları tepkiler beni hayrete düşürmüştür.”
Kırmızı Pazartesi Ekşi Sözlük yorumu
“Okuduğumda o sokaklarda yürümüş gibi hissettim. Dur birader demek istedim ya da yapmayın kardeşim. İçine aldı beni bu kitap.”
Yazar: adep kadet
“Herkesin her şeyi bildiği ama kimsenin bir şey yapmadığı, sade ama keyifli gabriel garcia marquez romanı.”
Yazar: semsipasapasajindakiateist
Kırmızı Pazartesi kitap alıntıları
Kırmızı Pazartesi kitabında kan donduran bir namus cinayeti ve bunu tüm halkın bilmesine rağmen kimsenin kılını kıpırdatmaması anlatılır. Bu durumda, romanda anlatılmak istenen eğer yanlış bir şey varsa, başkasını beklemeden onu kendimizin düzeltmesi gerektiğidir. Yoksa eserdeki gibi çok geç olabilir.
Kırmızı Pazartesi’de cinayeti işleyenler Angela’nın ağabeyleri Pablo ve Pedro’dur ancak bunu yapacaklarını karşılarına çıkan herkese anlatmışlardır. Bu yüzden, göz göre göre kılını kıpırdatmayan halk da en az kardeşler kadar suçludur.
Evet. Kırmızı Pazartesi, yazarı Gabriel Garcia Marquez’in küçükken tanık olduğu bir cinayeti anlatmaktadır. Büyüdüğü kasabada yaşanan bu korkunç olayda da toplum olacakları bilmesine rağmen sessiz kalmıştır.
İlginizi çekebilir:
Ray Bradbury’den Bir Distopya Klasiği: Fahrenheit 451 Kitap İncelemesi