Günümüz dünyasında mahremiyet, belki de farkında olmadan en çok ihlal ettiğimiz ve en az koruyabildiğimiz şeylerden biri hâline geldi. Sosyal medya sayesinde hayatlarımız hiç olmadığı kadar görünür; düşüncelerimiz, duygularımız, tercihlerimiz ve hatta çocuklarımız bile dijital vitrinlerde yer buluyor. Ancak bu görünürlük, beraberinde pek çok riski ve kırılganlığı da getiriyor. Psikologlara göre, bazı kişisel bilgiler yalnızca güvenli ortamlarda, doğru insanlarla ve gerektiğinde paylaşılmalı. Çünkü özel olanı herkese açmak, kontrolü kaybetmek, yanlış anlaşılmak, hatta istismara açık hâle gelmek anlamına gelebilir. Bu yazıda, uzman psikologların sıkça uyardığı; genellikle iyi niyetle paylaşılan ama aslında gizli tutulması gereken 11 önemli kişisel detayı ele alıyoruz. Duygusal sağlığınızı, ilişkilerinizi ve dijital güvenliğinizi korumak adına hangi bilgilerin gizli kalması gerektiğini bilmek; bugünün dünyasında sadece bir önlem değil, aynı zamanda bir farkındalık meselesi. İşte insanlarla paylaşmamanız gereken kişisel bilgiler…
1. Çocukların fotoğrafları
Sosyal medyada sevimli çocuk kareleri paylaşmak çok yaygın. İlk okul günü, doğum günü partisi ya da tatilde çekilmiş bir kare… Hele ki elinde “İlk günüm” yazan bir kart varsa, paylaşmamak zor geliyor. Ama uzmanlara göre, bu tür paylaşımlar düşündüğünüzden daha riskli.
Psikolog Dr. Jan Miller şöyle uyarıyor:
“Çocukların fotoğrafları, özellikle gizlilik ayarlarını sınırlandırmayan hesaplarda, kötü niyetli kişilerin eline geçebilir. Bunlar arasında internet sapıkları, çocuk tacizcileri ya da veri avcıları olabilir.”
Peki ne yapmalı?
Dr. Miller, çocukların yüzünü bulanıklaştırmak veya paylaşmadan önce mutlaka izinlerini istemek gibi önlemleri öneriyor. Ayrıca, gizlilik ayarlarının yalnızca güvendiğiniz insanlarla sınırlı olduğundan emin olmanızı söylüyor.
2. Adresiniz ve telefon numaranız
Bunun yeni bir uyarı olmadığını düşünebilirsiniz, ama dijital çağda bu bilgilere erişmek artık çok daha kolay. Ve kötü niyetli kişiler, bu basit bilgileri kullanarak size ciddi zararlar verebilir.
Dr. Miller’a göre, “Adres ve telefon numarası gibi bilgiler, kimlik hırsızlığından dolandırıcılığa kadar birçok sorunu beraberinde getirebilir. Spam aramalar, taciz mesajları veya daha kötüsüyle karşılaşabilirsiniz.”
Bu bilgileri yalnızca gerçekten gerekli olduğunda paylaşın. Mesela bir resmi form dolduruyorsanız veya noter işlemi yapıyorsanız, evet, gerekebilir. Ama sıradan sohbetlerde veya her gelen bağlantı isteğinde asla.
Eğer sizden bu bilgiler istenirse, şu üç soruyu sormayı unutmayın:
Neden gerekli?
Nasıl kullanılacak?
Gerçekten zorunlu mu?
3. Parolalar ve oturum açma bilgileri
“Netflix şifreni versene, sadece bir bölüm izleyeceğim” gibi masum istekler tanıdık geliyor olabilir. Ama psikologlar bu konuda oldukça net: Şifreler asla paylaşılmamalı.
Dr. Schiff, “En iyi niyetli insanlar bile bu bilgileri yanlışlıkla kötüye kullanabilir. Bu durum gizliliğinizi tehlikeye atabilir, hatta kimlik hırsızlığına bile yol açabilir” diyor.
Öneri: Eğer biri sizin hesabınızla bir şey satın almak istiyorsa, onlardan ödemeyi isteyip ürünü siz sipariş edebilirsiniz. Böylece kontrol sizde kalır.
4. Ruh sağlığı geçmişiniz
Ruh sağlığı hakkında konuşmak, özellikle damgalamayı azaltmak açısından önemli. Ama bu demek değil ki herkesle her şeyi paylaşmalısınız.
Dr. Schiff’e göre, “Uzmanlarla ve güvendiğiniz yakın çevrenizle bu tür detayları paylaşmanız kıymetli. Ama herkese açık ortamlarda ruh sağlığı geçmişinizden bahsetmek, yanlış anlaşılmalara ya da önyargılara yol açabilir.”
Unutmayın, herkes bu tür bilgileri anlayış ve gizlilikle karşılayacak donanıma sahip olmayabilir.
Bazen biriyle öylesine yapılan bir konuşma, bizim için sıradan olsa da karşı taraf için mahrem olabilir. İşte bu noktada dikkat devreye giriyor.
Dr. Miller şöyle açıklıyor:
“Başkalarıyla yaptığınız özel konuşmaları, özellikle onların izni olmadan paylaşmak büyük bir güven ihlalidir. Bu sadece çevrimi çi değil, günlük hayatta da geçerli. Bir sohbetin bağlamı dışında aktarılması hem ilişkileri zedeleyebilir hem de itibara zarar verebilir.”
Ancak önemli bir not: Eğer ortada bir istismar, taciz ya da yasal süreç varsa; bu konuşmaların ilgili kurumlarla paylaşılması gerekebilir. Bu durumlar etik çerçevede değerlendirilmelidir.
6. Kariyer planlarınız ve geçişleriniz
Kimseyle paylaşmamanız gereken kişisel bilgiler listemize devam ediyoruz. Yeni bir iş, farklı bir sektör… Heyecan verici gelişmeler! Ancak hemen her yerde bu planları duyurmak her zaman iyi bir fikir değil.
Dr. Michele Leno, bu konuda şöyle diyor:
“Özellikle işvereniniz ya da müşterileriniz yeni planlarınızı sizden değil de üçüncü kişilerden öğrenirse, bu güven sarsılmasına yol açabilir. Bu da size olan bakış açılarında olumsuzluk yaratabilir.”
İş değişikliği gibi önemli kararları önce doğrudan etkilenecek kişilerle paylaşmak en sağlıklısıdır. Herkese açık paylaşım için biraz zaman tanımakta fayda var.
7. Bir ilişkiyi bitirme planlarınız
Bir ilişkiyi sonlandırma kararı hem duygusal hem de stratejik olarak hassas bir süreçtir. Bunu paylaşmak isteseniz de zamanlaması büyük önem taşır.
Psikolog Dr. Michele Leno, bu konuda uyarıyor:
“Bazı insanlar ayrılma kararını daha gerçekleşmeden, detaylarıyla birlikte anlatabiliyor. Fakat bu, çevrenizdeki insanların sürekli sorgulamasına ve sizi baskı altına almasına yol açabilir.”
“Ayrıldınız mı? Ne zaman konuşacaksın? Neden böyle oldu?” gibi sorularla yüzleşmeye hazır değilseniz, bu bilgiyi bir süre kendinize saklamanızda fayda var. Süreci sindirmek ve kontrolü elinizde tutmak için zamana ihtiyacınız olabilir.
8. Hoşlanmadığınız kişiler
Herkesi sevmek zorunda değilsiniz. Ama hoşlanmadığınız birini illa ki dillendirmeniz de gerekmez.
Dr. Leno’nun ifadesiyle:
“Sizin uzak durduğunuz biri, arkadaşınızın gözünde gayet sevilen biri olabilir. Bu tür yorumlar, gereksiz çatışmalar doğurabilir.”
Bazı düşünceler sessizlikte daha güvenlidir. Hele ki bu düşünceler bir başkasının sosyal çevresiyle ilgiliyse…
9. Arkadaşınızın ebeveynlik tarzına dair görüşleriniz
Bu konu, iyi niyetle bile açıldığında hızla hassas bir hal alabilir.
Dr. Leno şöyle açıklıyor:
“Bir arkadaşınızın çocuğunu nasıl yetiştirdiğine dair fikir beyan etmek, çoğu zaman yargılayıcı bir tonda algılanabilir. Hatta fikir sizden istenmiş olsa bile…”
Eğer bu konudaki görüşleriniz size sorulursa, yumuşak bir üslupla ve ölçülü şekilde paylaşmaya çalışın. Aksi takdirde, karşınızdaki kişi savunmaya geçebilir ve bu da ilişkinize zarar verebilir.
10. Sert siyasi görüşler
Siyaset hayatın bir parçası. Ancak özellikle sosyal medyada bu konuyu nasıl ele aldığınız büyük fark yaratabilir.
Dr. Leno’nun görüşü şöyle:
“Tarafınızı belli etmeniz doğaldır. Ancak karşı tarafı açıkça hedef almak ya da küçük düşürmek, sadece tartışma yaratmakla kalmaz, sizi kutuplaştırıcı bir figüre de dönüştürebilir.”
Karşınızdaki kişinin farklı bir siyasi görüşe sahip olabileceğini göz önünde bulundurun. Ve bu farkı, düşmanlık değil, çeşitlilik olarak görmeye çalışın. Herkesin aynı düşüncede olması zaten sağlıklı da değildir.
11. Paylaşmaktan rahatsızlık duyduğunuz her türlü bilgi
Psikologlara göre insanlarla paylaşmamanız gereken kişisel bilgiler listemizin sonuna geldik. Bu madde, aslında hepsinin özeti gibi. Sizi rahatsız eden, içsel bir huzursuzluk hissettiren her bilgiyi paylaşmamak tamamen sizin hakkınız. Hiç kimse sizden, paylaşmak istemediğiniz bir şeyi açıklamanızı bekleyemez.
Dr. Miller bu noktada çok net:
“İster sağlığınız, ister oy verdiğiniz parti, ister yeme alışkanlıklarınız olsun… Bir bilgi sizinle ilgilidir ve onu paylaşmak istemiyorsanız, kimsenin buna hakkı yoktur.”
Üstelik bir kez bir bilgiyi paylaştığınızda, onu geri alma şansınız kalmaz. Kimlerle, neyi, hangi ortamda paylaştığınızı bilerek hareket etmek; hem kendi sınırlarınızı korumanızı sağlar hem de daha sağlıklı ilişkiler kurmanıza yardımcı olur.