Tarih, pek çok insanı korkunç şekillerde katleden acımasız seri katillerle dolu. Acımasızlıklarıyla insanlık tarihine geçen bu seri katillerin yanında, gizemi hiçbir zaman aydınlatılamayan pek çok seri cinayet vakası da var. Üstelik bu gizemi aydınlatılamayan korkunç seri cinayetlerden bazıları ne yazık ki ülkemizde, İstanbul’da ortaya çıkmıştı! 2000 yılında İstanbul’un farklı semtlerinde ortaya çıkan kesik bacaklar, pek çok insanın aklına Türkiye’nin en korkunç insanlarından biriyle, acımasız bir seri katille karşı karşıya olduğumuz düşüncesini getirmişti. Bu korkunç cani tarafından işlenen cinayetlere “Kesik Bacak Cinayetleri” adı verildi…
Ancak ne yazık ki aradan geçen 22 yıla rağmen, ne katilin kimliğine dair en ufak bir ipucu bulunabildi ne de korkunç bir şekilde işlenen cinayetlerin gizemi aydınlatılabildi. İşte kimilerine göre Türkiye’deki ilk gerçek seri katil tarafından işlenen, gizemi hâlen çözülememiş Kesik Bacak Cinayetleri hakkında bilmeniz gerekenler…
8 Ocak 2000 sabahı İstanbul Eminönü’nde bulunan kesik bir bacak, tüm Türkiye’nin en önemli gündem maddesi haline geldi
Tarihi Mısır Çarşısının yakınlarındaki bir çöplükte ortaya çıkan kesik bir bacak ülke gündemine bomba gibi düşmüştü. Yapılan incelemelerde kesik bacağın 26 ila 30 yaşlarında genç bir kadına ait olduğu anlaşıldı. Bununla birlikte bacağın en fazla üç gün öncesinde kesildiği tespit edildi. Öte yandan tüm Türkiye’yi korku ve şaşkınlık içerisinde bırakan bu olayda dikkat çeken başka hususlar da vardı…
Kesik Bacak Cinayetlerinin ilki olarak kabul edilen bu vakada, bacağın bir profesyonel tarafından kesilmiş olabileceği yorumları yapıldı!
Çünkü bacak muntazam bir şekilde kalçadan kesilmiş ve yine kusursuz bir şekilde bedenden ayrılmıştı! Yani katil veya katiller, büyük olasılıkla anatomi bilgisi olan kişilerdi…
19 Mayıs 2000’de yine İstanbul’un Eminönü semtinde bulunan ikinci kesik bacak, Türkiye’nin bir seri katille karşı karşıya olduğunu doğrular nitelikteydi!
Bu seferki korkunç cinayetin en büyük kanıtı, kesik bir bacak, Eminönü sahilinde tesadüfen fark edilmişti. Bu bacak da hemen hemen 25-30 yaş aralığındaki bir kadına aitti. Tıpkı 8 Ocak günü bulunan ilk bacakta olduğu gibi, bakımlı bir kişiye ait olduğu anlaşılıyordu. Ancak Eminönü sahilinde bulunan bacağın daha önce tuzlu suda bekletildiği ve bacaktaki kanın boşaltıldığı tespit edildi. Bu nedenle bacağın ne zaman kesildiği öğrenilemedi…
Kesik Bacak Cinayetleri, kesinlikle bir seri katil tarafından işleniyordu!
Eminönü’nde bulunan iki kesik bacağın ardından, ilerleyen dönemde toplam 8 adet kesik bacak daha bulundu! Kesik bacaklar farklı tarihlerde, İstanbul’un farklı bölgelerinde ortaya çıkıyordu. Ancak vakalar büyük oranda birbirine benziyordu. Her şeyden önce bacakların kesilme biçimi neredeyse aynıydı.
Ayrıca katledilen insanların profilleri de birbirine oldukça yakındı. Kurbanların hemen hepsi bakımlı insanlar olduğu anlaşılan genç kadınlar arasından seçilmişti. 8 adet kesik bacaktan yalnızca birinin bir erkeğe ait olduğu tespit edildi. Katil veya katillerin geri kalan kurbanlarının tamamı kadınlardan oluşuyordu.
Çoğunlukla bakımlı genç kadınları öldüren katil veya katiller, kesik bacakları kolaylıkla fark edilebilecek yerlere bırakıyorlardı!
Yani bu korkunç cinayet eylemlerinden sorumlu kişi veya kişilerin yakalanma korkusu yoktu! Tam aksine, yaptıkları eylemlerin fark edilmesini istiyorlardı. Bu nedenle kesik bacaklar bazen bir çöp konteyneri içerisinde, bazen bir otobüs durağında bazen de bir okul bahçesinde bulunuyordu… Ayrıca fail veya failler, öldürdükleri insanların bacaklarını kusursuz bir şekilde kesmekten, yani imzalarını atmaktan da vazgeçmiyorlardı.
Kesik bacaklardan sonuncusu, 2001’in temmuz ayında ortaya çıktı
Kesik bacaklar İstanbul’un Eminönü, Maltepe, Beyoğlu, Unkapanı ve Eyüp semtlerinde bulunmuştu. Bu nedenle emniyet güçleri seri katili veya katilleri bulabilmek adına sürdürdükleri çalışmalarını bu bölgelerde yoğunlaştırdılar.
O dönem emniyet güçlerinin sahip olduğu bütün teknik ve teknolojik imkânlar seferber edildi. Hatta sırf Kesik Bacak Cinayetleri’ni araştırmak üzere emniyet içerisinde özel bir birim dahi kuruldu. Ancak bu çabaların tamamı sonuçsuz kaldı!
2001 yılından sonra İstanbul’un hiçbir semtinde kesik bir bacağa rastlanmadı!
Bazı uzmanlara göre Kesik Bacak Cinayetleri’nin basında geniş yankı bulması, katilin korkmasına ve cinayet işlemeyi bırakmasına neden olmuştu. Ancak katilin bir şekilde cinayet işlemeye devam ettiğine, fakat artık arkasında bir iz bırakmaktan vazgeçtiğine inananların sayısı da bir hayli fazlaydı…
Kesik Bacak Cinayetleri sona erdikten iki yıl sonra, Amerikalı psikolog ve suç profili uzmanı Richard Walter, seri katilin profilini oluşturdu!
Amerikalı uzmanın oluşturduğu profile göre katil 25 yaşlarında cezaevi geçmişi olan ve İstanbul’a çalışmak için gelmiş bir kişiydi. Ayrıca öldürdüğü insanlara ait bacakların bulunmasını istiyor, ancak bedenlerinin geri kalan kısmının bulunmasını istemiyordu. Bunun nedeni ise katilin, bedenler üzerinde gerçekleştirdiği eylemlerden utanması olabilirdi.
Öte yandan katil büyük olasılıkla, “kendisini güçlü hissettiği için” cesetleri yok ettiği yerleri tekrar tekrar ziyaret ediyordu. Richard Walter tarafından oluşturulan profilde başka çıkarımlar da vardı. Ancak bu çıkarımlar katilin yakalanmasına katkı sağlamadı…
Kesik Bacak Cinayetleri, hiçbir zaman aydınlatılamadı
Kesik Bacak Cinayetleri sırasında bulunan bacaklardan yalnızca bir tanesinin kime ait olduğu tespit edilebildi. Bacaklardan biri öldürüldüğü zaman 21 yaşlarında olan, üniversite öğrencisi genç bir kadınındı.
Ancak ne bu korkunç seri cinayet vakasının geri kalan kurbanlarının ne de tüm Türkiye’de büyük bir şaşkınlığa ve paniğe neden olan seri katilin kimliği hiçbir zaman bulunamadı. Kesik Bacak Cinayetleri, aradan geçen 22 yıla rağmen Türkiye’nin en ilginç, kokunç ve gizemli seri katil vakalarından biri olmayı sürdürüyor…
Kaynak: 1