Ana sayfa » Tarih » Et Yağmuru: 1876 Yılında Kentucky’de Yağmur Gibi Yağan Etlerin Şaşırtıcı Hikayesi
Et Yağmuru: 1876 Yılında Kentucky’de Yağmur Gibi Yağan Etlerin Şaşırtıcı Hikayesi
Kentucky’nin sakin kasabası Olympia Springs’te hayat her zamanki gibi dingin bir şekilde akıyordu. Ancak bir gün bulutlardan, incecik dilimler halinde değil, irili ufaklı, taze et parçaları yağıyordu. Peki bu nasıl oldu?
Tarih bazen o kadar tuhaf sürprizler sunar ki, okurken bile insanın yüzünde istemsiz bir şaşırma ifadesi belirebilir. 19. yüzyıl Amerika’sında yaşanan ve bugün hâlâ gizemini koruyan Kentucky et yağmuru olayı da tam olarak böyle bir olaydır. Yağmur beklerken et parçalarının gökyüzünden düştüğünü düşünün. Üstelik bu sadece söylentilere dayanan bir hikâye değil, dönemin gazetelerine, bilim insanlarının notlarına ve yerel hafızaya girmiş gerçek bir olay. 1876 yılının Mart ayı, Kentucky’nin küçük bir bölgesinde meydana gelen bu sıra dışı hikaye tam olarak ne?
3 Mart 1876 günü, Kentucky eyaletinin Bath County bölgesine bağlı Olympia Springs civarında hava sakindi. Gökyüzü açıktı, sıradan bir öğle vakti yaşanıyordu. Saatler 11 ile 12 arasını gösterirken, bölgede yaşayan insanlar beklenmedik bir manzarayla karşılaştı
Gökyüzünden bir anda et parçaları düşmeye başladı. Bu durum birkaç saniyelik bir an olmadı. Et yağmuru, belirli bir alanı kapsayan ve dikkat çekici şekilde devam eden bir olaydı. Yaklaşık 100’e 50 metrelik bir alana saçılan bu parçalar, küçük liflerden biftek büyüklüğüne kadar değişiyordu. İnsanlar evlerinden dışarı çıkıp ne olup bittiğini anlamaya çalışırken, yaşanan şaşkınlık kısa sürede hayrete dönüştü.
Olayın merkezinde yer alan isimlerden biri Bayan Crouch idi. Kendi evinin verandasında gündelik işleriyle meşgulken, bir anda çiftliğinin üzerine et yağdığını gördü
Tanıkların ortak noktası, etlerin son derece taze görünmesiydi. Ne kokuşma vardı ne de uzun süre açıkta kalmış izlenimi. Bu durum, etlerin bir yerden sürüklenip günler sonra düşmüş olma ihtimalini zayıflatıyordu. Bölge sakinleri için bu olay hem korkutucu hem de inanılmazdı. Kimileri ilk anda neyle karşı karşıya olduğunu anlayamazken, kimileri bunu ilahi bir işaret olarak yorumladı.
Doğal olarak herkes aynı soruyu sordu: Gökyüzünden neden et yağdı? İlk teorilerden biri, akbabalarla ilgiliydi. Leşle beslenen bu kuşların, sindirim sistemleri gereği zaman zaman yedikleri eti kusabildiği biliniyordu. Bazı bilim insanları, büyük bir akbaba grubunun havada kusarak bu et parçalarını düşürmüş olabileceğini öne sürdü. Bir diğer görüş ise küçük çaplı bir kasırga ya da güçlü bir rüzgârın, çevredeki mezbaha ya da çiftliklerden hayvan kalıntılarını havaya kaldırıp bölgeye bırakmış olabileceğiydi. Ancak etlerin tazeliği ve farklı doku türleri bu açıklamaları yetersiz kılıyordu.
Olayın ardından et parçalarından bazıları bilimsel incelemeye alındı
Dönemin imkânlarıyla yapılan analizlerde, örneklerin bazılarında akciğer dokusuna benzeyen yapılar bulundu. Bu dokuların bir attan ya da başka bir memeliden gelmiş olabileceği düşünüldü. Hatta oldukça uç bir yorumla, insan dokusu ihtimali bile dile getirildi. Elbette bu iddia kesinlik kazanmadı. Günümüzde bile en az bir et örneğinin müze koleksiyonunda saklandığı biliniyor. Tüm bu bulgular, olayın bir aldatmaca olabileceği ihtimalini de gündeme getirdi, ancak buna dair net bir kanıt hiçbir zaman bulunamadı.
Kentucky et yağmuru tek başına bir istisna değildir. Dünya genelinde hayvan yağmuru olarak adlandırılan pek çok olay rapor edilmiştir
Balıkların, kurbağaların hatta yılan balıklarının gökten düştüğüne dair güvenilir kayıtlar vardır. Bilim insanları bu olayların çoğunu su hortumlarıyla açıklar. Güçlü bir hava olayı, küçük canlıları bulutlara kadar taşıyabilir ve rüzgâr dindiğinde onları farklı bir noktaya bırakabilir. Hatta cansız nesnelerin, örneğin golf toplarının bile benzer şekilde düştüğü vakalar rapor edilmiştir. Honduras’ta balık yağmurunun o kadar düzenli olduğu bir kasaba vardır ki, halk bunu her yıl festivalle kutlar.
Aradan geçen yıllar içinde Kentucky et yağmuru, yerel folklorun ayrılmaz bir parçası haline geldi
Olay, Bath County’deki küçük bir müze sergisinde ziyaretçilere anlatılıyor. Bilim insanları için çözülememiş bir bilmece, meraklılar için ise anlatıldıkça daha da ilginçleşen bir hikâye olarak varlığını sürdürüyor. Bugün bile bu olay, doğanın insan aklını zorlayan yönlerini hatırlatan güçlü bir örnek olarak anılıyor.
Bu olay, bilim tarihinde karşılaşılan diğer şaşırtıcı gerçekleri de akla getiriyor. Örneğin profesyonel kılıç yutucuların, modern endoskopinin gelişiminde rol oynaması pek az kişinin bildiği bir detaydır. Ya da Kodak’ın fotoğraf filmlerinde yaşadığı sorunlar sayesinde gizli nükleer testlerin izlerine ulaşılması gibi hikâyeler, bilimin bazen ne kadar beklenmedik yollarla ilerlediğini gösterir. Kentucky’de yağan etler de bu zincirin bir halkası gibidir. Anlam veremediğimiz olaylar, zamanla bilimin yeni sorular sormasına ve farklı bakış açıları geliştirmesine neden oluyor diyebiliriz.
1876 yılında Crouch çiftliğinde tam olarak ne yaşandığını bugün kesin olarak söylemek mümkün değil
Ancak kesin olan bir şey var: Doğa, zaman zaman en deneyimli gözlemcileri bile şaşırtabilecek olaylar yaratabiliyor. Gökyüzünden yağan et, örümcek istilaları ya da balık yağmurları… Tüm bu örnekler, yaşadığımız dünyanın sandığımızdan çok daha tuhaf ve merak uyandırıcı olduğunu gösteriyor. Belki de bu hikâyelerin asıl cazibesi, cevaplanmamış sorularında gizlidir. Sizler için ilginç olan da tam olarak budur.