Listede göreceğiniz siyasilerin ve siyasete bir şekilde dahil olan aktörlerin; yasama, yürütme, yargı erkleriyle, kolluk kuvvetlerle ve birbirleriyle olan ilişkilerinde kafaları bir hayli karışık.
Siz deyin “Yağmur nereye tarla oraya” diğeri desin “Fikirdir değişir” beriki desin “Ama haaaa kimi tu kaka edeceğimizi bilmiyoruz bir karar verin artık”.
Neyse lafı uzatmayalım sizi en yakın zamanda bir karar vermelerini dilediğimiz siyasi aktörlerin açıklamalarına alalım.
Yiğit Bulut’un yolsuzluklarla yaklaşık 7 yıl süren imtihanı
Başbakandan değişen fikirler, değişen zikirler
Yine başbakandan geliyor: Değişen ‘yargılar’
Erdoğan Bayraktar konusunda kafası az biraz ‘karışık’ olan Meryem Gayberi
Fethullah Gülen’in bedduadan oldukça uzak durduğu, 80 darbesi sonrası Son Karakol yazısı
Sızıntı Dergisi Ekim 1980 – Ve, işte şimdi, binbir ümit ve sevinç içinde, asırlık bekleyişin tuluû saydığımız, bu son dirilişi, son karakolun varlık ve bekasına alamet sayıyor; ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz.
Amerika ve İsrail konusunda kararsızlıklar içinde yüzen Mehmet Barlas
20 Ağustos 2013 – Saçma sapan komplo teorileri üzerinde yapılan siyaset, demokrasiye değil kakokrasiye yakışır. Olumlu olumsuz her gelişmenin altında Amerikan parmağı aramak da aslında zihni tembelliklerin, gerçeklerden kaçış noktası değil midir?
20 Aralık 2013 – Belli ki Başbakan Erdoğan’ı ve AK Parti iktidarını hedef alan kriminolojik destekli siyasal saldırı cephelerinde, çok ortaklı bir ittifak var. Bu ittifakın üyeleri arasında İsrail güdümlü ABD parmağının varlığını, Halk Bankası’nın da açılan cephelerden biri olmasından anlamak mümkün.
Bu kez şaka yapmayan Egemen Bağış
17.03.2013 – Gazeteci arkadaşlarımızı gözaltına alma niyetini ortaya koyan savcımız da bu niyeti onaylayan hâkimimiz de bağımsız Türk yargısının mensuplarıdır. Onlar kendileri yaptıkları açıklamalarla bu gözaltına alınmaların, meslekleriyle alakalı olmadığını, başka birtakım delillere dayalı olduğunu belirtmişlerdir.
20.12.2013 – Doğrusu şahsımla ilgili delil olduğu iddia edilen ve basından okuduğumuz görüntü ve tapelere bakarken bir adli soruşturmanın içeriğinden ziyade bir komedi yayını okuduğumu hissettiğimi itiraf etmek durumundayım. Yayımlanan sözde belgeler ilk bakışta dahi birçok çelişkiyi içinde barındırmaktadır.
Dekolteden başka konulara da değindiğini fark ettiğimiz Hüseyin Çelik
17 Mart 2013 – Sayın Türkân Saylan, bazı kız çocuklarına Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği faaliyetleri kapsamında burs verdiği için bu soruşturmaya konu değil. Sayın Haberal organ nakli yaptığı için, iyi bir cerrah olduğu için içeri alınmıyor. Netice itibariyle kimse sorgulanmaz, hesap sorulmaz, dokunulmaz konumda değildir.
20 Aralık 2013 – Biz büyük fotoğrafı görmek zorundayız. Sen 14 ay bekleyeyim, suç kabarsın diyorsan, birbiriyle alakasız 3 olayı bir araya getireyim diyorsan insanların eleştirisinden de kurtulamazsın. Hükümetin bu konuda bir çalışması var mı bilmiyorum ama bana sorarsanız, kim olursa olsun sabahın 5’inde evi basılıp gözaltına alınıyorsa bu doğru değildir.
“Yılın arada kalanı” ödülüne aday Bülent Arınç’ın, sosyal medya günlüğü
12 Mart 2009 – Emekli orgenerallere ait ses kayıtları ortaya çıktı. Neler konuşmuşlar, neler söylemişler. Allah’a çok şükür ediyorum ki Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş. Neler var neler…
18 Aralık 2013 – Bu görüntüleri internette gördük herhalde değil mi? Sosyal medyada, ben henüz onun gerçeklik noktasını bilmiyorum. Savcı bey elindekileri bana göster imkânım yoksa, nasıl oluyor da bunlar internette yayınlanabiliyor? Bu çirkin bir şey ayıp bir şey. Yayımlanması gerçekten suç olan bir konuda benim görüşümü almayın. Ben onun henüz gerçekliğinden bile emin değilim.
Gündemden iyi yırttığını düşündüğümüz Rasim Ozan Kütahyalı
Ergenekon Davası sonrası – İşte bu savcılar, emniyetçiler, hakimler koskoca, uçsuz bucaksız bir kir denizinin ortasına helikopterle bırakılmış temizlik görevlileri gibiydi… Sayısız ve sınırsız hücrelerden oluşmuş bir kir denizi vardı Zekeriya Öz’lerin, Ali Fuat Yılmazer’lerin karşısında…
18 Aralık 2013 –Askeri vesayet ne kadar iğrenç ise Emniyet-Yargı vesayeti de o derece iğrençtir… Emniyet-Yargı vesayetinin gölgesi demokrasinin üstünü kaplarsa sadece AKP değil CHP ve MHP de hadım olur…
Pardon panpa kuzenim yazmış bonusu: Emre Uslu
Birazcık mizah kimseye zarar vermez bonusu: Akrostiş şiir
Kaynakça dediğimiz:
–Ergenekon’dan yolsuzluk iddialarına yargı için dün ne, bugün ne dediler?
–Operasyonlarla yatıp kalkıyoruz
–Sızıntı, Son Karakol