Birçok kişi akşam eğlenmek için kalabalık mekanlara gitmeyi tercih eder. Fakat bazılarımız bu durumdan çok hoşlanmaz, ki haksız da sayılmayız. Ama arkadaşlarımızı kıramadığımız için kendimizi biranda tıkış tıkış ortamlarda buluruz.
Defalarca “Neden oraya gitmek istemiyorsun ya, o mekan çok güzel. Bir sürü insan eğleniyor işte.” gibi cümlelerle sıkıştırılsak da, neden o kalabalık mekanları sevmediğimizi bir türlü uzun uzun anlatamadık.
Ve işte zamanı geldi. Herkes toplansın ve bizi dinlesin. Kalabalık mekanlarda neden eğlenemediğimizi açıklıyoruz:
1. Oturacak yer bulamıyoruz
Ayakta eğlenmek güzel ama bütün gece ayakta durmak da bir çeşit işkence. Sonuçta istediğimiz zaman oturamadıktan sonra nasıl eğlenebiliriz ki?
2. Hareket edemiyoruz
Hareket etme özgürlüğümüz kısıtlanıyor! Bu durum birazcık eğlenceli olsa, metrobüslerden çıkmazdık.
3. Uzun tuvalet sıraları bekliyoruz
Oturamıyoruz, hareket edemiyoruz, tuvalete gidemiyoruz ama eğleniyoruz! İnsan gerçekten hayret ediyor.
4. Konuşmak için bağırmak zorunda kalıyoruz
+EEE HAYAT NASIL GİDİYOR!
-ANLAMADIM?
+HAYAT DİYORUM, NASIL GİDİYOR?
-BENCE DE!
5. İçecek bir şeyler almak için bir ömür bekliyoruz
Çalışan birinden istersiniz, sizi unutur. 6 kere daha hatırlatırsın, birazdan getireceğini söyler. Siz gidip almaya yeltenirsiniz, geri döndüğünüzde arkadaşlarınız evlere dağılmış, mekan kapanmış olur.
6. Bir tane bile özür duyamıyoruz
Özellikle de insanların geçiş yolu üzerindeyseniz (aslında öyle bir yol başta yoktur ama daha sonra kendiliğinden oluşur) herkes size çarpa çarpa geçer ama bir kere bile özür dilediklerini duyamazsınız.
7. İçki almak için tüm mal varlığımızı veriyoruz
Altı üstü iki tane kokteyl içsek iki günlük yevmiyemizden oluyoruz.
8. Oturmak için kavga ediyoruz
300 kişilik mekanda 10 kişilik sandalye olduğu için, biri kalktığı an herkes o sandalyeleri elde etmeye çalışır. O sırada adeta ufak bir Game o Thrones bölümü canlandırılır.
9. Hijyenin kelime anlamını unutuyoruz
Tuvaletlerdeki uzun sıranın sebebi belki de içeriye girdikten sonra geri dönmememiz içindir. O kadar bekledikten sonra insanın gözü temizlik aramıyor sonuçta.
10. Sürekli eşyalarımızı, hatta aklımızı kaybediyoruz
Telefon, cüzdan, sigara, anahtarlık kontrol etmekten bir türlü eğlenemiyoruz. Hatta yeri geliyor aklımızı kaybediyoruz.
11. Ter içinde kalmaktan nefret ediyoruz
Biz terliyoruz, o terliyor, bu terliyor, herkes terliyor. Ama lütfen, tüm mekan çok eğleniyor.
12. Daha rahat bir yerde dikilmek için dört dönüyoruz
Burası hoparlör yanı, burası geçiş yolu, burası çok sıkışık demekten ev arayan yeni evli çiftlere dönüyoruz.
13. Dans eden insanların hışmına uğruyoruz
Dans pisti değil sanki savaş alanı. Kafamıza çarpan kollar mı dersiniz, suratımıza kırbaç misali vuran saçlar mı dersiniz, bir türlü huzura erişemiyoruz.
14. “Başka mekana mı geçsek?” tartışmalarına saatlerimizi harcamak istemiyoruz
Şuraya mı gitsek, burası kapalıdır, oraya giriş ücretli vs. Başka mekana gitme tartışması bir başladı mı bitmek bitmiyor ve bundan da çok rahatsız oluyoruz.
15. Kaybolan arkadaşı aramaktan dedektife dönüyoruz
“Melis nereye gitti?”, “Berke şimdi buradaydı birden yok oldu.” “Muzaffer Burcu’yu aramaya gitti ama Burcu zaten buradaydı.” muhabbetlerinden artık gına geldi.
Kimsenin eğlencesine çomak sokmak istemiyoruz ama lütfen bizi de biraz anlayın.