Ofisimizde genel bir müzik zevkimiz var. Yani birisi tutup Pearl Jam açtığında bile, “Aa Eddie Wedder’ın halaoğlu” falan muhabbetleri dönebiliyor. Klasik “Orhan Gencebay aslında bir blues sanatçısı, BB King de bir ozandı keh keh keh” aforizmaları ortalıkta da saçılabiliyor. Müzik dinlemeyi seviyoruz yani, eğer dinlediğimiz şey müzikse tabii ki. Dubstep ne ya?
Geçen gün, durup dururken bir Bob Dylan mızıkası böldü sessizliği, ki ListeList ofisinde her an kafanıza bir Nerf yiyebilir, uzaktan kumandalı helikopterler ile taciz edilebilirsiniz. Pek sessizlik olmaz yani. Birkaç bilen göz birbirine baktı, nereden geliyor lan bu Bob Dylan? Az soruşturduk uz gezindik, “Kim dinliyor lan Bob Dylan?” muhabbeti aldı “Bob Dylan’ın babaannesi Kars’lıymış olm orada arasası varmış” konusuna evriliyordu ki, stajyerlerimizden Gazi kaldırdı kafasını ve “Abi bir şey mi dediniz?” dedi. Kulaklığından hala mızık mızık mızıka tınıları dışarı geliyordu. Kulaklığının bilgisayarıyla ilişkisini kestiğimizde dışarı çıkan sese uzaklardan çok başka tepkiler geldi.
“Aa Bob Dylan coverı mı?”
“Eddie Wedder’ın akustik albümü değil mi lan bu?”
“Ne güzel hisli gibi” tepkileri arasında bulduğumuz gerçek bizi acayip şaşırttı. Çalan, Kaan Tangöze’nin yeni çıkarttığı solo albümü Gölge Etme idi. Albüm kapağından bile tadını belli etmişti. Buydu, Kaan Tangöze müziğini bulmuştu.
Hikayesi olmayanın notalarla işi olmaz
https://youtu.be/mL8bv27jMso?list=PLqhknTlC-c16K3cT8tA8NSSP59LlvSzkm
Biliyorsunuz, Kaan Tangöze, arkasında Duman grubu bir orkestra gibi tınlarken de hikaye anlatıyordu. Gitar ve mızıka ikilisinin üstüne puslu bir sesle anlattığı hikayeler daha güzel yerini bulmuş.
Acıklı mı olmalıydı peki?
https://youtu.be/IpRztElOeOc?list=PLqhknTlC-c16K3cT8tA8NSSP59LlvSzkm
Eh. Pek acıklı diyemeyiz. Kara mizah, belki. Sevgilisi intihar etmiş, ona Bal isimli bir şaheser yazmış ve o şaheseri neredeyse hiçbir konserde çalamayan bir adamdan bahsediyoruz. Herhalde acıklı olacak.
Hiciv boyutu var mı?
https://youtu.be/e6KOu5eNjmw?list=PLqhknTlC-c16K3cT8tA8NSSP59LlvSzkm
Duman şarkılarında da zaten hiciv eksik olmazdı. Özgürlüğün Ülkesi bas bas bağırıyordu da, Manası Yok’un içindeki Nazım Hikmet, Madımak ve 12 Eylül göndermeleri muazzam değil miydi? Bu albümde de pek çok şarkıda kendisini tek sözle, daha doğrusu dizeyle belli eden minik minik muhaleftler. Aynı zamanda Amerikan Kovboyları olsun, Taksim Meydanı olsun apaçık şarkılar da var.
Edebi bir şeyler sezdik ama?
https://youtu.be/IBG8W20zRhM?list=PLqhknTlC-c16K3cT8tA8NSSP59LlvSzkm
Sezin tabii ki. Özdemir Asaf’ın Çizik şiirinden tutun da Karacoğlan dizelerine kadar pek çok şeyi bestelerine katmış Kaan Tangöze. Ne okuyorsa onu anlatmış yani.
Albümün tadı nasıl?
https://youtu.be/JrLlmkXEqPY?list=PLqhknTlC-c16K3cT8tA8NSSP59LlvSzkm
Gece Kadıköy’de kafalar çekilmiş, Kaan’a “Bu saatte karşıya geçilmez, gel bize” demişsiniz. Yer yatağını açmışsınız, Kaan “Aa gitar mı o?” demiş, kazağını eşofmanın belinden içeri sokmuş ve çalmaya başlamış. Böyle bir misafir evi tadı var. Sabah kahvaltı da edersiniz. O kadar güzel olmuş albüm.
Duman bitti, gitti dağıldı vıdı da vıdı vıdı da vıdı vıdı
https://youtu.be/Bron4fbvBV0?list=PLqhknTlC-c16K3cT8tA8NSSP59LlvSzkm
Kimsenin bir yere dağıldığı yok. Duman devam edecek, sadece bu albümdeki hikayeler, Duman ile olmazdı. Bunlar böyle güzel.
Hem, Kaan Tangöze’nin grunge tonuna yabancı olmadığını biliyorsunuz zaten?
Yakup Trana ile bir dönem mükemmel Pearl Jam coverladıklarını biliyorsunuz.