Juliane Koepcke, seyahat ettiği uçağa yıldırım çarptığında annesiyle beraber Peru yağmur ormanlarının üzerinde uçuyordu. Uçak düştükten sonra ne kadar baygın kaldığını bilmiyor. Ancak uyandığında bir ormanda yapayalnızdı ve henüz 17 yaşındaydı. Juliane şu an 67 yaşında ve yaşadığı travmatik kazanın her anını detaylıca hatırlıyor. Peki Juliane o uçak kazasında neler yaşadı? Gelin detaylara birlikte bakalım ve Juliane’nin mucizevi hikayesine kulak verelim.
1971 Noel Arifesi zamanlarıydı ve Juliane’de herkes gibi evine gitmek için can atıyordu
Olayı anlatan Julian, “annemle seyahat edeceğimiz uçağı bekliyorduk ve uçak tam 7 saat gecikmişti” diyor. Nihayet uçağa bindiklerinde her şey normal görünüyordu.
Juliane Koepcke ve annesi Peru yağmur ormanlarının üzerinde seyahatlerine devam ediyorlardı
Aniden kapkara bir bulut yoğunluğunun içine girdiler, yaklaşık 10 dakika sonra bir şeylerin yolunda gitmediğini anladılar
O anları anlatan Juliane şu ifadeleri kullanıyor: “Annem endişeliydi ama ben iyiydim, uçmayı gerçekten seviyordum ve kötü bir şey olacağını düşünmemiştim.”
Şiddetli türbülans uçağı sarsıyor ve kabin bagajlarını etrafa saçıyordu, Juliane Koepcke uçağın penceresinden bir yıldırımın düştüğünü gördü
Bir anda çok şiddetli bir türbülans başladı ve uçağı sarsıyordu. Dolaplardan koli ve bagajlar yere düşüyordu. Kabinin etrafında hediyeler, çiçekler ve Noel pastalarının uçuştuğunu görüyordu. Uçağın etrafında ilk yıldırım gördüklerinde Juliane gerçekten korkmuş ve bir şeylerin yolunda gitmediğini fark etmişti. O anda annesiyle el ele tutuşan Julian, konuşmaya cesaret edemedi. Diğer yolcular ağlamaya ve çığlık atmaya başladılar. Yaklaşık 10 dakika sonra sol tarafta yer alan dış motorda fazlasıyla parlak bir ışık göründü. Annesi sakin bir şekilde: “Bu son, her şey bitti Juliane” dedi. Bu ifadeler Juliane’in annesinden duyduğu son sözlerdi. Uçak hızla aşağıya doğru düşmeye başladı. Zifiri karanlıktı ve insanlar çığlık atmaya devam ediyordu.
Ardından uçak şiddetle yere çakıldı, Juliane Koepcke uçağın dışındaydı ve bilinci tamamen kapalıydı
Uçak yere çakılınca aniden gürültü kesildi. Juliane o anları şu şekilde anlatıyor: “Serbest düşüşteydim ancak koltuğuma bağlıydım ve baş aşağı asılı haldeydim. Duyduğum tek ses rüzgarın fısıltısıydı. Tamamen yalnız ve çaresiz hissettim. Ormanın gölgesinin bana doğru döndüğünü görebiliyordum. Ardından bilincimi kaybettim ve çarpmayla ilgili hiçbir şey hafızamda yok. Daha sonra uçağın yerden yaklaşık iki mil yükseklikte ufak parçalara ayrıldığını öğrendim.”
Juliane ertesi gün uyandı ve ilk aklına gelen şey bir uçak kazasından sağ kurtulduğu fikriydi
Juliane uyandığında annesine yüksek sesle bağırdı ancak duyduğu tek şey ormanda yankılanan kendi sesiydi.
Köprücük kemiği kırık ve vücudunda derin kesikler vardı, ancak pes etmedi
Talihsiz kadın, köprücük kemiğini kırmıştı ve bacaklarında derin kesikler vardı. Ancak yaraları çok ciddi boyutta değildi. Daha sonra dizinde bir bağın koptuğunu fark etti ama yavaş adımlarla yürüyebiliyordu. Kazadan önce, ormanın yakınlarında bulunan bir araştırma istasyonunda ailesiyle birlikte bir buçuk yıl geçirmişti. Yağmur ormanlarındaki yaşam hakkında çok fazla şey biliyordu. Sıklıkla lanse edildiği kadar tehlikeli bir yer değildi. Juliane o sırada uçağın enkazını aradıklarını duyabiliyordu. Ancak orası çok yoğun bir ormanlık alandı ve kimseyi göremiyordu. Üzerinde çok kısa kolsuz mini bir elbise ve beyaz sandaletleri vardı. Bir ayakkabısını kaybetmişti ama diğeri ayağındaydı. Öte yandan ileri derece miyoptu ve gözlüğünü kaybetmişti. Kalan tek ayakkabısını yürürken önündeki zemini test etmek için değerlendirdi. Yılanlar ormanın içinde kamufle olmuştu ve tıpkı kuru yapraklara benziyorlardı. Onlara rastlamadığı ve onları görmediği için şanslı hissediyordu.
Juliane bir süre derenin içinden yürüdü ve enkazın ardından bulduğu şekerleri yedi
Juliane yürümeye devam ederken küçük bir dere buldu. Ormandan daha güvenli olduğunu bildiği için bir süre suda yürüdü. Kaza yerinde bir poşet şeker bulmuştu. Onları bitirdiğinde yiyecek bir şeyi kalmadı. Çok sıcak ve çok ıslaktı. Günde birkaç kez şiddetli yağmurlar yağıyordu. Gece ise orman çok soğuktu ve o mini elbiseyle üşümemek zordu.
Kazadan sonraki 4. gün Juliane hala yürümeye devam ediyor ve bir yaşam belirtisi arıyordu
Dördüncü gün, karaya çıkan bir kral akbabanın sesini duydu. Korkmuştu çünkü bu akbabalar sadece çok fazla leş olduğunda karaya iniyorlardı. Juliane o anları şöyle anlatıyor: “Bildiğim diğer şey ise kazadan kalan cesetler olduğuydu. Derede bir köşeyi döndüğümde, üç yolcunun başlarını toprağa çarptığı bir bankla karşılaştım. Panikle felç gibi hissetim. Hayatımda ilk defa bir ceset görüyordum. Bir an annemin onlardan biri olabileceğini düşündüm ama cesede sopayla dokunduğumda kadının ayak tırnaklarının ojeli olduğunu gördüm. Annem hiç tırnaklarını cilalamıyordu ve hemen rahatladım. Ancak bir süre sonra hissettiğim bu düşünceden çok utandım.”
Kazadan 10 gün sonra Juliane artık ayakta duramıyorken bir kulübe buldu
10. güne gelince artık ayakta duramaz haldeydi. Sanki herhangi bir insandan uzakta paralel bir evrende gibiydi. Sonra boş bir tekne gördü ancak halüsinasyon gördüğünü sandı. Dokunmaya gittiğinde ve gerçek olduğunu anladığında fazlasıyla şaşkındı. Ormana giden küçük bir yol vardı ve burada bir kulübe buldu.
Sağ üst kolunda derin bir yara vardı. Yaklaşık bir santimetre uzunluğundaki bu yara, kurtçuklar tarafından istila edilmişti. Sonra kulübede bulduğu benzini emip yaranın içine döktü. Ardından yaranın içinden yaklaşık 30 kurtçuk çıkardı ve geceyi kulübede geçirmeye karar verdi.
Ertesi gün uyandığında uzun bir aradan sonra ilk kez insan sesleri duydu
Ertesi gün kulübede uyandığından insan sesleri duydu. Karşısındaki insanlar onu görünce korktular ve konuşmayı kestiler. Juliane İspanyolca kendini tanıttı ve uçak kazasından bahsetti.
Karşılaştığı insanlar Juliane’nin yaralarını tedavi ettiler ve ona yiyecek bir şeyler verdiler
Juliane kurtarılmasının ertesi günü ilk babasını gördü, ikisi de zar zor konuşabiliyor ve heyecandan titriyorlardı
Kazadan günler sonra Juliane’nin annesinin cesedine ulaşıldı
Uçak kazasının üzerinden günler geçtikten sonra annesinin cesedine ulaşıldı. Daha sonra onun da kazadan sağ kurtulduğunu ancak ağır yaralandığını ve hareket edemediğini öğrendi. Birkaç gün sonra ise öldüğünü söylemişlerdi.
İlginizi çekebilir:
Son 10 yılda 5913 Kişinin Hayatını Kaybettiği Uçak Kazaları Raporu
Kaynak: 1