Binlerce odalı sarayda oturmuyor, komandolar tarafından korunmuyor, zırhlı makam aracı kullanmıyor. Ona “Dünyanın en fakir devlet başkanı” diyenlere kızıyor. Haklı! Çünkü o Uruguay Devlet Başkanı José Mujica. Ateist, vejetaryen, kravatsız, takım elbisesiz. 79 yaşında ama ülkesindeki lakabı “Pepe”, yani “küçük oğlan çocuğu”.
Hırs küpü iktidarların bu eski Marksist gerilladan öğreneceği çok şey var. İnanıyoruz ki, onlar boğazını şişirip “Ben, ben, ben” derken, Mujica geceleri başını yastığa huzurla koyuyor.
Mujica, 1 Mart 2015′te Tabare Vazquez’e görevi devrediyor. Şimdi giderayak yakınınızdaki, yörenizdeki cumhurbaşkanları, başbakanlar ile kıyaslayın. Bakalım fark görebilecek misiniz?
Castro ve Che Guevara’yla tanışan yoksul çocuk
José Alberto Mujica Cordano, 20 Mayıs 1935’te, Uruguay’ın başkenti Montevideo’da doğdu. Babası Demetrio Mujica, Bask bölgesinden, annesi Lucy Cordano İtalya’dandı. Beş yaşında yetim kaldığında babası kısa süre önce iflas etmiş bir çiftçiydi. Bu yüzden çocukluğu yoksulluk içinde geçti ve orta öğrenimine devam edemedi.
İlk gençlik yıllarından itibaren halk için bir şeyler yapmak istiyordu ve çeşitli sosyalist partilerde çalışmayı seçti. 20’lerinde yolu Moskova, Pekin ve Havana’ya düştü. Fidel Castro ve Che Guevara ile tanıştı.
Son İnka Kralı esin kaynakları
1960’ların başlarında MLN-T (Movimiento de Liberación Nacional-Tupamaros / Milli Tupamarolar Özgürlük Hareketi) isimli Marksist bir gerilla grubuna katıldı.
Tupamarolar, Küba Devrimi’nden esinlenen Latin Amerikalı solcu gruplardandı. Bu hareket 1960’ların başında Raul Sendic ve arkadaşları tarafından kurulmuştu. Adını, sömürgeci İspanyollarla savaşan, Latin Amerika’nın özgürlük sembollerinden son İnka Kralı Túpac Amaru II’den alıyordu.
Modern Robin Hood’lar şehir gerillası
Örgüt Uruguay’daki Amerikan destekli hükümetlere karşı protestolar düzenliyor, tiyatrolarda, kahvehanelerde, sinemalarda propagandalar yapıyordu. Ama faaliyetleri bunlarla sınırlı değildi. Yasa dışı işler yapan bankaları ve zengin iş yerlerini soyuyor; sonra bu paraları yoksullar arasında paylaştırıyorlardı. Mujica da artık Marksist bir gerillaydı ve çok geçmeden örgütün liderlerinden oluvermişti.
Altı yerinden vuruldu, 15 yıl hapse mahkûm oldu
Tupamarolar eylemlerini sürdürüp kısa sürede halk arasında sempatizan toplarken, Mart 1970’de Montevideo’da bir bar baskınında silahlı çatışma çıktı. İki polis memurunu yaralayan Mujica, altı yerinden vuruldu ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Hapisten iki kere kaçtıysa da 1972’de kesin olarak yakalandı. Bir sene sonra, Juan María Bordaberry ordunun desteğini alarak Uruguay’da darbe yaptı. Örgüt gücünü yitirirken, ülkedeki bütün demokratik süreçler askıya alındı.
11 yıl hücrede tek başına
Uruguay’daki askeri darbe sırasında dokuz MLN-T lideri, askeri cezaevlerinde hücre cezasına gönderildi. Örgütün eli kolu bağlanmıştı. Zaten çok geçmeden de dağılacaklardı.
Bu dönemde Mujica, fiziksel ve psikolojik olarak ağır işkence gördü. 11 yılını bir hücrede tek başına geçirdi. İki yıl hiç yıkanmadı. Yedi sene gazete veya kitap okumasına bile izin verilmedi. Bu tecritten sonra bir süre halüsinasyonlar gördü. Ama yılmadı. 1985’te Uruguay’ın demokrasiye dönmesinden sonra çıkarılan bir genel afla özgürlüğüne kavuştu. Kendisine ilaçlar öneren psikiyatrdan kitap istedi.
Vespalı senatör parlamentoda epey kalacak
Mujica hapishaneden çıktıktan sonra diğer Tupamaro üyeleriyle Halk Girişimi Hareketi’ni (Movimiento de Participación Popular-MPP) kurdu. 1994’te yedek, 1999’da da asli senatör seçildi.
İlk andan itibaren, alışılmış siyasilerden olmayacağının işaretini veriyordu. Hatta o yıllarda Vespa’sıyla parlamento binasına geldiğinde otopark görevlisinin kendisine “Burada fazla kalacak mısınız?” diye sorduğu ve Mujica’nın “Evet, kesinlikle!” dediği rivayet edildi.
Hayvancılık, Tarım ve Balıkçılık Bakanı Mujica
Hareket kısa sürede halk arasında destek buldu ve oylarını artırarak 2004’te içinde yer aldığı Geniş Cephe ittifakının en büyük partisi konumuna ulaştı. Aynı yıl başkanlığa seçilen Tabaré Vázquez’in en büyük destekçisi MPP’ydi.
Vázquez, José Mujica’yı Hayvancılık, Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı’na atadı. Mujica 2008’deki kabine değişikliğiyle senatoya geri dönene kadar bakanlık yaptı.
“Dürüst hükümet, birinci sınıf ülke”ye doğru
2009’daki başkanlık seçimleri için eski Başkan Vázquez, Maliye Bakanı Danilo Astori’yi desteklese de, Aralık 2008’deki ön seçimlerde José Mujica, Geniş Cephe’nin resmi başkan adayı ilan edildi.
Mujica, Vázquez yönetiminin politikalarının sürdürüleceğini söylüyordu. Kampanyası “Dürüst hükümet, birinci sınıf ülke” sloganıyla şekillendi. Bu slogan, merkez sağdaki Milliyetçi Parti’den rakibi Luis Alberto Lacalle hakkındaki yolsuzluk dosyalarını işaret ediyordu.
Geçmişini unutmayan yeni Başkan
Mujica, Ekim 2009’da seçimlerin ilk turunda başkan seçilmesi için gereken yüzde 50’ye ulaşamadı, yüzde 48’de kaldı. 29 Kasım 2009’daki ikinci turda Uruguay yine sandık başındaydı. Bu kez Mujica yüzde 52 oy alarak muhafazakâr Lacalle’yi geçti ve başkan seçildi.
1 Mart 2010’da göreve başlayan Mujica ile Uruguay’ı renkli günler bekliyordu. Yeni Başkan öyle alışıldık siyasi liderlerden değildi. Geçmişini unutmayacak, kim ise o olmaya devam edecekti.
Önce lüks konutu reddetti
Başkan Mujica, önce kendine ayrılan lüks konutta yaşamayı reddetti. 2005’te evlendiği eşi, eski Tupamaro üyesi, senatör Lucía Topolansky’nin çiftlik evi neyine yetmiyordu ki? Çift, başkent Montevideo’nun hemen dışında, toprak bir yoldan ulaşılabilen evde yaşamayı sürdürdü. Burası Mujica ile söyleşi yapmaya gelen uluslararası basının epey ilgisini çekecekti.
Bu tek odalı ev epey mütevazıydı. Çamaşırlar bahçede kurutuluyor, evin suyu etrafı otlarla çevrili bir kuyudan geliyordu. Lucía çiçek yetiştirip satıyordu. Mujica da artık devlet işlerinden zaman buldukça ona yardım ediyordu.
775 dolar, 1987 model Volkswagen neyinize yetmez?
Yeni Başkan’ın ikinci hamlesi 12 bin dolarlık maaşının yüzde 90’ını yoksulların ve küçük girişimcilerin yararlanabileceği hayır kurumlarına bağışlamaktı. Bağışlardan sonra elinde kalan, Uruguay’daki aylık ortalama maaş olan 775 dolara denk düşüyordu.
Mujica bunca tevazudan sonra elbette makam aracını da kabul etmedi. Zaten masrafları halkın vergileriyle karşılanan zırhlı makam aracına, peşi sıra konvoylara ihtiyacı yoktu. O, devlet başkanlığı ofisine 1987 model mavi Volkswagen Beetle ile gitmeyi seçti. Tabii ki direksiyon koltuğunda…
“Ben fakir değilim”
Mujica her yere peşinden gidip, etrafında sinek uçurtmayacak çok sayıda korumayı da reddetmişti. Onu koruyan sadece iki görevli ve bir de üç bacaklı köpeği Manuela’ydı.
Başkan’ın bu tercihleri kısa sürede dünya basınında yankı uyandırdı. “En fakir devlet başkanı” sıfatı üzerine yapışıverdi. Ama o bir mülakatında, “…Ben fakir değilim. En fakir olan, yaşamak için çok fazla şeye ihtiyacı olandır. Pahalı yaşam tarzını sürdürmek için sürekli daha fazlasına ihtiyacı olandır. Çok fazla mal varlığınız yoksa, onları devam ettirmek için bir köle gibi ömür boyu didinip durmak zorunda kalmazsınız.” diyecekti.
Mütevazının parası zenginin çenesini yorarsa
Uruguay’da resmi görevlilerin mal beyanı zorunlu olduğu için Mujica, 2010’da varlığını açıkladı. O dönemde Volkswagen’in 1987 model Beetle modeline denk, 1800 dolarlık serveti 2014’te artmıştı. Bu yıl mal varlığı beyanına, eşininkilerin yarısını da ekledi. Toprak, traktörler ve bir evin paylarından oluşan bu yeni mülklerle birlikte serveti 215 bin dolara çıktı.
Devede kulak serveti, mevkidaşlarının kaçta kaçı?
Dünyada bazı siyasilerin mal varlıklarına aşağı yukarı vakıfız. Mesela, Arjantin Devlet Başkanı Cristina Kirchner ile eski başkan kocası Nestor Kirchner’in 2008’de 12 milyon dolar mal beyanında bulunmuş. Şili’nin devlet başkanı ve iş adamı Sebastián Piñera’nın ise 2,2 milyar dolar civarında serveti olduğu biliniyor. Mujica’nın serveti bunların yanında devede kulak. Hatta kendi yardımcısı Danilo Astori’nin mal varlığının üçte ikisi, selefi Tabaré Vázquez’in ise üçte biri.
Bir de serveti bilinmeyenler var. Acaba Mujica’nın 215 bin dolarlık varlığı dünyadaki diğer mevkidaşlarının kim bilir kaçta kaçı?
Biz de anlamıyoruz Mujica Başkan
“Ben insanların geceleri yatacak bir saçak altı bile bulamadıkları bir dünyada, başkalarının 500 metrekarelik malikânelerde yaşamasını anlamıyorum. Evsizler için ev, suyu olmayanlar için su lazım, ekmek lazım. Sen böyle bir dünyada özel uçağım olsun, oraya buraya gideyim diyorsun. Eğer herkes daha fazlasını isterse, bir gün kimseye bir şey kalmayacak. Küresel ısınmadan bahsediyoruz ama doğaya saldırmaya ve çöp üretmeye devam ediyoruz.”
“Market tanrının tapınağındayız”
“Eski ruhani tanrımızı kendi ellerimizle kurban ettik ve artık market tanrının tapınağındayız. Bu yeni tanrı; ekonomimizi, politikamızı, alışkanlıklarımızı, yaşamlarımızı düzenliyor ve bizlere faiz oranları ve kredi kartları ile mutluluğun yeni adresini veriyor. Öyle anlaşılıyor ki bizler, yalnız tüketme için yaratılıyoruz ve artık tüketemediğimiz zaman derin hayal kırıklığına uğrayarak kendimizi yok ediyoruz.”
Latin Amerika’da en düşük suç oranı
Yaklaşık 4 milyon nüfusa sahip Uruguay, Latin Amerika ülkeleri arasında en düşük suç ve cinayet oranına sahip. Yaşam kalitesi her geçen gün yükseliyor. 12 haftaya kadar kürtaj, eşcinsel evliliği ve belli miktarda esrar bulundurmak burada serbest.
Peki, bu duruma nasıl mı gelindi? Uruguay Kongresi’nin peş peşe aldığı kararları onaylayan cesur başkan Mujica sayesinde.
Yılda 67 bin kadın artık ölmeyecek
Önce 2012’de, sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj nedeniyle yılda 67 bin kadının öldüğü ülkede, Uruguay Kongresi kürtajı serbest bırakan yasayı kabul etti. Mujica’nın onayıyla bu sayede kürtaj yasallaştı. Böylece Mujica’nın döneminde Güney Amerika’nın kürtajı yasallaştıran ilk ülkesi Uruguay oldu.
Eşcinsel evliliğine ve uyuşturucuya farklı bakış
Başkan Mujica 2013’te eşcinsel evlilikleri kanununu onayladı. Böylece Uruguay, Arjantin’den sonra eşcinsel evliliği tanıyan ikinci Güney Amerika ülkesi oldu.
Başkan aynı sene “Esrar kullanımı en büyük endişe kaynağı değil, asıl problem uyuşturucu ticareti.” dedi. Böylece Uruguay, dünyanın devlet eliyle marihuana satışını düzenleyen ilk ülkesi oldu.
“Özgürlük, ya kafandadır ya da ona sahip değilsindir”
Britanya merkezli Vice dergisinin muhabiri Krişna Andavolu, marihuananın yasallaşması üzerine Uruguay’da Mujica ile görüşürken hem soru sordu hem karşısında marihuana yaktı.
Mujica ise söyleşi boyunca Andavolu’ya esrar kullanımını neden yasallaştırdığını uzun uzun anlatırken gülmekle yetinerek, “Özgür olmak için uyuşturucu kullanmam gerekiyorsa bir sorunum vardır. Özgürlük ya kafandadır ya da ona sahip değilsindir.” dedi.
Yasal esrar satışı ile mafyaya darbe
Özellikle esrarın belli düzenlemelerle yasallaşmasıyla ilgili eleştirilerde Mujica’nın tavrı netti: “Bunu gençlerimizin geleceği için yapıyorum. Birilerinin bu kıtada bir adım atması gerekiyordu. Gelen eleştirilerin farkındayım. Ancak bu sorunu yasallaştırarak mafyaya darbe vurup gençlerimizi bu alışkanlıktan kurtarabiliriz.” sözleri ile bakış açısını anlattı.
Zirvelerde sıkılan, tüketime karşı Başkan
Mujica hiçbir zaman tüketim artışını hedefleyen bir refah modelini benimsemedi. 2012 Haziran’ında Rio+20 zirvesindeydi. Ama takım elbiseli, kravatlı liderlerin aksine ayağında sandaletleri, kravatsız, takım elbisesiz ve aşırı sıkılmış haliyle biraz farklı görünüyordu.
Aslında tek fark görüntüsü de değildi. O, dünya liderlerini, büyümeye tüketimle ulaşılabileceğine inanma körlüğü içinde olmakla suçlayacaktı.
“Bu masraflı toplantıları bırakın”
Rio+20 zirvesinde liderlere “Öğleden beri sürdürülebilir kalkınma hakkında konuşuyoruz. Kitleleri yoksulluktan çıkarmaktan konuşuyoruz. Ama ne düşünüyoruz? Zengin ülkelerin kalkınma ve tüketim modelini mi istiyoruz? Şimdi size soruyorum: Eğer Hintliler Almanların hane başına sahip olduğuyla aynı oranda otomobile sahip olsaydı, bu gezegene ne olurdu? Bu aşırı tüketim seviyesi gezegenimize zarar veriyor!” diye seslenen lider, bir yıl sonra New York’ta bir BM toplantısındaydı. Bu kez “Hiçbir işe yaramayan bu masraflı toplantıları yapmayı bırakın artık.” önerisinde bulunuyordu.
Hey Ban Ki-moon, Suriyeli çocukları yazlıkta ağırlayalım!
Mujica, geçtiğimiz mayıs ayında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon’a bir mektup yazarak Suriyeli 50 mülteci çocuğu yazlık konutunda ağırlamak istediğini bildirdi. Amaç, Suriyeli mülteciler konusunu uluslararası tartışmaya açmak ve tüm dünyaya örnek olmaktı. Ban Ki-moon’dan onay çıkarsa çocuklar yüz binlerce dönümlük Anchorena Milli Parkı içinde bulunan devlet başkanlığı yazlık konutunda ağırlanacak.
42 mültecinin en güvenli kapısı Uruguay
Mujica’nın Suriye ile ilgili duyarlılığı bununla sınırlı değildi. Uruguay, 120 Suriyeli mülteciyi kabul edeceğini duyurmuştu. Uruguay’dan Suriye’ye giden bir heyet tarafından seçilen 42 Suriyeli mülteci, ekim ayında başkent Montevideo’daki havaalanında Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujica tarafından karşılandı.
Aileler seçilirken, aile fertlerinin beşte üçünün 18 yaşın altında olması ve aileden en az birinin çalışmaya gönüllü olması şartı dikkate alındı. Beş aileden oluşan ilk grup bir yıl boyunca İspanyolca öğrenecek. Mülteci grubundaki yetişkinlerin hâlihazırda iş güvenceleri de sağlanmış durumda.
“Tut o ağzını Başkan!” Ama tutamadı…
Mujica’nın sıradışılıkları bu kadarla sınırlı değil. Her zaman kendi olmayı seven bu adam, bu sene Dünya Kupası’ndaki İtalya-Urugay karşılaşmasında rakibini ısıran Luis Suarez’e FIFA, 9 millî maçtan ve 4 ay futboldan men cezası verince kendini tutamadı.
Haziranda basın mensuplarının olduğu bir ortamda ünlü oyuncunun cezası hakkında yorumlarda bulunurken FIFA için “Yaşlı o…. tarafından yönetilen faşist bir çetedir.” deyiverdi. Mujica bu açıklamasının ardından ağzını kapatarak yanlış bir ifade kullandığını fark etti.
Mavi Vosvos’a 1 milyon dolarlık teklif
Bu sene Kasım ayında ismi açıklanmayan bir Arap şeyhi, Mujica’nın arabasına 1 milyon dolar teklif etti. Mujica, teklifi başlangıçta önemsemedi, hatta şaka zannetti.
Otomobilini satarsa elde edeceği parayı yoksul ailelere ev yaptırmak için kullanacağı söylendi. Üç bacaklı köpeği Manuela’yı veterinere götürmek için otomobile ihtiyacı olduğu gerekçesiyle teklifi reddettiği yazıldı. Hatta otomobili arkadaşlarıyla para biriktirerek satın aldığı için arkadaşlarının gücenebileceği bile rivayet edildi. Sebebi nedir bilinmez ama Mujica hâlâ bu mavi Vosvos’unu kullanıyor.
Giderayak Guantanamo’dan 6 mahkûm kurtardı
Sosyalist lider görevini 10 Mart 2015’te yeni devlet başkanı seçilen Tabare Vazquez’e devretmeden önce -8 Aralık’ta- 10 yıldan uzun bir süredir Guantanamo’da tutulan altı mahkûma sığınma hakkı tanıdı.
ABD Başkanı Barack Obama, yaklaşık 10 ay süren pazarlıklar sonucu, 6 mahkûmu Uruguay topraklarında en az iki yıl tutma şartı ile Jose Mujica ile antlaşmaya vardı. Böylece Uruguay hükümeti, 11 Eylül saldırısının ardından Guantanamo Askeri Üssü’nde oluşturulan cezaevinde tutuklu bulunan dört Suriyeli, bir Filistinli ve bir de Tunuslu mahkûmun ABD’den teslim alındığını duyurdu.