“Dilim, uyanışımdır; dilim, ruhumun penceresidir.” Maori özdeyişi
“Before They Pass Away-Onlar Göçüp Gitmeden Önce”, fotoğrafçı Jimmy Nelson tarafından hazırlanan ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan kültürlerin fotoğraflarından oluşan çok güçlü bir belgesel serisi. Beş kıtada yolculuk yapan İngiliz fotoğrafçı, karşılaştığı 37 kabilenin eşsiz güzelliklerini fotoğraflamış. Sonuçta, Papua Yeni Gine’den Sibirya’ya, Etiyopya’dan Nepal’e, türünün son örneği kabilelerin, kendi coğrafyaları içindeki zengin yaşam tarzlarını ve görünüşlerini sergileyen bir proje ortaya çıkmış. Her bir topluluk, çok farklı dekoratif süslemelerle kendi varoluş amaçlarını, maneviyatlarını ortaya koyuyor. Modern medeniyetler, teknoloji, bolluk ve gereksiz pek çok mal-mülk ile donanmışken, fotoğrafçı bu dünyadan çok uzak kabilelerde çok daha derin bir gerçeğe; “insanlığın vicdanı”na ulaşmış.
Dünyanın en el değmemiş diyarlarındaki bu toplulukları keşfetmek ve fotoğraflarını çekmek için üç yıl boyunca seyahat eden Nelson’ın yaptığı iş, çok iyi niyetli bir çabaya dayansa da, soykırıma uğrayan bu topluluklar tarafından kimi zaman yanlış anlaşılmış. Her kabileye iki hafta misafir olan Nelson, onların gelenekleriyle tanışmış, ritüellerine katılmış ve bunları çok çarpıcı biçimde fotoğraflamış. Detaylı fotoğraflarında Nelson, her kabilenin benzersiz takılarını, saç ve giyim tarzlarını ve onlar için yaşamsal öneme sahip, kendine özgü çevresel ve kültürel unsurlarını ön plana almış. Nelson amacını; “hızla kaybolan bir dünyanın, yeri doldurulamaz etnografik bir kaydını oluşturmak” olarak tarif ediyor.
Nobel ödüllü Hintli yazar Tagore; “Mutlu olmak çok basittir, ama basit yaşamak çok zordur” diyor. Onlar kadar özgür yaşamak uğruna, modern dünyaya ait nelerden vazgeçerdiniz? Akıllı telefonlarınızı, internetinizi, TV’lerinizi feda eder miydiniz? En önemlisi elektriksiz yaşayabilir miydiniz? İşte, dünyanın en ücra köşelerinde kısa bir yolculuğa çıkıp, bastırılamaz insan iradesinin güzelliğe dönüşmesine tanıklık edebilmeniz adına, dram ve duygu yüklü belgesel serisinden sizin için seçtiklerimiz. Diğer kabilelerle tanışmak isteyenleri şuraya alalım.
1. Dassanech/Etiyopya
Afrika’nın Büyük Rift vadisinde yer alan Omo vadisi, binlerce yıldır orada yaşamış olan tahmini 200 bin yerli halka ev sahipliği yapıyor. 20 bin kişilik Dassanech (anlamı: Delta’dan insanlar) kabilesi, Omo nehrinin Turkana gölüne döküldüğü deltada, vadinin güney bölgesinde yaşıyor. Sığır, yaşamlarının merkezi konumunda. Hastalık, kuraklık ya da komşu yerli grupların saldırısı nedeniyle sığırlarını kaybettiklerinde yani ancak gerekli hallerde balık, timsah ve hipopotam avlayarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Herkesin kabul edilebildiği kabilede insanlar, etnik kökene göre tanımlanmıyor.
2. Arbore/Etiyopya
Etiyopya’nın güney batısında, Omo vadisinde hayat, ilk bin yılın başından bu yana çok az değişmiş. Omo nehri kıyısındaki bu insanlar da avcılık yaparak ve sığır yetiştirerek basit bir hayat yaşıyorlar. Göçebe olan bu toplumda kadınlar, kulübeleri kurmak ve toplamakla görevli. İhtiyaç duyulan elektriği üretmek adına yapımına başlanan barajın çevreye ve bu insanların yaşamına etkisi hakkında ciddi endişeler bulunuyor. Yapılması planlanan oyun parkları ve spor alanları, kabilenin yerleşim alanlarını kısıtlayan bir başka proje.
3. Kalam/Papua Yeni Gine
Yeni Gine’nin doğu yarısı, 1975’de Avustralya’dan tam bağımsızlığını kazandığında Papua Yeni Gine doğdu. Yerli nüfusu, dünyanın en heterojen nüfuslarından biri… Yaylalara platolara dağılmış farklı gruplar, küçük tarım klanları halinde yaşıyor. Buranın ilk ziyaretçileri dikkatle planlanmış bahçelerle ve sulama hendekleriyle karşılaştıklarında epey etkilenmişler. Yerli kadınlar olağanüstü birer çiftçi. Erkekler avlanıyor ve toprak, domuz ve kadın için diğer kabilelerle savaşıyor. Boyalar, korkutucu maskeler ve peruklar takarak düşmanlarını korkutmaya çalışıyorlar.
4. Goroka/Papua Yeni Gine
Papua Yeni Gine’de sert arazi koşulları ve tarihsel aşiret savaşları, köylerin izolasyonuna ve farklı dillerin çoğalmasına yol açmış. Farklı gruplar bir dizi yaylaya dağılmış. Bu yaylalarda hayat oldukça basit. Bölge sakinleri iyi yemekler yiyor, sıkı aile bağları var ve doğanın güzelliklerine büyük bir saygı duyuyorlar. Avcılık, toplayıcılık ve tarımla hayatlarını sürdürüyorlar. Yerliler arasında savaş çok yaygın.
5. Dani/Endonezya
Baliem vadisi, Papua ve Endonezya’daki Jayawijaya dağının tam ortasında, deniz seviyesinden 1600 metre yükseklikte. Daniler bu vadide yaşıyorlar, çiftçilik yapıyorlar ve çok verimli bir sulama sistemleri mevcut. Arkeolojik veriler, vadinin 9 bin yıldır tarımsal olarak kullanıldığını gösteriyor. Daniler genelde, farklı köyler ya da diğer yerli halklarla, topraklarını korumak uğruna sürekli bir savaş halinde.
6. Yali/Endonezya
Baliem vadisi bölgesinde yaşayan yerli gruplardan biri de Yaliler. Yali, “Dünya’nın Lordları” demek. Bakir ormanların derinliklerinde yaşayan Yali erkekleri, ortalama 150 cm boylarıyla “pigme” olarak kabul ediliyorlar. Farklı dil ve görünüşlere sahip bu kabileler benzer bir yaşam sürüyorlar. Hepsi çok eşli ve özel günleri için ritüelleri mevcut. Karşılıklı değişim hediye olarak görülüyor ve bu bir yükümlülük. “Koteka” adı verilen penis kılıfı, yerli grupların kimliklerinin ayırt edilmesini sağlayan geleneksel giysilerinin bir parçası.
7. Samburu/Kenya
Samburu insanları, Kenya dağının kuzeyde çöl ile birleştiği Kuzey Kenya’da yaşıyor. Sığır besicisi Nilotesler, 500 yıl kadar önce Rift vadisi boyunca güneye doğru hareket ederek Kenya’ya gelmişler. Nilotesler’in bir kolu olan Samburular, sığırlarını beslemek için her 5-6 haftada bir göç ediyorlar. Onlar Maasai kabilesine göre, daha eşitlikçi, bağımsız ve geleneksel yapıdalar. Toplumları o kadar uzun süredir sığır besiciliği ve savaş üzerine kurulmuş ki, daha yerleşik bir yaşam tarzı benimsemek onlar için epey zor.
8. Maasai/Tanzanya
Maasailer 15. yy’da Sudan’dan göç ederken, yol boyunca sığır sahibi diğer yerli kabilelere saldırdılar. Yolculuklarını tamamladıklarında neredeyse tüm Rift vadisine hakim olmuşlardı. Bir Maasai olmak, son büyük savaşçı kültürlerden birinde doğmuş olmak demektir. Maasailer’in tüm hayatı yağış düzenini dikkatle takip ederek engin arazide sığırları için su ve yiyecek aramakla geçer. Günümüzde Maasailer’i, şehirlerde sadece keçi ve inek değil, aynı zamanda boncuk, kömür, tahıl ve hatta cep telefonu satarken de görmek mümkün.
9. Maori/Yeni Zelanda
Maori halkının kökeni, 13. yy’a kadar geri gidebilen ve mitlere özgü bir vatan olan Doğu Polinezya’daki Hawaiki’ye dayanan uzun ve ilginç bir hikaye. Yüzyıllar boyu süren izole yaşam, Maoriler’in karakteristik sanat anlayışı, ayrı bir dil ve eşsiz mitolojileriyle farklı bir toplum olmalarını sağladı. Sanat, dans, efsaneler, dövmeler ve toplum yaşayışları geleneksel Maori kültürünün tanımlanmasını sağlayan başlıca farklı yönler. Her ne kadar, 18. yy’da Avrupalı sömürgecilerin gelişi Maoriler’in yaşamına derin bir etkide bulunmuş olsa da; geleneksel toplum yapıları 21. yy’a kadar ayakta kalmayı başarmış.
10. Tsaatan/Moğolistan
Tsaatan (anlamı: Ren geyiği insanları), binlerce yıldır dünyanın en ücra yarı arktik taygalarında (Altayca anlamı: Ormanla kaplı dağ) yaşayan ve yılda 5-10 kez göç eden dünyanın hayatta kalan son ren geyiği çoban kabilesinden biri. Günümüzde yalnızca 44 aile kalmış ve evcilleştirilen ren geyiği sayısının azalması yüzünden varlıkları tehdit altında. Tsaatanlar, sadece en temel ihtiyaçları olan peynir yapmak için kullanılan süt ve temel araçların yapımında kullanılan boynuzlarından ötürü bu hayvanlara bel bağlamıyorlar; her şeyden öte, ulaşım için ren geyiklerine ihtiyaçları var. Ren geyiklerini kesinlikle yemiyorlar. Bu da ren geyiği besleyen topluluklar arasında onları benzersiz yapan en önemli özellikleri.
11. Nenets/Rusya
Bir milenyumdan daha uzun süredir, yaz aylarında 35 derece, kış aylarında eksi 50 dereceye varan sıcaklıklardaki Yamal yarımadası genelinde göç eden bir başka ren geyiği çoban kabilesi. Yaklaşık 1000 km’yi bulan bu göç, 48 km’lik Ob nehrinin donmuş sularının üzerinden geçişi de içeriyor. 1970’li yıllarda keşfedilen zengin doğalgaz ve petrol rezervleriyle yarımadada genişleyen altyapı çalışmaları, onların geleneksel yaşam tarzlarını sürdürmelerini zorlaştırıyor. Örneğin; geç Stalin döneminden itibaren çocukların Sovyet yatılı okullarına kayıt olması gerekliliği, Nenetsler’in yaşam döngüsünün bir parçası haline gelmiş.
12. Mustang/Nepal
Eski Lo Krallığı, din, kültür ve tarih olarak Tibet’e bağlı olsa da siyasi olarak Nepal’in bir parçası. Günümüzde, Tibet kültürü artık yok olma tehlikesiyle karşı karşıya ve Mustanglar bugün mevcut son gerçek Tibet kültürlerinden biri olarak tek başına ayakta durma mücadelesi veriyor. 1991’e kadar, hiçbir yabancının Mustang kabilesi içine girmesine izin verilmiyordu. Lo halkının gelenekleri erken Budizm’le yakından ilişkili. Çoğu hala dünyanın düz olduğuna inanıyor. Son derece dindar olan bu toplulukta dualar, festivaller yaşamın ayrılmaz bir parçası. Manastırlarının ihtişamı dinin ne derece önemli bir konumda olduğunu gösteriyor.
13. Miao/Çin
Güney Çin’de Guiyang vilayetinin son derece uzak bir bölgesinde, az sayıdaki Miao kabilesinin geleneksel bir köyü var. Miao LangDe adındaki bu köyü bir yabancı olarak ilk kez ziyaret eden kişi de Jimmy Nelson. Modern çağda Çin’deki olağanüstü gelişmelere rağmen, yetkililer, bu mirasın kültürel önemini ve potansiyel değerini kavramaya yeni başlamışlar. Kadınların kafalarına taktıkları sıradışı aksesuar, yünden yapılıyor; bu aksesuarın parçaları ise atalarını hatırlamak ve onları kendilerine yakın tutmak için atalarının saçlarından yapılmış.
14. Vanuatu/Vanuatu Adaları
85 Vanuatu adasındaki yerleşim tarihi, MÖ. 500’e kadar uzanıyor. Papua Yeni Gineli denizclerin Vanuatu’yu kolonize ettiklerine dair kanıtlar var. Yüzyıllar boyunca da bu göçler devam etmiş. Günümüzde yerleşim gören adaların her birinde yaşayanların kendine ait dilleri, gelenek ve görenekleri var. Pek çok Vanuatu, servetin törenlerle elde edilebileceğine inanıyor. Dans, kültürlerinin önemli bir parçası ve buna “Nasara” deniyor. En önemli geleneksel etkinlik, Tanna adasında gerçekleştirilen, farklı yerli gruplar arasında ittifak ve dostluk sembolü olan Toka Festivali.
15. Gauchos/Arjantin
Bu göçebe ve rengarenk atları olan kovboylar 1700’lerde, o zamanlar aşırı kalabalık bir nüfusa sahip olan Cimarron adındaki vahşi sığırları avlamak için düz ovalarda gezinmeye başlamışlar. 18. yy’da özellikle deriye olan talep yüksekken, sığır ve at sürülerini avlamak üzere ortaya çıkan bir kabile Gauchos. Atı olmayan bir Gaucho, yarım bir adam sayılıyor. Gaucho kelimesi, kendi atı ve bıçağı ile ayrılmaz bir bütün olan özgür ruhları tanımlamak için kullanılıyor. Zaman geçtikçe, ticari hayvancılığın başlamasıyla bu çayırlık arazinin büyük bir kısmında yerleşik hale gelmişler.
16. Huaorani/Ekvator
En az bin yıldır Oriente, yani Ekvator’daki Amazon yağmur ormanları, Huaorani kabilesine (anlamı: İnsanlık ya da insanlar) ev sahipliği yapıyor. Onlar, kendilerini Amazonlar’ın en cesur yerlileri olarak görüyorlar. 1956’ya kadar bu insanların dış dünya ile hiçbir teması olmamış. Huaorani, seçkin avcılar ve korkulan savaşçılar. Petrol arama çalışmaları ve kaçak kesim uygulamaları, bu avcı ve toplayıcı kabilenin sürekli yer değiştirmesine neden oluyor. Hayvanlar, bitkiler ve ağaçlarla ilgili çok geniş bilgiye sahip olan kabilede, “Atalarımız yaşıyorsa biz de yaşayacağız, atalarımız ölmüşse, biz de öleceğiz” şeklinde bir inanış var.
17. Rabari/Hindistan
Neredeyse bin yıldır, bugün Batı Hindistan’da kalan çölleri ve ovaları dolaşan, Pers fizyonomisine sahip Rabari kabilesinin, bin yıl önce İran platosundan göç ettiğine inanılıyor. Günümüzde daha çok Gujarat ve Rajasthan’dalar. Rabari kadınları, varlıklarının gelişen bir ifadesi olarak hayati öneme sahip olan tekstil ve nakış geleneğine çok uzun saatler boyunca kendilerini adıyorlar. Erkekler sürülerle bir yerden bir yere hareket halindeyken de köyleri ve tüm mali işleri yönetmek de kadınların görevi. Yün, süt ve deri, temel gelir kaynakları.
18. Marken/Hollanda
Marken, Kuzey Hollanda’nın Waterland iline bağlı Zuiderzee’deki eski bir ada olan Markermeer’de bulunan bir yarımada. Bu eski ada günümüzde bir geçit ile Kuzey Hollanda ana karasına bağlanmış durumda. Burası çok uzun bir süre ada olarak kaldığı için Marken kostümleri, Hollanda’nın pek çok geleneksel kostümünden oldukça farklı. Örneğin Hollanda’da korse takılan tek kostüm buraya özgü.
19. Terschelling/Hollanda
Terschelling, Kuzey Hollanda’daki Batı Friz adalarından biri. Vlieland ve Ameland adaları arasında yer alıyor. Turizm, 20 yy’da giderek daha önemli bir faktör haline gelirken, Terschelling bu alanda adım atmakta epey gecikmiş. Adanın en önemli geçim kaynakları tarım ve denizcilik iken bugün en önemli ekonomik faaliyet turizm haline gelmiş.
20. Marquesans/Fransız Polinezyası
Bu belgesel serisini, yıllardır geleneksel vücut dekorasyonlarına hayran olduğu Marquesans ada sakinlerinin fotoğraflarını çekerek sonlandırmak Jimmy Nelson için şaşırtıcı olmamış. Nefes kesen ilk fotoğrafın çekimi için, bir nehri geçmek, Temetiou ve Fenani dağlarının içine dalmak gerekmiş.